Kaldı ki mahkemece anılan davalının iyiniyetli olmadığı yönünde bir tespit yapılmamıştır.Şu durumda; davacıların araç mülkiyetinin tespiti davasında olumlu sonuç olabilmesi için davalılardan ... tarafından, diğer davalı ...'e ödenen satış bedelinin davacılar tarafından kendine ödenmesi gerekir. Mahkemece, hükümde ödeme koşulu belirtilmeden yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. b) Dava dilekçesinde, dava konusu aracın davacıya ait olduğunun tespiti talep edilmeyip, mevcut trafik tescil kaydının iptali ile davacılardan ... adına tescili talep edilmişse de; yargılama sonucunda tesis edilen tescil işlemi, idari bir işlem olup trafik kaydındaki tescilin iptali ile tescile karar verilmesi, idareyi işlem yapmaya zorlayıcı bir karardır. Oysa adli yargı yerinde, idareyi işlem yapmaya zorlayıcı türden bir karar verilemez....
Şirketine ait otoparkta mevcut olduğu, araç tescil, poliçe kayıtları ile şasi numarasının tescil kayıtları ile uyuştuğu yönünde tespit yapılmıştır. Bu kapsamda, esas dosyanın davacısı ...'ün dava konusu aracın maliki veya poliçe lehtarı olmadığı dolayısıyla dava kapsamında pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı anlaşılmakla, esas davanın husumet yokluğu sebebiyle reddine karar verilmesi gerekmiştir. Bununla birlikte birleşen dava yönünden, aracın malikinin davalı ... şirketi olduğu, araç kasko poliçesi kapsamında aracın mülkiyetinin dava dışı ... Sigortaya bırakıldığı, sigorta şirketi tarafından ise aracın otoparkta tutulması süresinde ortaya çıkan masraflara ilişkin olarak araç mülkiyetinin davacı ve otopark sahibi şirkete devredildiği anlaşıldığından, araç mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespiti ile aracın davacı adına tescilinin sağlanması yönündeki talebinin kabulüne karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....
YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: Üçüncü kişiden satın aldığı … plakalı, … marka aracının mülkiyetinin kamuya geçirildiğinden bahisle, olayda idarenin hizmet kusurunun bulunduğu ileri sürülerek uğradığı iddia edilen zararına karşılık araç bedeli için 178.275,21 TL, araca yapılan zorunlu ve faydalı masraflar için 12.781,21 TL olmak üzere toplam 191.056,42 TL maddi tazminatın, araç bedeli yönünden yasal faizi, zorunlu ve faydalı masraflar yönünden ise sarf tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir....
-TL fazla ödeme yapıldığını, davacı şirketin malın mülkiyetinin devredilmesini davalı şirketten talep ettiğini, bu taleplerinin davalı tarafından olumsuz karşılandığını, davalı şirket tarafından keşide edilen ihtarname ile, 47.395.-TL finansal kiralama borcu ve 56.519.81 TL temerrüt faizi olmak üzere toplam 103.914.18 TL bedelin 60 günlük süre içinde ödenmesi, ödenmediği taktirde finansal kiralamaya konu malların iadesinin talep edildiğini ileri sürerek, davalı şirkete borçlu olmadıklarının tespiti, malın mülkiyetinin devri ve fazla ödenen 25.121.-TL'nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek en yüksek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davalı şirket aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı-karşı davacı vekili, davacı karşı davalıların ödemesi gereken kira bedeli toplamının 380.316....
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, satış sözleşmesinin iptali, aracın mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespiti, olmadığı takdirde araç bedelinin tahsili konusundaki talebe ilişkin harcın süresinde yatırılmadığı gerekçesiyle bu talep yönünden davanın açılmamış sayılmasına, davalı tarafından ödenen kira bedelleri mahsup edildiğinde davacının 21.750 TL kira alacağı ile 16.370,05 TL işlemiş faiz alacağının bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasında 24/05/2006 tarihli 4 yıl süreli finansal kiralama sözleşmesi imzalandığı, sözleşmeye konu aracın davalıya teslim edildiği, 28/05/2008 tarihli noter satış sözleşmesi ile aracın davalıya devredildiği dosyadaki bilgilerden anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki araç mülkiyetinin tesbiti ile tescili istemine ilişkin davada İzmir 5. Sulh Hukuk ile İzmir 2. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, araç mülkiyetinin tesbiti ve tescili istemine ilişkindir. Dosya, her ne kadar yargı yeri belirlenmesi için gönderilmişse de dosya kapsamından, İzmir 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararının tebliğe çıkartılıp kesinleşme şerhi verilmeden gönderildiği anlaşılmaktadır. H.Y.U.Y.'nın 25/II. maddesinde "iki mahkemenin aynı dava hakkında göreve veya yetkiye ilişkin olarak verdikleri kararlar temyiz edilmeksizin kesinleştiği taktirde görevli veya yetkili mahkeme Yargıtayca belirlenir." hükmü yer almaktadır....
Uyuşmazlık, harici araç satış sözleşmesine dayalı mülkiyetin tespiti ve tescil talebine, terditli olarak ödenen bedelin iadesi talebine ilişkindir. Ek karara yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde, eksik harcın ödenmesi hususunda davalı tarafa gönderilen muhtırada harcın yatırılacağı yerin belirtilmediği, harç miktarı ile yatırılan ve eksik kalan harç miktarlarının da gösterilmediği görülmektedir. Yüksek Yargıtay 9.Hukuk Dairesinin 2014/17007- 2015/29991 sayılı kararında belirtildiği üzere; Mahkemece ilgili tarafa gönderilen temyiz/istinaf harç ve giderlerinin yatırılması veya tamamlanmasına dair muhtıranın mutlaka müzekkere şeklinde yazılması ve muhtırada verilen kesin süre içinde temyiz harç ve giderlerinin yatırılmaması ya da tamamlanmaması halinde mahkeme kararının temyiz edilmemiş sayılacağına karar verileceğinin açıkça yazılması gerekir....
Davacı kendisine ait aracı kiralamış olduğundan araç malikinin rızası ile elinden çıkmıştır. Bu noktada davalılardan ...'ın iyi niyetli olup olmadığının irdelenmesi gerekir. Olayla ilgili ceza soruşturmasında davalılar hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir. Ayrıca davalılardan ...'ın sahte kimlik kullanan kişiler ile birlikte hareket ederek davacıyı zarara uğratmak istediği yönünde bir delil bulunmadığından davalılardan ...'ın iyi niyetli olduğu kabul edilmelidir. O halde; davacının araç mülkiyetinin tespiti davasını kazanabilmesi için davalılardan ...'ın satış bedeli olarak ödemiş olduğu bedeli kendisine iade etmesi gerekir....
Mahkemece trafik tescil şube müdürlüğünde tescil ettirme işlemi idari nitelikte olup, davacının müracaatı üzerine idare tarafından talebin reddi halinde davacının idari yargıda dava açma hakkı olduğu, trafik tescil şube müdürlüğünde tutulan kayıtların yasada öngörülen kayıtlardan olmadığı, kaydın iptali ile davalı adına hükmen tescil talebinin adli yargı görevinde bulunmayıp, idari yargının görevinde bulunduğu gerekçesi ile dava dilekçesinin yargı yeri yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık taraflar arasındaki araç satışı iddiasına dayalı araç mülkiyetinin tespiti ve tescili istemine ilişkin olup, niteliği itibariyle davanın adli yargının görevine girdiği gözetilmeksizin somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda aracı davalıya satan davacının trafik kaydında araç maliki olmadığı hal böyle olunca otonun trafikten mülkiyetinin davalıya intikal ettirilemediği icra takibine konu edilen bonoların ödenmesi gerektiği gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 21.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....