Fıkrası uyarınca taşıtın gerçek durumunu yansıtmamasından dolayı davalı T8'ın da sorumlu olduğunu, satın alma sonrası yapılan 9.995,00- TL onarım ve bakım masraflarının davacı tarafça talep edilebileceği yönünde görüş beyan ettiği, davacı tarafın ıslah dilekçesinde, ayıp oranında bedelde indirim talepli davalarını ıslah edere 9.995,00- TL'ye çıkartarak davalılardan tahsilini talep ettiğini beyan ettiği, mahkememizce yapılan incelemede raporda tespit edilen 9.995,00- TL'nin ayıp oranında bedelde indirim bedeli olmayıp yapılan bakım ve onarıma ilişkin bedel olduğunun anlaşıldığı, meydana gelen bu çelişki nedeni ile son celse davacı vekilinden açıklama talep edildiği, davacı vekilinin 13.01.2022 tarihli celsede, yazılı beyanlarında belirttikleri gibi ayıp oranında bedelden indirim değil, onarım bedeli olarak talep ettiklerini beyan ettiği, Konya BAM 5....
Yukarıda ayrıntılı şekilde açılandığı üzere, davacı vekilinin araç onarım bedeline yönelik istinaf başvurusunun reddine, araç onarım bedeli dışındaki dışındaki diğer yönlere ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile, yukarıda ayrıntılı olarak belirtilen ayıp nedeniyle bedelde indirim ve araç mahrumiyet bedeline ilişkin anılan yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK'nun 353/1- b.2 maddesi gereğince hükmün bu nedenle kaldırılarak, davacının ıslah talebi doğrultusunda davanın kabulü ile 7.287,60- TL. ayıp sebebiyle bedelde indirim ve 2.000,00- TL. araç mahrumiyet(ikame araç) bedeli olmak üzere toplam 9.287,60- TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine yönelik düzelterek yeniden esas hakkında aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- Davalı Özön Petrol, Petrol Ürün. ve Oto. Tic. Paz. Turz. Nak. ve Taah. İnş. Özel Sağlık. Hizm....
- K A R A R - Davacı vekili, davalı şirketten aldığı ticari aracın gizli ayıplı çıkması nedeniyle verimli kullanamadığını ileri sürerek, aracın garanti kapsamında değiştirilmesi veya bedelde indirim yapılmasını talep etmiştir. Yargılama süresinde davasını ıslah ederek, bedelde indirim yapılmasını ve ayrıca kazanç kaybını da istemiştir. Davalı vekili, araçta ayıp olmadığı gibi, sorunsuz şekilde davacıya teslim ettiklerini belirterek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, alınan bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulüne 1.750 TL. bedelden indirim miktarının 15.11.2005 tarihinden itibaren 1.400 TL. kazanç kaybının ise 30.10.2006 tarihinden itibaren değişen oranlarda yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili ve katılma yolu ile davacı vekilince temyiz edilmiştir....
bu sorunlarından bahsedilmediğini, taşınır satışında davalı satıcının ayıptan sorumluluğunun ve alıcı davacının satış bedelinden indirim isteme hakkı olduğunu, bedelde yapılacak indirimlere ilişkin açıklamaları olduğunu, satış bedelinde yapılacak indirimin bilirkişi incelemesi ile ortaya çıkacağından bu kalem yönünden davayı belirsiz alacak davası olarak açtıklarını, davacının bedelde indirim talebi dışında yetkili servise ödediği 398,00- TL ile ayıbın bildirildiği ihtarname ücreti 152,39- TL nin de davalıdan tahsil edilmesi gerektiğini belirterek davanın kabulü ile şimdilik 100,-TL olmak özere bedelden indirim yapılması gereken tutarın tespiti ile bu bedelin satış tarihi itibariyle yasal faizi ile davalıdan tahsili ile 398,-TL servis gideri ve 152,39 TL ihtarname bedelini yasal faizi ile tahsili ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep etmiştir....
