WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

güçlüğü iddialarının da gerekçeli kararda irdelenmediği, Türk Borçlar Kanunu’nun ‘‘Aşırı İfa Güçlüğü’’ başlığını taşıyan 138. maddesine göre; ‘‘Sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkar ve sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifasının istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirir ve borçlu da borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olursa borçlu, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir....

    Maddesi kapsamında değerlendirme yapılsa dahi davalının öncelikle kendi borcunu ifa etmiş yada ifasını önermiş olması gerektiğini, davalı ile müvekkili arasındaki geçmiş tarihli ve karşılıklı olarak ifa edilmiş sözleşmelerde semenin malın muayeneye ve teslime hazır olduğunun müvekkilince beyan edilmesi sonrasında, muayeneye müteakip ödendiğini, taraflar arasındaki sözleşmelerin .......... 73 maddesi kapsamında art arda teslimli sözleşmeler olduğunu, dava konus......... numaralı art arda teslimli sözleşmelerin bir kısmının ifa edildiği, bir kısmının ise ifa edilmediğinin ortada olduğunu, ifa edilenlerin dava konusu yapılmadığını, taraflar arasındaki ifa sırasının malın muayene ve teslime hazır edilmesi ve sonrasında ödeme olduğu, bu şekilde alışkanlık ve teamül haline geldiğinin açık olduğunu, mahkemece kabul edilen anlamın ......... 58/3. Maddesine aykırı olduğunu, taraflarınca davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarına delil olarak dayanıldığını, mahkemece HMK'nın 220....

      Protokolde yer alan hisse devir borcunun bizzat davacı borçlu tarafından ifa edilmesinde alacaklının menfaati bulunduğu bir borç türü değildir. Anılan borç bizzat davacı borçlu tarafından ifa edilebileceği gibi üçüncü bir kişi tarafından da ifa edilmesi mümkündür. Bu durumda, davacının dava dışı ... ... A.Ş.'deki 3.300 adet hissesini davalının gösterdiği ...'na, davacının babası ....'de dava dışı ... ... A.Ş.'deki 3.300 adet hissesini davalıya devretmesi ile davacının sözleşmedeki hisse devir edimini tamamen ifa ettiğinin kabulü gerekir. Bir başka anlatımla, anılan hisse devir işlemleri ile davacı taraflar arasında akdedilen protokol kapsamında borcunu ifa etmiştir. Protokol hükümleri gereğince borcunu ifa eden davacı davalıdan ediminin ifasını talep edebilecektir....

        Asliye Hukuk (Tüketici) ile Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ayıplı mal satışından kaynaklanan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. 4077 sayılı Yasada değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasanın 4. maddesinde "AYIPLI MAL" hususu düzenlenmiş olup, somut olayda; davalının, davacıya ait işyerinden manto aldığı, davalının 4077 Sayılı Yasanın 3/e maddesi kapsamında tüketici olduğu anlaşılmakla, 4077 Sayılı Yasanın 23. maddesi gözönünde bulundurulduğunda, davanın Tüketici Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince Erzincan 1. Asliye Hukuk (Tüketici) Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 27/03/2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          müvekkili bakımından söz konusu sözleşmesel ilişki, objektif ifa imkânsızlığı sebebiyle kendiliğinden sona erdiğini, bu nedenlerle öncelikle huzurdaki davanın HMK nın 61.maddesi uyarınca dava dışı ......

            Bayi Toplantısı organizasyonunda bir kısım işlerin davacı tarafından görülmesi hususunda sözleşme ilişkisi bulunduğu sabit olup, uyuşmazlık; davacının edimini eksik ve ayıplı ifa edip etmediği, davalının süresinde ayıp ihbarınıda bulunup bulunmadığı, ayıp ihbarının varlığı halinde bedelde indirim konularındadır. Bilirkişi heyeti 01/02/2016 tarihli kök raporlarında; davacının edimini tamamen ve gereği gibi ifa ettiği, davalı ... tarafından yapılmış herhangi bir ayıp ihbarının bulunmadığı, davacının edimini eksik ve ayıplı ifa ettiği savunmasının kanıtlanamadığı, davacının ödenmeyen 70.100.00 TL alacağı bulunduğu belirtilmiştir. Aynı raporda sektör bilirkişisi, bayi toplantısında yaşanan aksaklıkları belirterek yaşanan aksaklıkların davalılar arasında tutanak altına alındığını ve imzalandığını beyan etmiştir....

