Manevi tazminat davasının ise davacının ayıplı mal tesliminden dolayı manevi bir elem duyduğu gerekçeleri ile manevi tazminat istemiş ise de haksız fiilerde beden bütünlüğüne ve kişilik haklarına saldırı hallerinde manevi tazminat istenebileceği, maddi kayıplar nedeniyle yaşanılan üzüntülerin manevi zarar adı altında istenmesinin yasal dayanağının bulunmadığı, karşı tarafın doğrudan davacıya yönelik herhangi bir eyleminin olmadığı anlaşıldığından manevi tazminat isteminin reddine karar verilerek, davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
Manevi tazminat davasının ise davacının ayıplı mal tesliminden dolayı manevi bir elem duyduğu gerekçeleri ile manevi tazminat istemiş ise de haksız fiilerde beden bütünlüğüne ve kişilik haklarına saldırı hallerinde manevi tazminat istenebileceği, maddi kayıplar nedeniyle yaşanılan üzüntülerin manevi zarar adı altında istenmesinin yasal dayanağının bulunmadığı, karşı tarafın doğrudan davacıya yönelik herhangi bir eyleminin olmadığı anlaşıldığından manevi tazminat isteminin reddine karar verilerek, davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
Yasada yer alan bu hüküm mal varlığına dair zarar halini kapsamamaktadır. Mal varlığına yönelen bir eylem BK'nın 49 ve MK'nın 24. maddelerinde korunan kişisel hakların ihlalinden doğan bir eylem niteliğinde değildir. Somut olayda işin sözleşmeye uygun olarak yapılmamış olması nedeniyle manevi tazminat talep edilmiş ise de mal varlığına yönelen bir eylem nedeniyle davacının manevi tazminat isteyemeyeceği gözetilerek isteminin reddine karar vermek gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, hükmün 2. bent uyarınca davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 08.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ya satışının vaadedildiği, eldeki davanın ... ile ... arasında tazminata ilişkin olduğu, yükleniciye karşı açılmış bir dava bulunmadığı anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı Tükecinin korunması hakkında yasada değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasanın 3/c maddesinde konut ve tatil amaçlı taşınmaz mal sattıkları da tüketici yasa kapsamına alınmışsa da tüketici mahkemesi özel bir mahkeme olup görevinin 4077 Sayılı Yasasında kaynaklandığı, somut olayda gerçek kişiler arasındaki konut satışından kaynaklanan tazminat davasının sözkonusu olduğu yükleniciden konut alımı bulunmadığı anlaşılmakla, davanın genel hükümlere göre ... 4.Sulh.Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince ... 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 12.12.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, ayıplı servis hizmeti verilmesi (eser sözleşmesi ) işinden kaynaklanan tazminatın tahsili için yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Ümraniye 2.Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın temelinin ayıplı servis hizmeti verilmesi ve bundan oluşan zararın giderilmesi olduğu, hizmetin ayıplı verilmesinden kaynaklı tazminat davasının 4077 Sayılı Kanun kapsamında bulunduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İstanbul 5.Tüketici Mahkemesi ise, davalı ......
-KARAR- Davacı vekili, birleşen davalı asıl davada; müvekkilinin davalıdan...t satın aldığını, alınan raporlarda ürünün saf etil asetat olmadığının anlaşıldığını, müvekkilinin ayıplı ifa sebebiyle şimdilik 57.389.03 USD bedelli ürünü kullanamadığını, müşterilerine karşı taahhütlerine riayet edemediğini, teslim etmesi gereken emtiayı süresinde müşterilerine teslim edemediğini, müvekkilinin ayıplı ifa sebebiyle müşterileri nezdinde itibar kaybına uğradığını, ürün teslimlerindeki gecikmeler sözleşmelerden kaynaklı cezai şartlar sebebiyle tazminat davalarına maruz kalma tehdidi altında olduğunu belirterek müvekkili şirketin ayıplı ifadan dolayı uğramış olduğu 86.370.00 TL zararının ticari temerrüt faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Birleşen davanın ise reddini istemiştir....
- K A R A R - Dava, mal satışından kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Davalı vekili, iddiaya konu veresiye fişlerine davacının eklemeler yaptığını, sonradan doldurulan veresiye fişleri ile müvekkilinin borçlu gösterildiğini belirterek davanın reddi ile kötü niyet tazminatının davacıdan tahsilini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller, benimsenen bilirkişi kurulu raporuna göre davanın kısmen kabulüne, takibin 9.074,00 TL üzerinden takipte belirtilen faiz oranları üzerinden devamına, davacının fazlaya ilişkin isteminin ve tarafların tazminat istemlerinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....
. - K A R A R - Dava; ticari mal satışından kaynaklanan faturalara dayalı alacağın tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Davalı vekili, davaya konu malların müvekkiline teslim edilmediğini yetkili şirket elemanlarınca imzalanmış herhangi bir sevk irsaliyesinin bulunmadığını belirterek davanın reddi ile %40 kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama toplanan deliller neticesinde davacı tarafın teslim olgusunu ispatlayamaması bu konuda davalı yana yemin de teklif etmemesi nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir....
Taraflar arasındaki tazminat istemine ilişkin davada Antalya 8. Asliye Hukuk ile Antalya 3. Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ikinci el araç satışından kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Tüketici Mahkemesi ise, uyuşmazlığın 2. el araç satışından kaynaklandığı, tarafların tüketici tanımına uymadığı ve tüketici işlemi bulunmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. 28.11.2013 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun”un (TKHK) 2. maddesinde Kanunun kapsamı “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır....
Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile 1.271,67 TL kira bedeli, 7.114,39 TL değer kaybı bedeli olmak üzere toplam 8.386,06 TL'nin dairenin teslim tarihi olan 30/06/2009 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazla çalışma alacağı ile ilgili talebin REDDİNE karar verilmiş; hüküm, davalı tarafca temyiz edilmiştir. 1-Eldeki dava, konut satışından kaynaklanan zararın tazminine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; davacı davayı açarken geç teslim yönünden talebini 1.259,00 TL olarak belirlemiş, ıslah ile alacak talebini artırmamıştır. Hemen belirtilmelidir ki 6100 sayılı HMK.nun 26/1. maddesi gereğince hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olup, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez....