Davacı, bağımsız bölümün süresinde teslim edilmemesi nedeni ile sözleşmeden dönme, ödenen bedelin iadesi, konut kredi sözleşmesinin feshi, ödenen taksitlerin faizi ile iadesi ve kira kaybının tahsili istemi ile eldeki davayı açmıştır. 19/12/2014 tarihli celsede davacı vekili; öncelikli taleplerinin sözleşmeden dönme olduğunu, aksi halde yoksun kalınan kira bedelinin tahsilini istediklerini bildirmiştir. Mahkemece, davacının sözleşmeden dönme hakkını süresinde kullanmadığı, davaya konu taşınmaz ve çevresi incelendiğinde davalı müteahhidin inşaatı bırakarak terk ettiği devam etmediği; bu durumda davacının davayı süresinde açtığı kabul edilse bile sözleşmeyi feshetmesinde hukuki yararının olmadığı gerekçesiyle davacının sözleşme feshinedair talebinin reddine ancak yoksun kalınan kira kaybının istenebileceği gerekçesi ile diğer taleplerin reddine, yoksun kalınan kira kaybının davalılardan tahsiline karar verilmiştir....
Bu karar, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, sıfır km satın alınan araçtaki üretimden kaynaklanan boya hatası nedeniyle misli ile değişim ya da sözleşmeden dönme ve bedeli iadesi istemine ilişkindir. Davacı, dava dilekçesi ile davalıdan 29.04.2014 tarihinde satın alınan otomobilin kullanılmaya başlanmasından kısa bir süre sonra boya dökülmelerinin peydah olduğunu, bu kabarmalar ve dökülmelere önce bir anlam veremediğini ve ancak dava dilekçesinde belirtildiği üzere bu boya dökülmeleri nedeniyle ilk olarak 21.09.2015 tarihinde servise başvurduğunu ifade etmiştir. Davacının aracı satın aldığı 29.04.2014 tarihinde yürürlükte bulunan 4077 sayılı TKHK.’nun 4. maddesinin 2. fıkrası hükmüne göre; tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde açık ayıpları satıcıya bildirmekle yükümlüdür....
Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür.” şeklinde yapılan düzenlemeyle tüketiciye ayıplı mal nedeniyle tanınan seçimlik haklarından biriside ayıplı malın iadesi ve ödenen bedelin tahsilidir. Tüketici yasa ile kendisine tanınan dört seçimlik hakkından birini tercih etmekte özgürdür. Davacı eldeki davada ayıplı ürün bedelinin tahsilini istemekte olup, yasa gereği bu talepte bulunma hakkı vardır. Dava konusu ürün ayıplı olduğu içinde davacıya talebi doğrultusunda bedelin iadesi gerekir. Mahkemece, dava konusu ürünün davalıya iadesi koşulu ile ödenen bedelin malın davalılara iade tarihinden itibaren faiziyle tahsiline karar verilmesi gerekirken, davacının talep etmediği ücretsiz onarıma dair karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir....
(5) Tüketicinin sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim hakkını seçtiği durumlarda, ödemiş olduğu bedelin tümü veya bedelden yapılan indirim tutarı derhâl tüketiciye iade edilir. (6) Seçimlik hakların kullanılması nedeniyle ortaya çıkan tüm masraflar, tüketicinin seçtiği hakkı yerine getiren tarafça karşılanır. Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca tazminat da talep edebilir. 6502 sayılı kanunun 3/1- h maddesinde mal kavramı “Alışverişe konu olan; taşınır eşya, konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallar ile elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri her türlü gayri maddî mallar” olarak tanımlanmıştır....
Her ne kadar davalı vekili tarafından söz konusu ayıbın aracın sürüş güvenliğine etkisi olmadığını ve onarılabilir nitelikte olduğunu iddia ederek sözleşmeden dönme ve bedel iadesi hakkının kullanılmasının hakkaniyete aykırı olduğunu bildirerek davanın reddini talep etmiş olsa da; aracın ayıplı olduğu, bu ayıbın satın alındıktan kısa bir süre sonra ortaya çıktığı, ülkemizdeki tüketicilerin gelişmiş ülkelere nazaran çok yüksek bedeller ödeyerek araç satın aldıkları, buna bağlı olarak da araçtan bekledikleri faydanın arttığı, davacının satın aldığı sıfır araçta kısa sürede böyle bir ayıbın çıktığı, bu haliyle tüketiciden bu aracın kullanımının beklenemeyeceği, keza ayıp cüzi bir miktar ile tamir edilse dahi araçta bu sorunun tekrar edip etmeyeceğinin kesin olmadığı, tamir edildiği takdirde aracın ikinci el değerinin önemli derecede düşeceği hususları tamamı beraber değerlendirildiğinde; tüketicinin sözleşmeden dönme ve bedel iadesi hakkının hakkaniyete uygun olduğunu, kanaat getirilerek...
İmâl edilen eserde ayıp varsa, iş sahibi tarafından süresi içersinde ayıp ihbarında bulunulması şartıyla dava tarihinde yürürlükte bulunan Borçlar Kanunu'nun 475. maddesinde sayılan seçimlik haklarından birisini kullanabilir. 6098 sayılı TBK'nın 475. maddesinde ayıp halinde iş sahibine üç seçimlik hak tanınmıştır. Bunlar eserin kullanılamayacak ve kabule zorlanamayacak ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aykırı olması halinde sözleşmeden dönme, ayıp oranında bedelden indirim isteme ve aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde onarımı isteme ya da onarım bedellerini talep etme hakkıdır....
Dava, satın alınan aracın ayıplı olduğu iddiasıyla sözleşmeden dönme bedel iadesi olmadığı taktirde bedelde indirim talebine ilişkindir. Davalı vekili 31/03/2023 tarihli dilekçesi ile HMK 308.maddesi uyarınca faiz talebi hariç olmak üzere davayı kabul ettiklerini, davayı kabul etmiş olmaları sebebi ile davacının asıl talebinin kabulü ile sözleşmeden dönme ve malın satış bedelinin karşılıksız iadesi üzerinde herhangi bir uyuşmazlık kalmadığını, ancak yapılan araştırmada davacının aracı satmaya çalıştığını öğrendiklerini, bu nedenle verilecek hükmün icrasının satış sonucu imkansız hale geleceğini, sözleşmeden dönme halinde edimlerin iade edilmesi gerektiğini, bu hakkın imkansızlaşmaması için HMK 389.maddesi gereğince tedbir olarak aracın satılmaması ve şerh koydurulmasını talep ettiklerini belirtmiştir....
tüketici; bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Davacının; sözleşmenin feshi, satış bedeli ve satış bedeli ile rayiç bedel arasındaki fark toplamı olarak 310.000,00TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istediği görülmüş olmakla birlikte, 4077 sayılı kanunda sınırlı olarak sayılan seçimlik haklardan bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönmeyi seçtiği anlaşılmıştır. Hükme esas alınan 24.04.2018 tarihli bilirkişi raporunda; taraflar arasında yapılmış olan ... satış taahhütnamesi doğrultusunda ......
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasında eser sözleşmesi yapıldığından bahisle bir takım eşyalar için taraflarına 45.000,00-TL ödeme yapıldığını ve sözleşme konusu malların bir kısmının, iddiaya göre ayıplı teslim edildiğini, geri kalanınsa iade edilmediğini, bu sebeple sözleşmeden dönme haklarını kullandıklarını ve sözleşmeden dönme nedeniyle 31.000,00-TL menfi zararlarının oluştuğunu ve bu zararın tazminini talep ve dava ettiklerini davacı tarafın, taraflarına, ... Noterliği' nin 14/01/2021 tarihli, ... yev. Numaralı İhtarnamesi ile sözleşmeden döndüklerini ve derhal ödenen 45.000,00-TL'nin iadesini ihtar etmişseler de işbu İhtarnamenin taraflarına 19/01/2021 tarihinde tebliğ olduğunu, taraflarına verilen cevap süresi dahi dolmadan davacı tarafın, ... İcra Müdürlüğü'nün 2021/... E. Sayılı dosyasından icra takibine giriştiğini, ilgili icra dosyasına taraflarınca itiraz edildiğini ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2021/... e....
Davacı yanın sözleşmeden dönerek bedel iadesi ile birlikte müspet ve menfi zararlarını talep ettiği, ...m. 229 kapsamına göre sözleşmeden dönen alıcı, ödemiş olduğu satış bedelini faiziyle talep edebileceği, ayrıca ayıp nedeniyle doğrudan uğranılan zararların da tazmini gerekeceği, Finansal Kiralama Sözleşmesi'ne ait son düzenlenen ödeme planına göre, davacı şirketin ödemesi gereken kira bedelinin 132.295,74 EUR ana para ve 12.210,52 EUR faiz olmak üzere toplam 144.506,26 EUR, KDV dahil 145.951,44 EUR olduğu, Davacı şirketin 132.991,64 EUR talep ettiği talebi ile bağlı kalınarak bu tatara hükmedilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır....