"İçtihat Metni"BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ Hukuk Dairesi Y A R G I T A Y K A R A R I İncelenmesine gerek görüldüğünden, 1-Uyuşmazlık konusu (1030797) sicil numaralı işyeri ile ilgili, işveren tarafından verilen işyerinin tesciline dair bildirge ile buna ilişkin tüm kayıt ve belgelerin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından temini ile dosyaya eklenmesi, 2-Uyuşmazlık konusu (1030797) sicil numaralı işyeri ile ilgili işkolu tespit talebi mevcut olup olmadığı, işkolu tespit talebi var ise buna dair tüm kayıt ve belgelerin, işkolu tespit talebi yok ise buna dair yazı cevabının Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından temini ile dosyaya eklenmesi, 3-Uyuşmazlık konusu (1030797) sicil numaralı işyeri ile ilgili 17.05.2016 tarih ve 13147 sayılı olumlu yetki tespitine esas yetki prosedür dosyası ile toplu görüşme sürecine dair tüm kayıt ve belgelerin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından temini ile dosyaya eklenmesi, Anılan eksiklikler giderildikten sonra gönderilmesi için dosyanın...
Dava tarihinde yürürlükte bulunan mülga 2821 sayılı Sendikalar Kanunu’nun 4. maddesinde, “Bir işyerinin girdiği işkolunun tespiti Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca yapılır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tespit ile ilgili kararını Resmi Gazetede yayımlar. Kararın yayımını müteakip bu tespite karşı ilgililer iş davalarına bakmakla görevli mahalli mahkemede onbeş gün içinde dava açabilirler. Mahkeme iki ay içinde kararını verir. Kararın temyiz edilmesi halinde Yargıtay uyuşmazlığı iki ay içinde kesin olarak karara bağlar.” denilmiştir. Aynı Kanun'un 60. maddesinde “işçi ve işveren sendikalarının kurulabilecekleri işkolları aşağıda belirtilmiştir.” denilerek 24 sıra numarasında “Sağlık” ve 28 sıra numarasında ise “Genel işler” iş kollarına yer verilmiştir. Bununla birlikte yine aynı maddede “Bir işyerinde yürütülen asıl işe yardımcı işler de, asıl işin dahil olduğu işkolundan sayılır....
Çoğunluk görüşü aşağıda ayrıntılı gerekçeleri ile açıklanacağı üzere sosyal güvenlik hakkının vazgeçilmez temel hak olmasına, kamu düzeninden bulunmasına, resen araştırma ilkesine, çalışma olgusunun hukuki fiil olmasına, ispat hukuku ilkelerine uygun değildir. II. Sosyal Güvenlik Hukukunun Niteliği: 6. Herkes kişiliğine bağlı, dokunulmaz devredilmez, vazgeçilmez, temel hak ve hürriyetlere sahiptir.”. Sosyal güvenlik hakkı, bireylerin geleceğe güvenle bakmalarını sağlayan bir insan hakkıdır. Aynı zamanda “sosyal güvenlik, sosyal hukuk devleti içerisinde yer alan ve bu ilkeyi oluşturan temel kavramlardan birisidir”. Bu esası göz önüne alan anayasa koyucu “Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödevler” başlığı altında sosyal güvenlik hakkını da düzenlemiş ve 60’ncı madde ile “Herkes sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar” hükmünü getirmiştir....
Çoğunluk görüşü aşağıda ayrıntılı gerekçeleri ile açıklanacağı üzere sosyal güvenlik hakkının vazgeçilmez temel hak olmasına, kamu düzeninden bulunmasına, resen araştırma ilkesine, çalışma olgusunun hukuki fiil olmasına, ispat hukuku ilkelerine uygun değildir. II. Sosyal Güvenlik Hukukunun Niteliği: 6. Herkes kişiliğine bağlı, dokunulmaz devredilmez, vazgeçilmez, temel hak ve hürriyetlere sahiptir.”. Sosyal güvenlik hakkı, bireylerin geleceğe güvenle bakmalarını sağlayan bir insan hakkıdır. Aynı zamanda “sosyal güvenlik, sosyal hukuk devleti içerisinde yer alan ve bu ilkeyi oluşturan temel kavramlardan birisidir”. Bu esası göz önüne alan anayasa koyucu “Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödevler” başlığı altında sosyal güvenlik hakkını da düzenlemiş ve 60’ncı madde ile “Herkes sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar” hükmünü getirmiştir....
