Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şti. arasındaki inşaat yapım sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup, ... Hukuk Daireleri ... bölümünün ortak hükümler kısmının .... maddesi uyarınca uyuşmazlığı doğuran asıl hukuki ilişki (eser sözleşmesi) esas alınarak, görevin belirlenmesi gerektiğinden ve davalı arsa sahipleri ile yapılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan bir uyuşmazlık bulunmadığından, hükmün temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek .... Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, ........2013 tarihinde oybiriliğiyle karar verildi....

    Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde, davacı ile kooperatifin yüklenici sıfatıyla arsa sahiplerine karşı müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları belirlenmiş olup, arsa sahipleri, yüklenicilerin kendi aralarında yaptıkları bu sözleşmelere muvafakat vermiş iseler de; bu muvafakatnamelerde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan haklarını saklı tuttuklarını belirtmişlerdir. Dosya kapsamından arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin halen yürürlükte oldukları anlaşılmış olup, feshedildiklerine dair herhangi bir iddia da bulunmamaktadır. Bu kapsamda, davacı yüklenici arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri feshedilmediği sürece, işin ifa ile sonuçlanması halinde, arsa sahiplerinden tapu ferağı isteme hakkına sahip olduğu gibi imalat bedeli alacağını da ancak arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin feshedilmiş olması halinde talep edebilir....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R I Uyuşmazlık, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan tespit istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 23. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla 23.07.2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 2797 Sayılı Yargıtay Kanunu'nun 6723 sayılı Kanun ile değiştirilen 60. maddesinin üçüncü fıkrası gereğince dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yargıtay 23. Hukuk Dairesi'ne gönderilmesine, 03.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; sözleşmede teslimin iskan koşuluna bağlanmadığı ve davaya konu bağımsız bölümün tapu kaydının davalı arsa sahibi adına kayıtlı olup fiilen teslim edilmiş sayılacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan kira tazminatı nedeniyle menfi tespit talebine ilişkindir. Davalı arsa sahibi adına tapu devri yapılmış olması bağımsız bölümün teslim edildiği anlamına gelmez. Teslim olgusunun davacı yüklenici tarafından kanıtlanması gerekir. Ayrıca iskan ruhsatının alınmış olması da teslimi tek başına kanıtlamaz. Bu nedenle, davacı yüklenicinin teslimle ilgili delillerinin toplanıp (elektrik-su doğalgaz abonelikleri, kira sözleşmeleri, tanık beyanları vb.) teslim olgusunun tam olarak belirlenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....

          Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2-Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Dava tarihinde yürürlükte olan 6100 sayılı HMK'nın 114/1-c maddesine göre mahkemenin görevli olması dava şartlarındandır ve aynı Kanun'un 115/2. maddesi uyarınca, mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir....

            Mahkemece bozma ilamlarına uyarak yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın kısmen kabulü ile 1998 ve 2004 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerin feshine, tazminat talebinin reddine, birleşen 2008/213 Esas sayılı davada; 10.000,00 TL imalat bedelinin tahsiline, birleşen 2019/354 Esas sayılı davada eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli 61.801,01 TL’nin tahsiline, birleşen 2019/336 Eas sayılı davada; tapu iptal tescil talebinin reddine, 90.000,00 TL rayiç bedelinin tahsiline, birleşen 2011/361 Esas sayılı davada; 1998 ve 2004 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelere yönelik taleplerin derdestlik nedeni ile reddine, 2008 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine yönelik talebin esastan reddine, birleşen 2016/433 Esas sayılı davada 67.500,00 TL’nin tahsiline karar verilmiştir. Karar yüklenici ... ile ... , kat malikleri ..., ..., ..., ... ve arsa sahipleri ..., ..., ..., ... ve ... tarafından tarafından temyiz etmiştir....

              Mahkemece, iddia ve tüm dosya kapsamına göre; dava konusu talebin eser sözleşmesinden kaynaklandığı, davacının tacir sıfatının bulunmadığı, davanın mutlak ticari davalardan da olmadığı, davacının sıfatına ve sözleşmenin niteliğine göre Tüketici Mahkemesi'nin davaya bakmakla görevli olduğu gerekçesiyle, dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava; davalı ile arsa sahibi arasında 15.04.2010 tarihinde imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı olarak açılmıştır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri 6098 sayılı TBK'nın 434 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerinin kendine özgü bir türüdür. Bu sözleşmelerin bir tarafı arsa sahibi diğer tarafı yüklenicidir. Bu sözleşmelerden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm yeri de genel mahkemelerdir....

                Temlikin konusu yüklenicinin arsa payı devri karşılığı arsa sahibi ile yaptığı sözleşme uyarınca hak kazandığı gerçek alacak ne ise o olacağından, temlik eden yüklenicinin arsa sahibinden hak kazanmadığını üçüncü kişiye temlik etmesi arsa sahibi bakımından önemsizdir. Diğer taraftan yüklenici arsa sahibine karşı öncelikli edimini tamamen veya kısmen yerine getirmeden kazanacağı şahsi hakkı üçüncü kişiye temlik etmişse, üçüncü kişi BK.m 81’den yararlanma hakkı bulunan arsa sahibini ifaya zorlayamaz. Görüldüğü üzere, alacağın temliki işleminde, temlik yoluyla alacağa hak kazanıldığının arsa sahibine (davalılara) temlik işleminin varlığının ispatı ise yükleniciye karşı olmalıdır. Denilebilir ki, bu tür temlik işlemlerine dayalı arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesinden kaynaklanan davalarda arsa sahibi ile yüklenici arasında zorunlu dava arkadaşlığı vardır....

                  Dava, arsa sahibi ile yüklenici arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yükleniciye bırakılması kararlaştırılan bağımsız bölümün temlik alındığı iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Arsa sahibi ile aralarında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunan yüklenicinin şahsi hakkını üçüncü kişiye temlik etmesi halinde üçüncü kişinin ifa talep edip edemeyeceğinin saptanmasında öncelikle yüklenicinin edimini (eseri meydana getirme ve teslim borcunu) yerine getirip getirmediğinin, ardından sözleşme hükümlerindeki diğer borçlarını ifa edip etmediğinin açıklığa kavuşturulması zorunludur. Davaya konu olayın, temlik işleminin hukuki niteliği, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde yüklenicinin borçlarının neler olduğu ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi hükümleri çerçevesinde incelenip değerlendirilmesi gerekmektedir. Alacağın temliki ve borcun nakli Borçlar Kanununun 162 ila 181. maddelerinde düzenlenmiştir....

                    Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri, 818 sayılı BK'nın 155 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerinin kendine özgü bir türüdür. Bu sözleşmelerin bir tarafı arsa sahibi diğer tarafı yüklenicidir. Bu tür sözleşmelerde arsa sahibinin Tüketici Kanununda 3/1-(k) maddesindeki tüketici tanımına uymadığı anlaşılmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi açısından güdülen amaç, kullanmak için konut edinmek değil arsasını değerlendirmektir. Bu nedenle, arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin 6502 sayılı Kanunda tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır. Bu durumda, davalılar, 6502 sayılı Kanunun 3/1-(k) maddesi uyarınca tüketici sayılamayacağından, eldeki davada uyuşmazlığın, HMK'nın 2. maddesi uyarınca genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 3....

                      UYAP Entegrasyonu