Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Böyle bir durumda manevi tazminat talebinin hukuksal dayanağı artık Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi olmaktan çıkmıştır. Davacı, eşinin sadakatsizliği iddiasına dayanarak manevi tazminat talep ettiğine göre, davalının hukuka aykırı bu eylemi sebebiyle Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesine göre sorumluluğuna gidilemiyorsa, evlilik birliğindeki sadakat (TMK.md. 185/3) yükümlülüğünü ağır biçimde ihlal eden bu eyleminin sübut bulması halinde, genel hükümlere göre sorumluluğuna gidilebilir. Borçlar Kanunu Türk Medeni Kanununun 5. kitabı olup, onun tamamlayıcısıdır. (E.B.K.md.544; 1098 Sayılı TBK.m.646) O halde, davacının manevi tazminat isteği "aile hukuku" hükümlerine göre inceleniyorsa, haksız fiil sorumluluğuna ilişkin genel hükümler çerçevesinde incelenebilecektir....

    Mahkemece, maddi tazminat davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat davasının reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddede belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti ifade eder....

      Maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; Dava,otel/konaklama hizmetinin ayıplı/kusurlu ifa edildiği iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemlidir. Davacılar vekili; davacıların tatil ve konaklama amaçlı davalı şirketin otelinde konakladıkları esnada küçük çocuklarının otelin havuzunda boğularak vefat ettiğini, bundan kaynaklı davacıların uğradığı maddi ve manevi zararlarından davalı şirketin sorumlu olduğunu ileri sürerek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı vekili; dava konusu olay sebebiyle davalıya kusur ve sorumluluk izafe edilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir....

      asıl davanın kısmen kabulüne, davacının deposunda bulunan ve ayıplı olduğu tespit edilen ürünlerin davalıya iadesi halinde ayıplı malın bedeli olan 1.376,40 TL' nin davacının talep ettiği 1.000,00 TL' lik bölümünün davalıdan tahsiline, davacının 1.000,00 TL kar kaybının davalıdan tahsiline, davacının henüz satışı yapılmayan ayıplı ürünlerin bedelinin iadesine yönelik talebi ile ilgili olarak karar verilmesine yer olmadığına, davacının manevi tazminat talebinin reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne, itirazın kısmen iptali ile takibin 5.231,00 TL asıl alacak üzerinden devamına karar verilmiş, hüküm asıl dava davacısı-birleşen dava davalısı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Asıl davada, davacıya farklı talepleri açıklattırılarak talep edilen toplam alacak tutarı üzerinden eksik harcın tamamlanması konusunda süre verilip, eksik harcın tamamlanması halinde, davacının davalı tarafça geri alınmasını ve bedelinin tarafına iadesini talep ettiği, henüz satışı yapılmayan depodaki ürünlerin...

        Mahkemece, davanın kabulü ile;dava konusu ayıplı aracın davalılara iadesine ve araç bedeli olarak davacı tarafından ödenen 27.055 YTL’nin davalıların temerrüt tarihi olan 04.06.2006 tarihinden itibaren yasal reeskont faizi ile davalılardan müşterek müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacının belgelendirilmeyen maddi tazminat talebi ve şartları oluşmayan manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların 2008/15098-2009/5358 aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davaya konu araç davacı yedinde olup, davacı aracı, davalı taraf da satış tarihinden itibaren davacı tüketicinin ... olduğu satış bedelini kullanmıştır....

          ispata ilişkin bir delil sunmadığı, taraf defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırıp yaptırmamak hususundaki taktirin mahkemeye ait olduğu, manevi tazminat şartlarının oluşmadığı belirtilmiştir....

          Nitekim davacıya tahsisli dairenin de dava devam ederken, 21.06.2010 günü teslimi gerçekleşmiş olup, müdahalenin men'i talebi bakımından dava konusuz kalmıştır. Açıklanan nedenlerle, yapılan geç teslimde, davalı kooperatifin kasıtlı tavır sergilemediği dosya kapsamı ile sabittir. Kaldı ki mahkemece davalı kooperatif bakımından manevi tazminata hükmedilmiş olması, birleşen dava davalıları olan yöneticiler hakkındaki davanın reddine esas alınan, kusurlu ve kasti hareket edildiğinin tespit edilemediğine ilişkin gerekçe ile de çelişmektedir. Bu durumda mahkemece, davalı kooperatif aleyhine talep edilen manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçelerle bu istemi kabulü doğru olmamıştır. VII....

            Davacının ayıplı malın bedel iadesi talebiyle birlikte tamirattan doğan maddi ve manevi zararının giderilmesini talep ettiği görülmüş, davacının 10.000,00 TL maddi tazminat talebinin neden kaynaklandığının bildirilmediği ve zarar kalemlerinin açıklanmadığı, maddi tazminata dayanak olan herhangi bir belge veya bilginin dosyaya sunulmadığı tespit edilmiştir. Dava tarihi itibarıyla yürürlükte olan Türk Borçlar Yasasının manevi tazminatı düzenleyen 56. Maddesinde " Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. " kişilik hakkının zedelenmesi başlıklı 58. Maddede " Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: 6100 sayılı HMK'nun 355/1 maddesi uyarınca, istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Dava, ayıplı konaklama hizmeti verildiği iddiasına dayalı manevi tazminat davasıdır. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçelerle; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karar taraf vekilleri tarafından istinaf edilmiştir. Davacının 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 3/k maddesinde düzenlenen tüketici konumunda, davalının ise aynı maddenin 3/ı maddesinde düzenlenen hizmet veren konumunda olduğu anlaşılmaktadır....

            İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, Davalı hastanenin davacıların müşterek çocukları Tuana Can'ın doğum sonrası sevki ile tedavisini üstlendiği ancak kötü tedavi sonucu malul kaldığı , ayıplı hizmet sunduğu iddiasına dayalı olarak açılan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece red kararı verilmiş ise de, davacılar bebeklerinin sağlıklı doğduğunu, 14 gün sorunsuz yaşadığını sonra hastalandığını ve davalı hastaneye nakledildiğini buruda yeterli tedavi yapılmadığını, hastane hijyeninin eksik bırakılması sonucu zararın arttığını ileri sürmüşler, davalı hastane ise, küçüğün erken doğduğunu, doğum ve solunum sıkıntısı nedeni ile sevk edildiğini, her türlü bakımın özenle ve eksiksiz yapıldığını savunmuştur....

            UYAP Entegrasyonu