Eldeki davada davacı dava dilekçesi ile taşınmazın ayıpsız misli ile değişimini talep etmiş, 27.10.2020 tarihli celsede ayıpsız misli ile değişimin mümkün olmaması halinde ayıp oranında bedelde indirim talebi olduğunu vekili aracılığı ile belirtmiş, yine istinaf dilekçesinde seçimlik talebini bedelde indirim olarak bildirmiştir. Bu halde davacının seçimlik hakkını taşınmaz bedelinden ayıp oranında indirim olarak seçtiğinin kabulü gerekir. Ayıp nedeni ile satış bedelinden indirilecek miktarın tespitinde, doktrinde, "mutlak metod", "nispi metod" ve "tazminat metodu" adıyla bilinen değişik görüşler mevcutsa da gerek Dairemiz gerekse Yargıtay tarafından, öteden beri uygulanan "nispi metod" olarak adlandırılan hesaplama yöntemi benimsenmektedir. Nisbi metoda göre; satış tarihi itibariyle satılanın, ayıpsız ve ayıplı değerleri arasındaki oranın, satış bedeline yansıma miktarı belirlenmektedir....
1,056 olacağı, bu oranın satış bedeline yansıması yapıldığında 78.166,00 / 1,056 = 74.020,83 TL araç değerinin çıkacağı, satış bedelinden bu miktarın çıkarılması sonucu oluşan bedelde indirim miktarının 4.145,17 TL olduğu anlaşıldığından bu bedel üzerinden bedel indirimi yapılmasının uygun olacağı anlaşılmasına dair gerekçe ile; Davanın KABULÜNE, 4.145,17 TL bedelde indirim bedelinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, ..." şeklinde karar verilmiştir....
Dairemizin içtihat ve uygulamalarında ayıp ve kusurun eserin kabule zorlanamayacak ölçüde kusurlu veya sözleşmeye aykırı olmaması halinde eserin değerindeki eksiklik oranında bedelde indirim istenebileceği kabul edilmektedir. Bedelde indirimin seçimlik hakkının kullanılması durumunda indirim bedelinin hesaplanmasında nisbi metod uygulanmalıdır. Bu metoda göre kararlaştırılan ücret ve yapılan işin teslim tarihindeki ayıplı değerinin çarpımı sonucu bulunacak miktarın teslim tarihindeki ayıpsız değere bölünmesi ile indirim gereken bedel hesaplanır (Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 24.05.2010 gün 2010/1703 Esas 2010/2891 Karar sayılı ilâmı). Yine sözleşmenin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı BK'nın 360. ve 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren TBK'nın 475. maddesi hükümleri uyarınca ayıpta yüklenicinin kusurlu olması halinde iş sahibi ayıplı ifa nedeniyle uğranılan zararın giderilmesini de isteyebilir....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, bilirkişi raporuna karşı itirazları değerlendirilmeden hüküm kurulduğunu, araçta bir arıza veya ayıp bulunmadığını belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, ayıp sebebiyle misli ile değişim olmadığı takdirde bedelde indirim istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Davacının davalıdan aldığı aracın ayıplı olduğu iddiasıyla misli ile değişim veya bedelde indirim talep ettiği, mahkemece davanın bedelde indirim olarak kabulüne karar verildiği, tarafların karara karşı istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmıştır....
Diğer davalı yönünden tüm dosya kapsamı nazara alındığında ise; davacı, satın aldığı araçta bir kısım parçaların orjinal olmadığını ve aracın km.si ile oynandığını ileri sürmüş, gizli ayıp nedeni ile bedelde indirim ve aracın ayıplı çıkması nedeni ile yaptığı birtakım masrafların tashilini talep etmiştir. Mahkemece alınan 28.06.2019 tarihli bilirkişi raporunda " satın alınan aracın ağır hasar kaydının olduğu ve aracın satış esnasında ayıplı olduğu, alıcının satış öncesi araca ait bilgilere ulaşabileceği, ayrıca aracın km.sinin 150.000 'nin üzerinde ve aracın 18- 19 yaşında olması sebebi ile teknik ve ekonomik olarak ömrünü tamamladığı, modeli kapsamında eksikliklerin ve hasarın normal olduğu" kanaati bildirilmiştir....
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişiden alınan denetime elverişli rapor içeriğine göre; dava konusu imalatın ayıplı olduğunun sabit olduğu, ayıp tutarının 10.650,00 TL ilave KDV olarak tespit edildiği, ayıbın sözleşmenin 12. maddesi uyarınca garanti kapsamında olduğu, anılan ayıp oranında davacının bedelde indirim talep etmekte haklı olduğu anlaşıldığından, açıklanan nedenlerle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir....