Mahkememizin 22/09/2023 tarihli ara karar ile davacı vekiline arabuluculuk tutanağına karşı beyanda bulunmak üzere mehil verilmiş, davacı vekilinin 28/09/2023 tarihli dilekçesi ile arabuluculuk tutanağını doğrulayıp davalı tarafın borcunu ödemediğini, icra edilebilirlik şerhi için müracaat edildiğinin belirttiği görülmüştür. DEĞERLENDİRME: Sulh müessesi 6100 sayılı HMK'nın 313 .maddesinde " (1)Sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir.(2) Sulh, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda yapılabilir.(3) Dava konusunun dışında kalan hususlar da sulhun kapsamına dâhil edilebilir. (4) Sulh, şarta bağlı olarak da yapılabilir." 315.maddesinde " (1) Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur....
İcra Ceza Mahkemesinden verilen 13.10.2005 gün ve 2005/806 esas 2005/1489 karar sayılı hükmün süresi içinde, Yargıtay’ca incelenmesi müşteki vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığından 18.7.2006 günü daireye gönderilmekle incelenip gereği düşünüldü: 21.7.2004 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5219 sayılı kanunla HUMK.nun 427.maddesinin 1. fıkrasında yer alan 40 milyon T.liralık kesinlik sınırı 1 Milyar T.lirasına yükseltilmiştir. 5219 sayılı kanun yürürlüğe girmesinden sonra verilen miktar veya değer 1 milyar T lirasını geçmeyen taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar kesindir. uyuşmazlık ve hüküm 200.00.YTL'ye ilişkin olup karar tarihi itibariyle temyiz edilebilirlik sınırına ulaşmadığından, Müşteki vekilinin temyiz itirazlarının anılan gerekçeyle REDDİNE 16.11.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Anayasa Mahkemesi’nin Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na ilişkin kararında da aynen, “Yine, icra edilebilirlik şerhi verilmesi sürecinde hata, hile ve ikrah gibi irade fesadı halleri taraflarca ileri sürülebilecektir. Aynı şekilde, icra edilebilirlik şerhi verilen anlaşmanın ilam niteliğini taşımaması, bir başka ifadeyle maddi anlamda kesin hüküm niteliğine sahip olmaması gibi hususların da genel hükümler çerçevesinde ileri sürülmesi her zaman mümkündür.” denilmek suretiyle vurgulanmıştır (AYM 10.7.2013, 2012/94, 2013/89; RG 25.1.2014, S. 28893) Diğer yandan davacı tarafından dava dilekçesi ve arabuluculuk tutanağı dışında delil ibraz edilmediği anlaşılmaktadır....
edebilirlik şerhi alarak Denizli 8.İcra Müdürlüğünün 2018/6382 esas sayılı dosyassı ile icra takibine başlattığını, iş bu icra takibi aleyhine Denizli 3.İcra Hukuk mahkemesine davacı kurum tarafından icra takibinin iptali için dava açılmışsada mahkemesnin 2018/866 esas,2018/6382 karar sayılı kararı ile davanın kesin olarak reddine karar verildiğini bu kere haciz tehdidi altında davacı kurum tarafından 01.11.2019 tarihinde ihtirazi kayıtla 11.453,38 TL ödeme yamak zorunda kalındığını, bu kapsamda davacıya mükerrer ödeme yapıldığını TBK 77 madde gereği sebepsiz zengişleşleme hükümleri gereği ilk olarak davalıya 13.07.2018 tarihinde ödenen 10.862,21 TL sının yasal faizi ile birlekte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....
İtiraza uğrayan icra takibi 149.45 TL alacağın tahsili ile ilgilidir. Mahkemece, itirazın iptaline takibin devamına karar verilmiştir. Takibe konu alacak miktarı 149.45 TL olup, karar tarihi itibariyle temyiz edilebilirlik sınırının altındadır. Başka bir ifade ile karar verildiği anda kesin olup, temyizi kabil değildir. Davalının temyiz talebinin bu sebeple reddine karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda gösterilen sebeple davalının temyiz talebinin REDDİNE, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi. 05.05.2015 (Salı)...
İcra Ceza Mahkemesinden verilen 13.10.2005 gün ve 2005/805 esas, 2005/488 karar sayılı hükmün süresi içinde, Yargıtay’ca incelenmesi müşteki vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığından 11.7.2006 günü daireye gönderilmekle incelenip gereği düşünüldü: 21.7.2004 günlü resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5219 sayılı kanunla HUMK. nun 427. madde'nin 1 fıkrasında yer alan 40 milyon Türk Liralık kesinlik sınırı 1 milyar T.Lirasına yüksetilmiştir. 5219 sayılı kanunun yürürlüğe girmesinden sonra verilen miktar veya değer 1 milyar Türk Lirayı geçmeyen taşınır mal ve alcak davalarına ilişkin nihai kararlar kesindir. Uyuşmazlık ve hüküm 200.00 YTL'ye ilişkin olup karar tarihi itibariyle temyiz edilebilirlik sınırına ulaşmadığından kesindir. Müşteki vekilinin temyiz itirazlarının anılan gerekçeyle REDDİNE 16.11.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :İştirak Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı baba tarafından nafakanın miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 14.07.2004 gün ve 5219 sayılı Kanun ile değişik 427/2 maddesi ile, taşınır mal ve alacak davalarında temyiz edilebilirlik sınırı 21.07.2004 tarihinden itibaren 1,000 TL.'ye çıkarılmıştır. Geçici 3. maddede, 1086 sayılı Kanunun 5236 sayılı Kanunla değişiklikten önceki 427 ila 454’ncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığına göre, temyiz edilebilirlik sınırının belirlenmesinde 5236 sayılı Kanunun Ek 4. maddesindeki “yeniden değerleme oranına göre artışa" ilişkin düzenleme dikkate alınmamıştır....
Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2020/380 Esas 2020/393 Karar sayılı 04/03/2020 tarihli arabuculukta icra edilebilirlik şerhi konulu ilamını istinaf ettiklerini ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi'nin 2021/953 Esas 2021/1162 Karar sayılı 10/06/2021 tarihli ilam ile "icra edilebilirlik şerhine ilişkin talep dilekçesinin karşı tarafa tebliğ edilmediği, bu suretle hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiği anlaşıldığından; ilk derece mahkemesi kararının esası ve karşı tarafın diğer istinaf sebepleri bu aşamada incelenmeksizin, 6100 Sayılı HMK'nun 353/1-a-4 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın belirtilen eksiklikler giderildikten sonra yeniden talep hakkında bir karar verilmek üzere, ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir." denilerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a-4 maddesi gereğince kaldırılmasına karar verildiğini, bu kez Bakırköy 4....
İNCELEME VE GEREKÇE:Dava hukuki niteliği itibariyle icra müdürlüğünce yapılan icra takibine İİK 67. maddesi uyarınca itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkindir. Duruşma gününden önce davacı vekili mahkememize verdiği 24/04/2023 tarihli dilekçesinde tarafların sulh olduklarını, davanı konusuz kaldığını bu nedenle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini talep etmiş, masraf ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını, ancak aleyhlerine arabuluculuk ücretine hükmedilmesine muvafakatlarının bulunmadığını bildirmiştir. Davacı vekilinin beyan dilekçesi üzerine duruşma günü öne alınarak usulünce celse açılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır. Tarafların sulh olmaları ve davanın konusuz kalmış olması nedeniyle konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Özel belgede sahtecilik HÜKÜM : Düşme Bozma üzerine yapılan yargılamada, sanık hakkında ön ödeme nedeniyle verilen düşme kararına yönelik, katılan vekilinin, lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğiyle sınırlı temyiz talebinin incelenmesinde; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 31.12.2012 tarih, 2011/3-222 esas ve 2012/5, 25.09.2007 tarih ve 194-189, 27.12.2005 tarih ve 121-171 ile 16.12.1997 tarih ve 307-318 sayılı kararları başta olmak üzere birçok kararında da vurgulandığı üzere, ön ödeme sonucu verilen düşme kararları da 5271 sayılı CMK'nin 223. maddesinde sayılan hükümlerden olup, bu kararların temyiz edilebilirlik sınırı 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince hüküm tarihi itibariyle halen uygulanma zorunluluğu bulunan 1412 sayılı CMUK’nin 305. maddesinin 2. fıkrasının 1. bendine göre saptanması gerektiğinden, ön ödemeye esas alınan miktarın temyiz edilebilirlik sınırını belirleyeceği; ayrıca yine Yargıtay Ceza...