in arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yüklendiği edimlerini ifa etmemesi sebebiyle arsa payı inşaat sözleşmesinin geriye etkili sonuç doğurur şeklinde feshine ve bu sözleşme uyarınca yüklenici İsmail'e ve kayden temlik olunan ve onun tarafından da diğer davalılara temlik edilen pay kayıtlarının iptâli ile davacılar adına tapuya tesciline karar verilmesi istenilmektedir. Mahkemece, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesini arsa sahibi sıfatıyla imzalayan ...'un taşınmazdaki payların dava dışı kişilere satmış olduğundan kayden malik olmaması ve ayrıca bu davacının payını, “sözleşmenin ifası” amacıyla devretmediğini ve payın temlikinin “satış sözleşmesi” gereğince yapıldığını gerekçe göstererek; davacının aktif dava ehliyetinin bulunmaması sebebiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davaya konu sözleşmede tüm davacıların imzalarının olmadığı, sözleşmenin ayrıca resmi şekilde yapılmadığı, davacıların taşınmazdaki hisselerini davalı ...'e resmi senetle satış suretiyle devrettikleri, davacı arsa sahiplerinin dayanağı sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığı ve geçersiz olduğu, davacı tarafça teklif edilen yeminin de davalı ... tarafından eda edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir. Taraflar arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin TBK’nın 29 ve 237, TMK’nın 706, Tapu Kanunu’nun 26, Noterlik Kanunu’nun 60. maddeleri gereğince resmi şekilde yapılması zorunlu ise de, davacı arsa sahiplerinin sözleşme konusu taşınmazdaki paylarının mülkiyetini davalı yükleniciye intikal ettirdiğinden 25.01.1984 tarihli İçtihatı Birleştirme gereğince arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geçersizliği iddiasında bulunulamaz....
- K A R A R - Davacı vekili, davacı arsa sahibi ile davalı yüklenici arasında 02.04.2009 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, davalının sözleşmeye dayalı yükümlülüklerini yerine getirmediğini, inşai faaliyetlere başlamadığını, davacıya yapması kararlaştırılan kira yardımını yapmadığını ve davacının sözleşme gereği boş olarak teslim ettiği yapının kullanılamaz hale gelmesine sebep olduğunu ileri sürerek, taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshini, kira bedeli alacağı için şimdilik 500,00 TL, eski hale getirme bedeli olarak şimdilik 500,00 TL ve inşaat süresinde bitirilseydi davacının malvarlığında oluşacak artı değer için şimdilik 500,00 TL'nin tahsilini talep ve dava etmiş, bilahare talebini eski hale getirme bedeli bakımından 6.400,00 TL olarak ıslah etmiştir. Davalı vekili, sözleşmeye aykırı hareket etmediklerini ve davacıdan tahliye istemediklerini savunarak, davanın reddini istemiştir....
Dosya arasındaki 08.12.2003 günlü davalı arsa sahipleri ile birleşen davalı yüklenici arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin 3. maddesinden iskan raporunun yüklenici tarafından alınacağı anlaşılmaktadır. Mahkemece mahallinde yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporundan, davalı yüklenicinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yüklendiği edimleri %100 oranında yerine getirdiği tespit edilmiştir. Ancak, taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca iskan ruhsatının alınması da yüklenicinin sorumluluğunda olduğundan, halefi olan davacının iskan ruhsatı alması gerekmektedir. Bu hususta mahkemece davacıya defalarca süre verilmiş, ayrıca davacının apartman yönetiminin ilgisizliği nedeniyle iskan raporunu alması için yetki talebine binaen yetki de verilmiş ancak iskan raporu alınmamış, imar affından yararlanılarak 06.01.2019 tarihli yapı kayıt belgeleri dosyaya sunulmuştur....
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca davacı arsa sahibine ait 6 bağımsız bölümün yapı kullanım izin belgesi alınarak teslim edilmediği, sözleşmede maktu gecikme tazminatı kararlaştırılmasına rağmen davacının maktu tazminatı aşan zararının bulunduğu gerekçesiyle asıl davada; 10.000,00 TL'nin dava , 40.040,00 TL'nin ıslah tarihinden, birleşen davada; 6.000,00 TL'nin dava, 2.750,00 TL'nin ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine dair verilen kararın asıl ve birleşen davada davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 28.01.2014 gün, 2013/7426 esas ve 2014/481 karar sayılı ilamı ile bozulmuştur. Bu kez asıl ve birleşen davada davacı vekili karar düzeltme talebinde bulunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 09.10.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; tapu iptali ve tescil davasının reddine, tazminat talebinin kabulüne dair verilen 09.09.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, davalı arsa sahibi ... ile yüklenici ... arasında düzenlenmiş olan 21.01.2009 tarihli taşınmaz mal satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile 24.02.2010 tarihli tadil ve düzeltme beyanına göre 12810 ada 2 parsel üzerinde yapılacak binada yükleniciye düşen 3 no'lu bağımsız bölümü haricen düzenlenen 21.09.2011 tarihli satış sözleşmesi ile 75.000 TL bedelle yükleniciden satın aldığını, 42.000 TL...
Kararın davalı arsa sahibi ve diğer davalı tapu malikleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; Dairemizin 04.03.2014 tarih ve 2013/15876 – 2014/2820 sayılı ilamı ile; "Davadaki istemin dayanağı, davalı yüklenici şirket ile davalı arsa sahibi ... arasında düzenlenen 18.09.2006 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yüklenici şirketin şahsi hakkını 02.08.2007, 14.04.2008 ve 01.11.2007 tarihli sözleşmeler ile davacılara devretmesine ilişkin "alacağın devri"(temlik) sözleşmeleridir. Davaya konu olayın temlik işleminin hukuki niteliği, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde yüklenicinin borçlarının neler olduğu ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi hükümleri çerçevesinde incelenip değerlendirilmesi gerekmektedir. Mahkemece davalı arsa sahibinin ileri sürdüğü defileri (iskan, yaptığı harcamalara ilişkin faura belgeleri) değerlendirilmeden hüküm tesisi doğru görülmemiştir. Ayrıca dava konusu taşınmazların son kayıt sahipleri davalılar ..., ... ve ...'...
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, davacı yüklenici kooperatifin dava dışı alt yüklenici ile yaptığı eser sözleşmesini feshettiği, arsa sahipleri davalıların 19.10.2006 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince dava dışı .... ile anlaştıkları, tüm bu işlemlerin kooperatif genel kurulu kararı doğrultusunda yapıldığı, dolayısıyla davacı kooperatifin .... ile sözleşme yapması ve sonrasında bu sözleşmeyi fesih etmesinde davalıların bir etkisinin olmadığı, imalat bedelinin davacı tarafından dava dışı alt yükleniciye henüz ödenmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir....
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi açısından güdülen amaç kullanmak için konut edinmek değil arsasını değerlendirmektir. Bu nedenle arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin 6502 sayılı Kanunda tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerine konu işin üst düzey teknolojiyi gerektirmesi, sözleşme kapsamında taşınmaz satış vaadi ve inşaat sözleşmelerinin de bulunduğu nazara alındığında 6502 sayılı Kanunda kanun koyucunun salt kullanma ve tüketme amacına yönelik mutfak, dolap yaptırmak araç tamiri yapmak gibi dar kapsamlı eser sözleşmelerini kastettiği, arsa karşılığı inşaat sözleşmelerinin ise bu kapsamda olmadığının kabulü gerekir. Bu durumda eldeki davada uyuşmazlık 6502 sayılı Kanun kapsamında kalmadığından, davanın HMK'nın 2. maddesi uyarınca genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....
Dava, taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi ile yapılan kaçak binanın kal’i istemine ilişkindir. Her ne kadar dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6502 sayılı Yasa'nın 3/l bendi ile tüketici işlemi kapsamına eser sözleşmeleri alınmışsa da, somut olayda olduğu gibi arsasına karşılık bağımsız bölüm alacak olan arsa sahibinin ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket ettiğinden sözedilemeyeceği, amacının salt kişisel ihtiyaçları için kullanma, tüketme amacını aştığı, Yasa'nın 3/k maddesindeki "tüketici" tanımına uymadığı anlaşılmaktadır. Bünyesinde taşınmaz satış vaadi ve inşaat sözleşmesi olan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde, arsa sahibi açısından güdülen amaç kullanmak için konut edinmek değildir. Güdülen amaç, arsasının değerlenmesini sağlayacak yapının arsa üzerine yapılmasıdır....