İş Mahkemeleri, 5521 sayılı Kanun ile kurulmuş istisnai nitelikte, esas olarak iş ve sosyal güvenlik hukuku uygulamasından kaynaklanan bireysel ve toplu hak uyuşmazlıklarını çözen özel mahkemeler olup, bu kapsamda Sosyal Güvenlik Kurumu'nun prim ve diğer alacaklarının hesaplanması, sigortalı olma hakkının kazanılması ya da kaybedilmesi, gelir/aylık bağlanması, işçilik alacaklarının belirlenmesi gibi kendi içinde bütünlük ve uzmanlık gerektiren konular görev alanına girmektedir. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 101. maddesinde, “bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür” düzenlenmiştir. Somut olayda, mahkemenin görevini belirlerken, taraflar arasındaki uyuşmazlığın hangi hukuki sebebe dayandığına bakmak gerekir....
Dosya kapsamına göre, "1041232" tescil nolu işyeri çalışması bakımından, davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunmamaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2. maddesinin 6. fıkrası uyarınca, asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur. Anılan sebeple, davalı asıl işveren ... Marine A.Ş.'nin dava konusu alacaklardan sorumluluğunun, işçinin asıl işveren işyerinde geçen çalışma süresi ve ücreti nazara alınarak, sınırlandırılması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. 3-Somut olayda, davalı asıl işveren vekilince, diğer davalı alt işverenin, müvekkili şirketi zarara uğratmak amacıyla, işçinin aylık ücretinin miktarı hususunda Sosyal Güvenlik Kurumuna gerçeğe aykırı bildirimde bulunulduğu savunulmuştur. Dosyaya, ücret bordrosu sunulmamıştır....
Dosya kapsamına göre, "..." tescil nolu işyeri çalışması bakımından, davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunmamaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2. maddesinin 6. fıkrası uyarınca, asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur. Anılan sebeple, davalı asıl işveren ... Marine A.Ş.'nin dava konusu alacaklardan sorumluluğunun, işçinin asıl işveren işyerinde geçen çalışma süresi ve ücreti nazara alınarak, sınırlandırılması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. 3-Somut olayda, davalı asıl işveren vekilince, diğer davalı alt işverenin, müvekkili şirketi zarara uğratmak amacıyla, işçinin aylık ücretinin miktarı hususunda Sosyal Güvenlik Kurumuna gerçeğe aykırı bildirimde bulunulduğu savunulmuştur. Dosyaya, ücret bordrosu sunulmamıştır....
İş Mahkemeleri, 5521 sayılı Kanun ile kurulmuş istisnai nitelikte, esas olarak iş ve sosyal güvenlik hukuku uygulamasından kaynaklanan bireysel ve toplu hak uyuşmazlıklarını çözen özel mahkemeler olup, bu kapsamda Sosyal Güvenlik Kurumu'nun prim ve diğer alacaklarının hesaplanması, sigortalı olma hakkının kazanılması ya da kaybedilmesi, gelir/aylık bağlanması, işçilik alacaklarının belirlenmesi gibi kendi içinde bütünlük ve uzmanlık gerektiren konular görev alanına girmektedir. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 106. maddesi ile mülga 1479 sayılı Kanunun 70. maddesinde ve 506 sayılı Kanunun 134. maddesinde, bu Kanunların uygulamasından doğan uyuşmazlıkların yetkili iş mahkemelerinde görüleceği, 5510 sayılı Kanun’un 101. maddesinde de, aksine hüküm bulunmayan hallerde, 5510 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği düzenlenmiştir....
DAVA KONUSU : Tespit (Sosyal Güvenlik Hukuku İle İlgili) KARAR : GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ İDDİANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının 28/05/2009 tarihinde iş kazası geçirdiğini, %70 işitme kaybı bulunduğunu, Ankara Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü raporunda işverene %80 kusur atfedilmesi üzerine aylık bağlanması için kuruma müracaat edildiğini, davacının muayene için Dicle üniversitesine sevk edildiğini, üniversitenin raporuna istinaden kurum tarafından davacının maluliyetinin %0 olduğunun belirtilerek iş göremezlik geliri bağlanmadığını, kurum işleminin hukuka aykırı olduğunu belirterek, davacının dava konusu iş kazası nedeniyle malul kaldığının tespiti ile kurum işleminin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. SAVUNMANIN ÖZETİ: Davalı kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın haksız olduğunu beyanla, reddini istemiştir....
Kuruma başvuruda geçirilecek süre zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin hesaplanmasında dikkate alınmaz.” hükmü 3. fıkra olarak eklenerek 5510 sayılı Kanun ile diğer sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan davalarda (hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talepleri hariç) dava açılmadan önce Kuruma başvuru zorunlu hâle getirilmiştir. 25/10/2017 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanan 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu 5521 sayılı Kanun'u yürürlükten kaldırarak onun yerini almıştır. 7036 sayılı Kanun'un 4. maddesinde de "...31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile diğer sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklarda, hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talepleri hariç olmak üzere, dava açılmadan önce Sosyal Güvenlik Kurumuna başvurulması zorunludur....