Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece davanın kısmen kabulü ile,davaya konu olan aracın aracın ayıplı mal olması nedeniyle mümkünse misli ile bu mümkün değil ise satış bedeli olan 27.150 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle dava konusu aracın ayıplı olduğuna ilişkin delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dava, 4077 sayılı Kanun çerçevesinde davalı tarafından davacıya ayıplı olarak satılan araca ilişkin seçimlik hakların kullanılması istemine ilişkin olup,Davacı dava dilekçesinde, dava konusu ayıplı aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesini,mümkün olmaması halinde satış bedelinin tahsilini talep etmiştir....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki ayıplı mal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı, davalı firmadan 24/06/2013 tarihinde satın almış olduğu koltuk takımının ayıplı olduğunu, davalı şirkete malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi için gizli ayıbın öğrenildiği tarihten sonra başvurulduğunu, ancak, davalının 30 iş günü içerisinde değişimi gerçekleştirmediğini ileri sürerek, ayıplı malın iadesi ile bedeli olan 3.499,00 TL’nin faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, satmış olduğu malın ayıplı olmadığını, davacının şikayetçi olduğu sorunların, kullanımdan kaynaklanması sebebiyle ... kapsamında tamirinin mümkün olduğunu beyanla, davanın reddini dilemiştir....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ayıplı mal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı; davalı bayiden 57.170,99 TL bedelle satın aldığı aracın arka çamurluğunda boya kabarması ve atması olduğunu fark etmesi üzerine mahkeme aracılığı ile yaptırdığı tespit neticesinde aracın satılmadan evvel bir darbe sonucu sol arka çamurluk kısmının tamir edildiği ve boyandığının anlaşıldığını, bu hali ile aracın gizli ayıplı olduğunu ileri sürerek, öncelikle ayıplı malın ayıpsız misli ile değiştirilmesine, mümkün olmadığı takdirde ayıplı mal için ... olduğu 57.170.99 TL’nin ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte iadesine karar verilmesini istemiştir. Davalılar; davanın reddini dilemişlerdir....

        GEREKÇE: Dava, ayıplı verildiği iddiasıyla, taşınmazın ayıpsız misli ile değiştirilmesi, bunun kabul edilmemesi halinde bedelde indirim talebine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen ilk derece mahkemesi kararı hakkında 6100 sayılı HMK nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince; istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık olup olmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. İlk derece mahkemesince "davacının yenilik doğuran hakkını misli ile değişim olarak kullandığı, davacının artık bu hakkı değiştiremeyeceği, taraflar arasında imzalanan sözleşme ile 6/d maddesinin" hak sahibine tahsis edilen daire belirlenip, sözleşme imzalandıktan sonra hiçbir gerekçe ileri sürülerek tahsis edilen dairenin değiştirilmesi talep edilemez" şeklinde düzenlendiği, bu madde ile satıcının sorumluluklarından olan misli ile değişim sorumluluğunun ortadan kalktığı"gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....

        TKHK'nun "ayıplı mal" başlıklı 8 inci maddesinin 1 inci fıkrası "Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır." şeklindedir. TKHK'nun "ispat yükü" başlıklı 10/1 inci maddesine göre; "Teslim tarihinden itibaren altı ay içinde ortaya çıkan ayıpların, teslim tarihinde var olduğu kabul edilir. Bu durumda malın ayıplı olmadığının ispatı satıcıya aittir. Bu karine, malın veya ayıbın niteliği ile bağdaşmıyor ise uygulanmaz."...

          Öncelikle ayıp ihbarı bakımından Yargıtay yerleşik içtihatlarından da anlaşılacağı üzere aracın ayıp niteliğinde olduğu iddia edilen arızaya ilişkin olarak yetkili servise götürülmesi, hukuki olarak ayıp ihbarı olarak değerlendirilmekte olup, gizli ayıplı araçta ayıp ihbar süresine uyulmuştur. Üç kişilik teknik bilirkişi heyetiyle keşif yapılarak alınan raporda, uyuşmazlığa konu araçtaki yağ eksiltme probleminin üretimden kaynaklı olduğu ve aracın gizli ayıplı mal olduğunun tespit edildiği, bu nedenle imalattan kaynaklanan arızaların davacı/alıcının kullanım amacı bakımından beklediği faydaları ortadan kaldıran ve değerini azaltan ayıp olduğu, davacının seçimlik haklarından misli ile değişim hakkını kullanmak istediği anlaşıldığından, aracın ayıpsız misli ile değişime karar vermek gerekmiştir....

            Tüketici Mahkemesi 'nin 2017/642 Esas, 2020/200 Karar sayılı ve 24.06.2020 tarihli kararı ile; "davacının ayıpsız misli ile değişim davasının reddine, davacının bedel indirimi talepli davasının kabulü ile, 10.043,48 TL bedel indirim tutarının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 1.000,00 TL araç mahrumiyet bedeli ve 240,00 TL ihtarname bedeli olmak üzere toplam 1.240,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine," şeklinde karar verilmiştir. İSTİNAF TALEBİ VE SEBEPLERİ :Davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde sunulan istinaf dilekçesi ile; davaya konu aracın gizli ayıplı olduğunun sabit olduğunu, davacı tüketicinin 6502 sayılı Kanunun 10....

            Maddesi: Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 2005/4- 487 K. 2005/553 T: 05.10.2005 sayılı kararında: anlaşılacağı üzere dava konusu talep zamanaşımına uğramış olduğundan davanın usulden reddi gerektiğini davacı talebi, hak-nesafet kurallarına ve hakkaniyet ilkesine aykırılık, taraflar arasındaki hak ve menfaat dengesinde orantısızlık teşkil ettiğinden ve ayrıca aracın ayıpsız misli ile değişiminde imkansızlık olduğundan, davacı aracın ayıpsız misli ile değişimini talep edemeyeceğini 6502 sayılı yasanın 11/1 ve 11/3 maddesine göre; aracın misli ile değişim talebinin, "imkân varsa” ve "orantısız güçlükleri beraberinde getirmiyorsa" şartına bağlı olduğu, dolayısıyla aracın ayıpsız misli olmadığı durumda, davacının ayıpsız misli ile değişim talebinin yerine getirilmesinin imkansız olduğu ve yasal olarak mümkün olmadığının ortada olduğunu 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 227. maddesi uyarınca da; ayıpsız misli ile değişim seçimlik hakkını kullanabilmesi, "imkan varsa" şartına bağlandığını Alıcının...

            Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; araçtaki ayıptan kaynaklanan değer düşüklüğü yönünden 1.000 TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmiştir.Hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı tarafından davalı ... Otom. Paz. San. A.Ş’den 27.06.2007 tarihinde satın alınan sıfır 2007 model araçtaki ayıp nedeniyle aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki satışa konu aracın ayıplı olduğu dosya içeriği itibariyle sabit olduğu gibi mahkemenin de kabulündedir.Davacı,malın ayıplı olması halinde 4077 sayılı yasanın 4.maddesi gereğince değişim, sözlemeden dönme, onarım veya bedel indirimi yönünde tercih hakkını kullanmakta muhayyerdir. Dava dilekçesinde davacı aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesini, bunun mümkün olmaması halinde araçtaki değer kaybını talep etmiş ise de, yargılama aşamasında 04.03.2009 tarihli celsede tercihini aracın ayıpsız yenisiyle değiştirilmesine hasretmiştir....

              sonuç kısmının dahi kendi içerisinde çeliştiğini, bu sebeple de dosyanın yeni bir bilirkişiye tevdii gerekmekte iken yerel mahkemece hukuka ve hakkaniyete aykırı şekilde hüküm kurulduğunu, Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun( 6502 sayılı) ile yapılan ayıplı mal tanımının davacının iddialarını karşılamadığını, davacının ilk olarak göndermiş olduğu ihtarname ve sonrasında açılan iş bu davanın konusunun kanunun tanımlamış olduğu “ayıplı mal” kavramını karşılamadığını, bir malın ayıplı mal olarak kabul edilebilmesi için kullanım amacını karşılamayan, kullanımda beklenen faydayı azaltan veya ortadan kaldıran mal olması gerektiğini, ancak davalının, satıcı olan müvekkilinden almış olduğu traktörde böyle bir durumun söz konusu olmadığını, dava konusu traktör ile ilgili şikayetler ayıplı mal tanımına uymadığı gibi, misli ile değişim koşullarını da sağlamadığını, davanın taraflar arasındaki hak ve menfaatler gözetilmeden, iyi niyet kurallarına aykırı olarak açıldığını ve yerel mahkemece...

              UYAP Entegrasyonu