Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin kurduğu hükmün yerinde olmadığını, davacının ayıp ihbar yükümlülüğünü yerine getirmediğini, dosya kapsamında alınan raporun otomotiv sektöründe uzman bilirkişi olmadığı, araçta üretimden kaynaklı bir ayıp bulunmadığı, bununla birlikte davacının onarım hakkını kullandığı, araçtaki sorunun tamamen giderildiği, aracın misli ile değişim yönünde hüküm tesis edilmemesinin hukuka aykırı olduğu, onarılacak bir arıza için misli ile değişim kararı verilmesinin Türk Medeni Kanunun 2.maddesine aykırılık teşkil ettiği, iddia edilen arızanın gizli ayıp niteliğinde olmadığı gerekçesiyle istinaf talebinde bulunduğu görülmüştür....

    Mahkemece, bu bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulmuş ve misli ile değişim kararından sarfınazar edilmiş ise de; Somut olayda; “0 km” de alınan aracın, üretim arızası olduğu halde tüketiciye satılıp, teslim edildiği; “EPC sistemi” arızası nedeniyle araç üzerinde yetkili servis eliyle bir çok kez tamir amaçlı müdahale edilmesine karşın arızaların giderilememiş olduğu dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu ile de tespit edilmiş bulunduğu; arızanın giderilememiş olması yanında tüketicinin araca duyduğu güvenin sarsılması nedeniyle araçtan beklediği yararı sağlayamadığı, davacı tüketicinin seçimlik hakkını bedel iadesi yönünde kullanmış bulunması karşısında tüketicinin bu şekilde aracı değer düşüklüğüne ilişkin zararı giderilerek de olsa kullanmaya zorlanamayacağı, belirgindir. Dosya kapsamından eldeki dava yönünden, sözleşmeden dönme ve bedel iadesi isteme koşulları gerçekleşmiştir....

      Maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; Dava, ayıplı araç satışı iddiasına dayalı sözleşmeden dönülerek bedel iadesi ile masrafların tazmini, olmadığı taktirde ayıp oranında indirim bedeli ve masrafların tazmini istemlidir....

      ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 02/04/2019 NUMARASI : 2017/437 ESAS, 2019/153 KARAR DAVA KONUSU : Tüketiciyi Koruma Kanunundan Kaynaklanan (Malın Ayıplı KARAR : Taraflar arasında görülen malın ayıplı olması nedeniyle bedel iadesi davasına ilişkin olarak yapılan açık yargılama sonucunda verilen karara karşı yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden ön inceleme yapıldı....

      Davacı davalıdan satın aldığı ürünün ayıplı olması nedeni ile bedel iadesini istemiştir. Davalı ise cevabında ürünün ayıplı olduğunu bu nedenle üretici firma tarafından yeni ürün gönderildiğini ancak davacının yeni ürünü almaktan kaçındığını savunmuştur, Bu durumda davacıya satılan ürünün ayıplı olduğu davalının bu beyanı ile kabul edildiğinden bilgisayar üzerinde ayrıca bilirkişi incelemesi yapılmasına gerek yoktur. 4077 sayılı yasanın 4/2 maddesine 2008/1878-7721 göre; “Tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde ayıbı satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür.”...

        Bölge Adliye Mahkemesince; davacının araca ilişkin şikayetleri halen devam etmekte olup ayıbın niteliği gereği araçtan beklenen faydalanmayı ortadan kaldıran nitelikte olması, davacı tarafından ikinci el bir araç satın alınmış dahi olsa gizli ayıplı olması nedeniyle alınmasındaki amaç ve beklentilerin karşılanmadığı hususları dikkate alındığında davacının ayıpsız misli ile değişim talebinin iyiniyet kurallarına aykırı olmayacağı, davacının ayıpsız misli değişim talebinin kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, ancak araçta hasar kaydı bulunduğu, bilirkişi raporuna göre aracın değerinde 5.000,00TL değer düşüklüğü oluşturduğu, bu miktarın davacıdan alınarak davalıya verilmesi gerektiği belirtilmek suretiyle; davalının istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, 38 EF 476 plakalı 2011 Model Audi A6 3,0 Turbo FSI quattro 300 Hp S Tronic model otomobilin, araçta meydana gelen hasar nedeniyle oluşan değer kaybı...

          A.Ş. vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; aracın ve/veya servis hizmetinin ayıplı olduğu anlamına gelmemek kaydıyla TTK m. 23/c. ve TBK m. 223 gereği ayıp ihbar yükümlülüğü yerine getirilmemesi nedeniyle davanın reddine karar verilmesinin yerinde olduğunu, bilirkişi raporları gereğince davacının aracında üretim hatası veya gizli ayıp tespit edilemediğini, söz konusu ihtiyari garanti sözleşmesi, aracın mekanik aksamı ile ilgili olup, aracın değişimi veya araç bedelinin iadesi gibi bir sonuç doğurmadığını, dava konusu araçta üretim hatası, gizli veya açık ayıp bulunmadığından ve yine davacının dava dilekçesindeki talepleri arasında aracın ücretsiz onarımına ilişkin talep de yer almadığından ve kaldırma kararındaki hukuki nitelendirme de bu doğrultuda olduğundan, taraflar arasındaki ilişkinin ticari satımdan kaynaklandığı ve taleple bağlılık prensibi de dikkate alınarak, davacının ispatlanamayan asıl (misli ile değişim) ve terditli (araç bedelinin iadesi) ve onarım süresi için ikame...

          , aracın ayıplı olduğunu ileri sürerek, otomobilin ayıpsız misli ile değiştirilmesini bu mümkün olmazsa otomobilin iadesi ile ödenen bedelin iadesini veya otomobilin onarılarak ayıp oranında satış bedelinden indirim yapılarak reeskont faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....

            /bedel iadesi yoluna giderilmesinin de hakkaniyete aykırı olduğunu, araçta oluşan değer kaybının müvekkiline iadesinin gerektiğini belirterek, davanın reddini istemiştir....

            CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını, dava konusu araçta ayıbın bulunmadığını, ayıbın kabulü halinde dahi satış bedelinden indirim yapılmasının hakkaniyete uygun olacağını savunarak davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; "Dava, ayıplı araç satışı iddiasına dayalı sözleşmeden dönme, bedel iadesi mümkün olmaması durumunda aracın ayıpsız olanı ile değiştirilmesi istemine ilişkindir. Ayıbın niteliği de dikkate alınarak dava tarihi itibariyle alacağın zamanaşımına uğramadığı kabul edilmiştir. 6502 sayılı yasa 11/3. maddesinde “Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir....

            UYAP Entegrasyonu