Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında HMK.nın 355.maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda, Dava, davacı ile davalı arasındaki arsa payı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan alacak (eksik ve kusurlu iş bedeli, oturma ruhsatı bedeli, gecikme tazminatı) istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir....

Elbirliği ya da müşterek mülkiyet şeklinde mülkiyete konu taşınmaz mallar üzerinde inşaat yapılması için arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin de tüm ortakların ya da müşterek paydaşların katılımıyla yapılması zorunludur. Kural bu olmakla birlikte, bazı ortak ya da müşterek paydaşlar tarafından yapılan sözleşmelere, diğer ortak ya da paydaşların onay vermeleri durumunda da arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi geçerli ve bağlayıcı olur. Somut olayda ise; sözü edilen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ile ek sözleşme, sözleşme konusu müşterek mülkiyete konu olan parsellerdeki davacıların miras bırakanı olan ...'nin payları hakkında yapılmıştır. Taşınmazların tümü hakkında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin yapıldığına ilişkin dosya kapsamında yeterli bilgi ve belge bulunmamaktadır....

    Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan sözleşmenin feshi, şerhin terkini, menfi zararlar ve yoksun kalınan kâr istemlerine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2- Mahkemece verilen 08.01.2014 tarihli kararla davalı aleyhine kâr mahrumiyetine de hükmedilmiştir....

      Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanunu m.470 (mülga BK m.355 vd.) ve devamında düzenlenen eser sözleşmelerinin kendine özgü bir türüdür. Bu sözleşmelerin bir tarafı arsa sahibi diğer tarafı yüklenicidir. Bu tür sözleşmelerde arsa sahibinin, 6502 sayılı Kanun bakımından ifade edilen tüketici tanımına uymadığı açıktır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi açısından güdülen amaç arsasını değerlendirmektedir. Bu nedenle arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin 6502 sayılı Kanun'da tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır....

        Davalılar vekili, yüklenicinin sözleşmede kararlaştırılan edimlerini yerine getirmediğini, taşınmazın sözleşme uyarınca ... parçaya ifrazı gerekirken ... parçaya ifraz edilerek arsa maliklerine daha az yer verildiğini, sözleşmede arsa sahiplerine isabet edecek dairelerin kur'a sonucu belirleneceğine ilişkin hüküm bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davacı şirket ile aralarında davacılar, davalılar ve dava dışı kişilerin bulunduğu arsa malikleri arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiği, yüklenicinin edimini sözleşmeye uygun şekilde yerine getirmediği, arsa maliklerine ait olacak 80 daireden 44 tanesinin yapı kullanım izin belgesinin alındığını gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir. ...-Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir....

          - K A R A R - Davacılar vekili, davalı ... ile aralarında 19.03.2007 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunduğunu müvekkillerinin sözleşmden kaynaklı edimlerini yasal süresi içinde yerine getirmelerine rağmen davalı belediyece sözleşmenin süresinde yerine getirilmediği gerekçesi ile gecikme tazminatı ve imalat farkı bedeli olmak üzere toplam 2.565.744, 18 TL.nin tahakkuk ettirildiğini ileri sürerek sözleşmeden doğan hiçbir gecikme bulunmadığından tahakkuk ettirilen bedel kadar borçlu bulunmadıklarının tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir....

            Asliye Hukuk Mahkemesinde tazminat davası açtığı, mahkemece 67,411 TL gecikme tazminatı yönünden davanın kabulü ile yoksun kalınan kira bedelinin reddine dair karar verildiği, söz konusu kararın kesinleştiği, bu haliyle bu konuda kesin hüküm karşısında, tekrar bu konuda davacının talebinin yerinde olmadığı, kira bedelini talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. ...- Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı tarafından daha önce açılan ... .... Asliye Hukuk mahkemesinin 2009/55 E. 2011/183 K. sayılı kararı ... onamasından geçerek kesinleşmiştir. Onama ilamında "mahkeme kararının hüküm kısmındaki yoksun kalınan kira bedelinin reddine dair ibarenin fazlaya ilişkin istemin reddi olarak anlaşılması gerektiği belirtilmiştir." Teslimin gecikmesi halinde arsa sahibi tarafından teslim tarihine kadar kira kaybı istenebilir....

              Oysa ortak yerlerdeki eksik ve kusurlu işleri davacılar tapudaki arsa payları oranında, kendi bağımsız bölümlerindeki eksik ve kusurlu imalâtı da tümüyle isteyebilir. Öte yandan arsa sahiplerinden ..., 31.10.1997 tarihinde arsa payından 1/16'sını ...'a satarak devretmiş, sonradan kurulan kat irtifakında 6 nolu bağımsız bölüm adı geçen adına tescil edilmiştir. Bu durumda satış tarihine kadar olan dönem için kira kaybının hesaplanması yerine bu husus üzerinde durulmadan hüküm kurulmuş olması da doğru olmamıştır. Yine taraflar arasındaki uyuşmazlık, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanmış olup, BK'nın 96. maddesince gecikme tazminatı istendiğinden, BK'nın 101. maddesi uyarınca davacının 30.03.2004 tarihli ihtarnamesinin tebliğ tarihine göre verilen süre de eklenmek suretiyle davalının temerrüde düştüğü tarihten itibaren faiz yürütülmesi gerekirken kira ilişkisi ve aksine sözleşme varmışçasına dönem sonu itibariyle faiz yürütülmesi de usul ve yasaya aykırıdır....

                Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacıların, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin tarafı olmadığı için iddialarını ancak satış sözleşmesine taraf olan Seyfettin Ürer'e karşı ileri sürebileceği, davalının satış sözleşmesinin tarafı olmadığı gerekçesiyle, davanın husumet yönünden reddine karar verilmiştir. Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir. Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan eksik ve ayıpların giderilmesi, mümkün olmazsa tazminat ve davacının yaptığı fazla depoların kaldırılması istemine ilişkindir....

                  Çünkü tescile ancak yüklenicinin arsa sahiplerine karşı edimlerini bütünüyle yerine getirmesi halinde karar verilebilir. Nihayetinde temliken tescil olarak adlandırılan bu davalarda, yüklenicinin arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi uyarınca edimlerini yerine getirerek bağımsız bölümleri talep etmeye hak kazandığının tespiti gerektiğinden yüklenicinin ve tüm arsa sahiplerinin davada yer alması zorunludur. Bu bilgiler ışığında somut olayda; Dava, arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğuna göre hukuki durumları etkileneceğinden ve davanın niteliğine göre taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkeme ve temyiz halinde Yargıtay tarafından kendiliğinden gözetilmelidir....

                    UYAP Entegrasyonu