ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2021/104 Esas KARAR NO: 2022/286 DAVA: Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) DAVA TARİHİ : 17/12/2014 KARAR TARİHİ: 05/04/2022 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davacının davalılardan -----marka sıfır araç satın aldığını, aracın seyir halinde iken uğultu seslerinin gelmesi ve araç içerisindeki -----var olduğunu tespit etmesi sonucu aracı ---- yetkili servis olan davalı -----teslim ettiğini servis yetkilileri tarafından servis formu düzenlendiğini, davacının onayı alınmaksızın aracın onarımının yapıldığını, davacının aracı teslim ederken problemin tespit edilmesini talep ettiğini, onarımını talep etmediğini, talep olmadan yapılan onarım üzerine davacının malın ayıplı olması nedeniyle sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talep ettiğini bildirir ihtarname keşide ederek davalılara gönderdiğini, ancak davalıların...
Bu seçimlik haklarda tüketici; bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Tüketici seçimlik haklarından herhangi birisini kullanabilecektir. Ne var ki, tüketici bu hakkını kullanırken objektif iyiniyet kuralları içerisinde hareket etmek zorundadır. 6502 sayılı Yasa 11/3. maddesinde “Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir. Orantısızlığın tayininde malın ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil edip etmeyeceği gibi hususlar dikkate alınır.” düzenlemesi mevcuttur....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ Mahkemece toplanan delillere, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacının misli ile değişim talebinden feragat etmesi nedeniyle talebin reddine, seçimlik hakkını sözleşmeden dönme ile bedel iadesi yönünde kullandığından ürünün iadesi ile satış bedelinin ürün iade tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, davacının ürünü alırken teşhir ürünü olduğunu bilerek eş değer buzdolabı değerinden düşük bedelle 9.500,00 TL'ye satın aldığı bu kapsamda eş değer buzdolabı güncel fiyat bedelinin davacıya iadesine karar verilmesi durumunda davacı lehine sebepsiz zenginleşme durumu ortaya çıkacağından ürünün güncel fiyatı ile satış bedeli arasında kalan farka ilişkin tazminat talebinin reddine karar verilmiştir....
Somut olayda, yukarıdaki yerleşik Yargıtay uygulamaları da nazara alındığında, davacı taraf dava dilekçesinde terditli olarak sözleşmeden dönme, bedel iadesi, ayıpsız misli ile değişim, ücretsiz onarım ve bedel iadesi taleplerinde bulunmuş, 19/11/2019 tarihli duruşmada davacı vekili yine terditli olarak öncelikle ayıpsız misli ile değişim, olmadığı takdirde sözleşmeden dönme ve bedel iadesi, olmadığı takdirde araçtaki ayıbın ücretsiz onarım ve gizli ayıp sebebiyle yapılacak ücretsiz onarımdan kaynaklı değer kaybından kaynaklı bedelin tahsilini talep etmiş ve yerel mahkemece davacı tarafa hangi seçimlik hakkı kullandığı hususu açıkça hasrettirilmeksizin terditli taleplerden satıcı davalı aleyhine sözleşmeden dönme ve bedel iadesine hükmedilmiş, bunun sonucu olarak ta üretici/ithalatçı davalı yönünden husumet yokluğu sebebiyle usulden red kararı verilmiş olmasının ve dolayısıyla davacı/tüketiciye ayıp sebebiyle aracın satış tarihi olan 2017 yılında yürürlükte bulunan ve uyuşmazlığa uygulanması...
