Mahkemece davacının tercih hakkını onarım yönünde kullandığı ve arızanın tamir edilerek giderildiğini gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 4077 sayılı yasanın 4. maddesi gereğince ayıplı bir malın teslimi halinde tüketici bedel iadesi de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme hakkına sahiptir. Aynı yasanın 13. maddesi tüketici onarım hakkını kullanmışsa ... süresi içinde sık sık arızalanma nedeniyle maldan yararlanamama süreklilik arzetmesi halinde 4. maddede yer ... değer seçimlik hakların kullanılabileceği düzenlemesini getirmiştir. ......
Dava, ayıp nedenine dayalı sözleşmeden dönme ve dava dışı 3.kişiye ödenen bedelin rücuen davalıdan tahsili istemine ilişkindir. 6098 Sayılı TBK'nın 227. maddesine göre, "Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir: 1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme. 2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme. 3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme. 4. İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme. Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır. Satıcı, alıcıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir....
Bozmaya uyan mahkemece; 28/09/2020 tarihli bilirkişi ek raporu hükme esas alınarak, satılan ürünlerin tamamının ayıplı olduğu, sözleşme tarihi dikkate alındığında ürünlerin ayıpsız misli ile değişimlerinin mümkün olamayacağı, davacının sözleşmeden dönme hakkını kullanabileceği gerekçesiyle; davanın kabulü ile sözleşmenin feshine, sözleşme konusu 1 adet oturma grubu, 1 adet TV ünitesi, 1 adet televizyon ve 2 adet halının davacı tarafından davalıya iadesine, 6.200 TL’nin davalıdan tahsiline, 800 TL’den davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Davacı ile davalının sözleşmeden dönme, bedel iadesi ve menfi tespit talebine yönelik istinaf taleplerinin incelenmesinde; davacının davalıdan mobilya takımı satın aldığını, mobilyaların ayıplı olduğunu belirterek, malların iadesini, ödediği bedelin tahsili ve maddi ve manevi tazminat talebinde bulunduğu, alınan bilirkişi raporuna göre mobilyaların ayıplı olduğu, davacı tüketicinin seçimlik hakkının sözleşmeden dönme ve bedel iadesi şeklinde kullanmakta haklı olduğu, ilk derece mahkemesince bu nedenle malların iadesine ve satış bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve kalan taksitlerden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar vermesinin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından tarafların buna yönelik istinaf taleplerinin HMK'nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerektiği, Davacının maddi ve manevi tazminat talebine ve bu talepler yönünden aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesine yönelik istinaf talebinin incelenmesinde; davacının...
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 22/04/2021 tarih ve 2021/116 Esas sayılı ara kararı ile kurulan hüküm nedeniyle davacı vekilinin istinaf başvurusu ile ilgili yapılan incelemede; DAVACI VEKİLİ DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE: Davalıdan satın aldığı aracın gizli ayıplı olmasına dayanarak sözleşmeden dönme hakkını kullanarak aracın davalıya iadesi ile davalıya ödemiş olduğu araç bedeli ile aracın tamir ve bakım ücretlerinin davalı tarafından kendisine ödenmesine, davalının malvarlığı, aracı ve bankla hesapları üzerine tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN 22/04/2021 TARİHLİ ARA KARARI İLE: "Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, dosya kapsamı, mevcut delil durumu, davanın niteliği dikkate alınarak, HMK.'nın 389 ve devamı maddeleri uyarınca davanın para alacağı talebine ilişkin olduğu, uyuşmazlık konusu olmayan davalının mal varlığı, araç ve banka hesapları üzerine ihtiyati tedbir talebinin reddine "şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki malın ayıplı olması nedeniyle sözleşmeden dönme ile bedelin iadesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece verilen kararın Dairece bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Mahkeme kararı davalı ... Tarım Makineleri Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü: Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 5219 ve 5236 sayılı Kanunlar ile değişik 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 427 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. 1086 sayılı Kanun'un anılan hükmü uyarınca, temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir....
Mahkemece 30.06.2011 tarihinde verilen ilk karar ile araçta bulunan imalattan kaynaklı gizli ayıp nedeniyle tüketicinin sözleşmeden dönme ve bedel iadesi isteminin haklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile dava konusu aracın davacı tarafından davalıya iadesine, dava konusu araçta hasar nedeni ile oluşan 1.000TL değer kaybının mahsubu ile davacının ayıplı mala ödediği 70.513,50TL’nin faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar verilmiştir. Kararın taraflarca temyizi üzerine Özel Dairenin 20.02.2012 tarihli ilk bozma kararında davacının tüm temyiz itirazları reddedilmiş, davalının itirazları yönünden yapılan inceleme sonucunda ise “satın alınıp iyice eskitilen bir aracın gizli ayıplı olduğundan dolayı iadesi ile bedelin tahsiline karar verilmesi taraflar arasındaki hak ve menfaatler dengesini bozar nitelikte olup TMK 2. maddesinde açıklanan iyiniyet kurallarına aykırılık teşkil edeceğinin kabulü gerekir....
Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun çerçevesinde ayıplı maldan kaynaklanan seçimlik hakların kullanılmasında hakkaniyet ve karşılıklı menfaat dengesi ilkeleri gözetilerek tüketicinin talebinden ve tercihinden farklı yönde karar verilmesinin mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 4077 sayılı yasanın 4. maddesinde ayıplı mal tarif edildikten sonra tüketicinin haklarını, a- bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, b- malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi, c- ayıp oranında bedel indirimi, d- ücretsiz onarım isteme olarak saymıştır. Yasa metninden de açıkça anlaşılacağı üzere tüketici bu haklarından dilediğini tercih edebilecektir. Bir başka ifadeyle tercih hakkı mahkemeye değil tüketiciye verilmiş, bu tercih hakkının kullanılmasında malın ayıplı olmasından başka ayıbın azlığı, küçüklüğü veya çokluğu şeklinde bir ölçüt getirilmemiştir....
Somut olayda; davalı tarafından davacıya satılan aracın km'sinin düşürüldüğü ve ayıplı olduğu alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından sabit olup, satıcının ayıbın varlığını bilmese bile alıcıya karşı sorumlu olduğu, ayıbın niteliği gereği davacının sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talep etme hakkını kullanmasında hakkaniyete aykırı bir durum bulunmadığı ve mahkemece verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından; davalı vekilinin yerinde bulunmayan bütün istinaf itirazlarının HMK'nun 353/1.b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
YEREL MAHKEME KARARI: Mahkemece yapılan yargılama sonunda; "dava ayıplı ürün nedeniyle davacı tüketicinin seçimlik haklarından satılanın iadesi ile sözleşmeden dönme hakkının kullanıma hususunda alacak istemnie ilişkindir. Davacı taraf davalıdan soğutucu satın aldığını, ancak ürünün sürekli arızalandığını, mağdur olduğunu, satılan iadesi ile sözleşmeden dönmeyi talep etiği, davalı taraf ise satılan üründe herhangi bir ayıp olmadığını, davacı tarafın satılan maldaki arızanın tespitine izin vermediğini davanın reddini tlaep ettiği anlaşılmşıtır. Ayıp kavramı ile satılan malda ortaya çıkan ve alıcının o maldan tümüyle ya da gerektiği gibi yararlanmasını engelleyen eksiklikler ve aksaklıklar gibi özürler ifade edilmek istenir.6502 sayılı yasanın 8. Maddesinde de ayıplı malın tanımı yapılmış ve 11. Maddesinde de ayıplı mal karşısında tüketicinin seçimlik hakları sayılmıştır....