              Davacı ıslah dilekçesi ile, 4.000,00 TL cezai şart alacağını ve eksik ifa nedeniyle uğradığı zarara ilişkin KDV dahil 29.736,00 TL tazminat talep ettiğini belirtmiştir.Mahkemece, sözleşmenin davacı tarafından haklı nedenle feshedildiği, davalının süresinde ifa yükümlülüğünü yerine getirmediği, sözleşmenin süresinden önce feshedildiği, bu nedenle davacının cezai şart talebinde bulunamayacağı, davalının ifa yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle üçüncü şahsa yaptırılan 2. Etapa ilişkin 63 adet kapı nedeniyle üçüncü şahsın verdiği fiyat ve oluşan fiyat farkının piyasa rayiçlerine uygun olduğu, davacının oluşan fiyat farkı kadar zarara uğradığı kabul edilerek 2.etaptaki 63 adet kapı için oluşan fiyat farkı toplam bedeli 25.200,00 TL + KDV olmak üzere toplam 29.736,00 TL üzerinden davanın kabulüne, cezai şart talebinin ise reddine dair verdiği karar dosya kapsamına göre usul ve yasaya uygun bulunmuştur....

                Dava ve icra takibine konu davacı tarafından sözleşmeye dayalı olarak 16.08.2018- 18.12.2018 dönemine ilişkin davalı adına düzenlenen faturaların her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının takip tarihi itibariyle takipte talep edilen miktar kadar davalıdan alacaklı olduğu, karşılıklı borç yükleyen sözleşmede taraflardan biri kendi edimini ifa etmeden karşı edimin ifasını talep edemeyeceği, aksi halde ödemezlik defi ile karşı karşıya kalabileceği, dolayısıyla somut olayda edimini ifa eden davacı alacaklıya karşı davalı borçlunun ödemezlik defini ileri süremeyeceği, esasen uyuşmazlığın davacının edimini ayıplı olarak ifa edip etmediği noktasında toplandığı, her ne kadar davalı tarafça davacının sözleşmede kararlaştırılan güvenlik hizmeti sağlama edimini gereği gibi ifa etmediği ileri sürülmüşse de, davacının edimin ifasına karşılık düzenlemiş olduğu faturaların herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin kendi ticari defter ve kayıtlarına kaydeden davalı borçlunun edimin...

                  Dava ve icra takibine konu davacı tarafından sözleşmeye dayalı olarak 16.08.2018- 18.12.2018 dönemine ilişkin davalı adına düzenlenen faturaların her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının takip tarihi itibariyle takipte talep edilen miktar kadar davalıdan alacaklı olduğu, karşılıklı borç yükleyen sözleşmede taraflardan biri kendi edimini ifa etmeden karşı edimin ifasını talep edemeyeceği, aksi halde ödemezlik defi ile karşı karşıya kalabileceği, dolayısıyla somut olayda edimini ifa eden davacı alacaklıya karşı davalı borçlunun ödemezlik defini ileri süremeyeceği, esasen uyuşmazlığın davacının edimini ayıplı olarak ifa edip etmediği noktasında toplandığı, her ne kadar davalı tarafça davacının sözleşmede kararlaştırılan güvenlik hizmeti sağlama edimini gereği gibi ifa etmediği ileri sürülmüşse de, davacının edimin ifasına karşılık düzenlemiş olduğu faturaların herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin kendi ticari defter ve kayıtlarına kaydeden davalı borçlunun edimin...

                    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 23/3 maddesine göre, tüketici davalarının tüketicinin yerleşim yerinde açılabileceğini, davanın bu kapsamda açıldığını, özel yetki kuralının ihlal edildiğini, HMK’nın 10. maddesine göre, sözleşmenin ifa edileceği yerin yetkili olduğunu belirterek, istinaf isteminde bulunmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, ayıplı mal satımından kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. HMK’nın 10. maddesine göre, sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir. TBK’nın 89. maddesine göre, para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilir....

                      UYAP Entegrasyonu