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını, dava konusu araçta ayıbın bulunmadığını, ayıbın kabulü halinde dahi satış bedelinden indirim yapılmasının hakkaniyete uygun olacağını savunarak davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; "Dava, ayıplı araç satışı iddiasına dayalı sözleşmeden dönme, bedel iadesi mümkün olmaması durumunda aracın ayıpsız olanı ile değiştirilmesi istemine ilişkindir. Ayıbın niteliği de dikkate alınarak dava tarihi itibariyle alacağın zamanaşımına uğramadığı kabul edilmiştir. 6502 sayılı yasa 11/3. maddesinde “Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ayıp iddialarının doğru olmadığını, müvekkili şirketin sorumluluğunu gerektirecek şekilde bir ayıbın söz konusu olmadığını, tüketicinin seçimlik haklarını kullanma şartlarının somut olayda meydana gelmediğini, tüketicinin ücretsiz onarım yönündeki talebinin müvekkili şirket tarafından karşılandığını, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, yıpranma payının da düşülmediğini, bilirkişi raporunun karar vermeye elverişli olmadığını belirterek, istinaf istemlerinin kabulü ile kararın kaldırılmasına ve davanın tümüyle reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, ayıp iddiası nedeniyle 6502 sayılı Yasa'nın 11. Maddesindeki seçimlik haklar doğrultusunda sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebine ilişkindir....
, davacı firma tarafından --- tarihinde satın alınmış olup teslim tarihinde cihaz ayıplı olduğu, dava konusu --- tarihinde davalı satıcı firmaya gönderilmiş olup bu tarihten itibaren 9 ay geçmesine rağmen cihazda hiçbir işlem yapılmadığı, kanun hükmünden de görüleceği üzere malın ayıplı olması halinde alıcı satılanı geri vererek sözleşmeden dönme seçimlik hakkını kullanabileceği, davacı şirket dava konusu cihazı satıcı şirkete göndererek ayıplı malı geri vermiş olup sözleşmeden dönme seçimlik hakkını kullandığı, cihazın mevzuat gereğince---- cihaz 9 aydır davalı firmada olup cihazın bedel iadesi veya ayıpsız misli ile değişimi yapılmadığı açıklanan nedenlerle davanın kabulü ile yargılama giderleri ile ücreti vekâletin davalı taraflara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür....
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde; Dava; satım sözleşmesinden kaynaklanın ayıp nedeniyle sözleşmeden dönme ve bedel iadesi istemine ilişkindir. Öncelikle mahkemece hüküm altına alınan değer davalı yönünden kesin nitelikte olduğundan davalı vekilinin istinaf talebinin usulden reddine karar verilmelidir....
Davacı, sıfır km satın aldığı araçtaki üretimden kaynaklanan boya hatası nedeniyle sözleşmeden dönme ve bedeli iadesi istemi ile eldeki dava açmıştır. Satışa konu araç üzerinde yaptırılan hükme esas alınan bilirkişi raporu ile dava konusu otomobilin sol ön kapısının boyanmış olması nedeniyle dava konusu araçta 1.250,00.-TL değer kaybı oluştuğu mütalaa edilmiştir. Mahkemece, bu bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulmuş ise de; yalnızca lokal bir bölgede yer alan boyama işleminin sözleşmenin feshi ile araç için ödenmiş olan bedelin iadesini gerektirip gerekmediği husunda yanılgıya düşülmüştür. 6502 sayılı yasanın 11. maddesinde, malın ayıplı olması durumda tüketicinin seçimlik hakları düzenlenmiştir. Bu seçimlik haklarda tüketici; bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür....
Şti’nin bütün temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4. maddesi hükmü uyarınca tüketici, satın aldığı malın ayıplı olduğunun anlaşılması halinde satıcıdan, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Tüketici, yasanın kendisine tanıdığı bu dört seçenekten birini tercih etmek hakkına sahip olup, bunlardan herhangi birini kullanmaya zorlanamaz. Dava konusu olayda, davacı 15.09.2003 tarihinde satın almış olduğu aracın ayıplı olduğunu ileri sürerek, tercih hakkını öncelikle aracın yenisi ile değiştirilmesi, olmadığı takdirde bedel iadesi olarak kullanmışsa da, daha sonra 06.11.2008 tarihli celsede alınan beyanı ile araç bedelinin ödetilmesini istemiştir....