Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

olarak defterlerine kaydettiği faturaların tamamının müvekkili şirket dışında başka şirket, kurum veya kuruluş tarafından ödendiğini, kök bilirkişi raporunda davacının ayıplı satışı aluvre satış olarak nitelendirilmişken davalının ayıptan kaynaklanan yükümlülüklerini kaldırmak üzere ek raporda aliud satış olarak nitelendirdiklerini, ancak davacının eyleminin ayıplı mal satışı olduğunu ve satıcının ayıptan kaynaklanan sorumluluğunu yerine getirmesi gerektiğini, davalının ayıplı malları ucuza satamadığını ispat edemediğinden davalının ayıplı maldan sorumluluğunun olmadığı gerekçesinin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 227 nci maddesine aykırı olduğunu, müvekkili şirketin elinde kalan mallara ilişkin liste Mahkemeye sunulduğu halde bunların değerlendirilmediğini, davacının Ruşca defter kayıtları tercüme ettirilip Mahkemeye sunulduğu halde bilirkişice bu kayıtlar incelenmeden rapor hazırlandığını, şayet incelenmiş olsaydı fark faturalarının olmadığının anlaşılabileceğini...

    olarak defterlerine kaydettiği faturaların tamamının müvekkili şirket dışında başka şirket, kurum veya kuruluş tarafından ödendiğini, kök bilirkişi raporunda davacının ayıplı satışı aluvre satış olarak nitelendirilmişken davalının ayıptan kaynaklanan yükümlülüklerini kaldırmak üzere ek raporda aliud satış olarak nitelendirdiklerini, ancak davacının eyleminin ayıplı mal satışı olduğunu ve satıcının ayıptan kaynaklanan sorumluluğunu yerine getirmesi gerektiğini, davalının ayıplı malları ucuza satamadığını ispat edemediğinden davalının ayıplı maldan sorumluluğunun olmadığı gerekçesinin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 227 nci maddesine aykırı olduğunu, müvekkili şirketin elinde kalan mallara ilişkin liste Mahkemeye sunulduğu halde bunların değerlendirilmediğini, davacının Ruşca defter kayıtları tercüme ettirilip Mahkemeye sunulduğu halde bilirkişice bu kayıtlar incelenmeden rapor hazırlandığını, şayet incelenmiş olsaydı fark faturalarının olmadığının anlaşılabileceğini...

      İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili; ayıp ihbarının süresinde yapıldığını, cihazların ayıplı olduğunu, akademisyenlerce düzenlenen, yerinde yapılan incelemeye dayanan raporların bunu ortaya koyduğunu, bilirkişilerce yalnızca fiziki dosyada mevcut belgeler üzerinden incelemenin gerçekleştirildiği, konunun açığa kavuşturulmadığı, hakimin davayı aydınlatma yükümlülüğünü ihmal ettiğini, önemli kayıtların celbi için gerekli yerlere müzekkere yazmadığını, ayıbı tespit eden üniversite ile irtibat kurmadığı, bu şekilde davanın reddine karar verilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR Uyuşmazlık; ayıplı mal satışı nedeniyle satıma konu malın ayıplı olduğunun usulüne uygun delillerle kanıtlanıp kanıtlanamadığı hususuna ilişkindir....

        DAVALININ CEVABI : Davalı vekili davanın reddi gerektiğini savunmuş, davacı firmadan plastik bobin satın alındığını, ancak malların ayıplı çıktığını, bu sebeple durumun bir ihtarla 03/08/2016 tarihinde davacı tarafa bildirildiğini, ihtara rağmen davacının malları iade almadığını, bilakis haksız icra takibi başlattığını ve takibe konu alacağa ayıplı mallar dahil tüm alacağı konu kıldığını, bunun üzerine müvekkilinin ayıplı ürünler için iade faturası keserek ayıplı mal bedelinden geriye kalan tutarı ödediğini, bu yüzden takibe kısmen itiraz edildiğini, davacının icra inkar tazminatı taleplerinin yerinde olamdığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesine ve davacı tarafın kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir. DELİLLER ve GEREKÇE: Derdest dava ticari nitelikteki satış sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasıdır. Kural olarak ispat külfeti davacı taraf üzerindedir. Davacı bir mal satıp teslim ettiğini ispatlamalıdır....

          - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili şirketin telefon kartı satışı yaptığını, ... İletişim Hizmetleri A.Ş.'ye ait arama kartlarının satışı için ... Ordu Donatım tarafından ihale yapıldığını, ihalenin kazanıldığını ve 14.308 adet kart için toplam 28.616 TL ödeme yapıldığını, ancak kartların ayıplı olduğunu ileri sürerek müvekkilinin sözleşmeden dönme hakkını kullandığını, kartların iadesini, 28.616 TL'nin faiziyle birlikte müvekkili şirkete ödenmesini talep etmiş, davacı vekili 29.05.2013 havale tarihli dilekçesi ile davanın arama kartlarındaki üretim hatasından kaynaklı ayıplar dolayısıyla sunulan ayıplı sabit telefon hizmeti sebebiyle, müvekkili şirketin uğramış olduğu zararın karşılanması talepli maddi tazminat davası olarak değiştirildiğini, maddi zararın şimdilik 28.616 TL kısmının faizi ile birlikte müvekkili şirkete ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Uyuşmazlık, davacı alıcının ayıplı ticari mal satımı nedeniyle davalı ithalatçı şirketten tazminat istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 19. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 19. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 25.01.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki dava, satım sözleşmesinden kaynaklanan ayıplı mal nedeniyle tazminat isteminden kaynaklanmaktadır. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. SONUÇ: Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 17.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda; davanın, ayıplı mal nedeniyle tazminat davası olduğu, davacı tarafça satın alınan araçların ayıplı olduğu, ancak bu ayıpların çıplak gözle tespit edilebilecek nitelikte açık ayıp olduğu, davacı yanca TTK'nın 25. maddesinde belirtilen muayene ve ihbar yükümlülüklerine uyulmadığı, böylece davacının araçları ayıplı haliyle kabul ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davalı ...'nin temyizi lehine hükmedilen vekalet ücretinin hatalı hesaplandığına ilişkindir. Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince, maddi tazminat taleplerinin reddi nedeniyle 6.226,00 TL nispi, manevi tazminat talebinin reddi nedeniyle 1.200,00 TL maktu olmak üzere toplam 7.426,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken hatalı uygulama sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

                  kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dava, ayıplı mal satışı nedeniyle, taşınmaza yapılan faydalı masraflar ve satış bedelinin iadesi istemine ilişkin olup, mahkemece satış bedeli istemiyle ilgili olarak, resmi akit tablosunda belirtilen 16.750,00 TL üzerinden hüküm kurulmuştur....

                    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) Taraflar arasındaki ayıplı mal satışı davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı Otokoç A.Ş'den satın aldığı araçta imalat hatası bulunduğunu, diğer davalının da üretici olduğunu ileri sürerek, ödediği 26.685.58 Tl'nin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davannın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalı tarafından 16.8.2007 tarihinde satın aldığı aracın orijinal boyası dışında boyalı olduğunu farkettiğini belirterek, araca ödediği bedelin iadesi talepli bu davayı açmıştır....

                      UYAP Entegrasyonu