Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, gizli ayıp nedenine dayalı alacak istemine ilişkindir. Dosya kapsamından davacıya, 35 az 0234 plakalı Honda marka aracın direksiyonundan gelen ses üzerine tamirciye götürüldüğünde aracın ciddi bir kaza geçirdiği, önemli derecede tamir edildiğinin bildirilmesi üzerine gizli ayıba dayalı eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Somut olayda; davacının gizli ayıba dayanarak açtığı davada Borçlar Yasası hükümleri uygulanmak suretiyle uyuşmazlık çözümlenmelidir. O halde, davaya bakmakla görevli mahkeme İzmir 2. Sulh Hukuk Mahkemesidir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince İzmir 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 24/11/2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Az yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda ayıba karşı tekeffül hükümleri gereğince davacı uğradığı zararları akidi olan davalıdan isteyebilir. Davacı BK 194 ve sonraki ayıba karşı tekeffül maddeleri hükümlerine göre davalıdan tazminat istemekte haklıdır. Mahkemece davacının talep edebileceği tazminat miktarı konusunda uzman bilirkişi aracılığı ile taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli şekilde araştırılıp tespit edilerek hasıl olacak sonuca uygun şekilde karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 15.6.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Dava, satıcının ayıba karşı tekeffülü hükümlerine dayanmaktadır. Davacı, davalıdan satın aldığı çatı kaplama malzemesini döşemiş olduğu dava dışı müşterinin kendisi aleyhine ayıp nedeniyle dava açıp kazandığını, bu nedenle dava dışı müşteriye tazminat ödemek zorunda kaldığını, bunun sorumluluğunun ayıplı malzemeyi satan davacı şirkete ait olduğunu iddia etmiştir. Davalı ise, dava dışı müşteriyle davacı arasındaki davanın kendisine ihbar edilmediğini, ayrıca süresinde ayıp ihbarı yapılmadığını savunmuştur. Gerçekten davacı ile dava dışı müşterisi arasındaki daha önce görülüp sonuçlanan davanın davalıya ihbar edilmediği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Öte yandan ayıba dayalı olarak açılıp sonuçlanan o davada alınan ilama dayanılarak davacı aleyhine 07.06.2004 tarihinde icra takibine girişilmiş, 17.05.2005 tarihli noter ihtarnamesiyle de ayıp ihbarında bulunulmuştur....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, tacirler arasında gayrimenkul satış sözleşmesinden kaynaklanan ayıba dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir. Davacı özetle, davalıdan satın aldığı gayrimenkulde üretim hatasından kaynaklı olarak oluşan tavan çökmesi nedeniyle parkelerin, duvar boyasının, mermer ve mobilyalarının hasar gördüğünü iddia ederek hasarın giderim bedelini talep etmiş, davalı ise özetle kusurunun bulunmadığını, hasarın varlığını kabul etmediklerini savunarak davanın reddini istemiştir. Kanunda aksine özel bir düzenleme olmadıkça; taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü (TMK 6), diğer bir ifadeyle, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran taraf ispat yükü altında (HMK 190) olup, bu temel kuralların da sonucu olarak herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Bu ilkeler ışığında, ayıbın ve ayıba dayalı maddi zararın varlığını ispat yükü, davacının üzerindedir....

          Davalı satıcının ayıba karşı tekeffül borcu bulunmaktadır. Somut olayda, davacının 05.10.2012 tarihinde davalıdan satın aldığı aracın üzerine ihtiyati tedbir konulduğu sabittir. Az yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda ayıba karşı tekeffül hükümleri gereğince davacı uğradığı zararları akidi olan davalıdan isteyebilir. Bu durumda mahkemece tarafların delilleri toplanıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın husumetten reddine kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Ne var ki, davacının ilk davada bedel iadesi talep ettiğinin ancak bu yönde alınan kararın infaz edilemediğinin anlaşılmasına göre “çoğun içinde az da vardır” ilkesi dikkate alındığında, ilk davada davacı yalnızca ayıp nedeni ile bedel indirimi talep etse idi ne kadar tazminat hak edecek idiyse ... bu davada da ancak bu miktarı talep hakkına sahip olduğu dikkate alınmamıştır. Öyleyse mahkemece bu yön göz öününe alınarak, gerektiğinde yeniden rapor tesisi ile sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı verilen karar usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir. SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenle davalının sair temyiz nedenlerinin reddine ikinci bentte açıklanan nedenle kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 22/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Az yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda ayıba karşı tekeffül hükümleri gereğince davacı uğradığı zararları akidi olan davalıdan isteyebilir. Davacı BK 194 (T.B.K.nun 219 md.) ve sonraki ayıba karşı tekeffül maddeleri hükümlerine göre davalıdan tazminat istemekte haklıdır. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle red kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 24/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                ilişkin seçimlik hakların, TBK m. 227; eser sözleşmesinde ayıba ilişkin seçimlik hakların ise TBK m. 475 hükmünde düzenlendiği; benzer şekilde her iki hükmün 2. bendinde de “indirim isteme hakkı”nın seçimlik hak olarakdüzenlendiği, anılan Yargıtay ---- kararında --- kesintisinin, eser sözleşmesinde ayıba ilişkin seçimlik haklardan “indirim isteme” hakkının karşılığı olduğu belirtildiğinden, bunun, satım sözleşmesi bakımından da yine aynı hakkı tanıyan TBK m. 227, b. 2 hükmü kapsamında alıcının “indirim isteme” hakkının karşılığı olduğu, halbuki dava dilekçesinde davacının, ayıba karşı seçimlik haklarından TBK m. 227, b.2 hükmünde düzenlenen “indirim isteme” hakkını değil, TBK m. 227/II hükmüne (“Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.”) göre (TBK m. 112 hükmünce) maddi zararının ödenmesini istediği; TBK m. 227/II hükmünde düzenlenen genel hükümlere göre tazminat isteme hakkını seçtiği, teknik heyetçe keşif esnasında davacı tarafından iddia edilen ayıplara rastlanmadığı...

                  Ayıba dayalı tazimnat davası ithalatçı firmaya karşı açıldığına göre kararın temyizen incelenmesi görevi Yargıtay 4. hukuk dairesine aittir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 4.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 26.11.2007 gününde oybirliğiyle...

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ Uyuşmazlık, ayıba karşı tekeffülden kaynaklanan tazminat talebine ilişkindir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 08.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu