Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, anne ve babanın birlikte değiştirilmesi istemini kapsamakta olup, Türk Medeni Kanununun 282 vd. maddeleri uyarınca soybağının tespiti ve düzeltilmesi istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 2. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 21.02.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Bu nedenle, TMK'nın “Hısımlık” başlıklı 282 ila 363. maddeleri arasında yer alan soybağına ilişkin davalar, aile mahkemeleri tarafından çözümlenmelidir. Diğer taraftan, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36/1-a maddesi gereğince, nüfus kayıtlarının düzeltilmesi istemlerine ilişkin davalara bakmak görevi ise asliye hukuk mahkemelerine ait bulunmaktadır. Davanın kabulü halinde, her iki dava türünde de nüfus kayıtlarında değişiklik yapılmasının gerekmesi nedeniyle, benzer sonuçlara sahip bu davalar arasında görevli mahkemenin belirlenebilmesi için davanın vasfının doğru olarak tayin edilmesi önem kazanmaktadır. 4721 sayılı TMK'nın 282. maddesi uyarınca, anne ile çocuğu arasındaki soybağı doğum ile; baba ile çocuk arasındaki soybağı ise “Anne ile evlenme”, “Tanıma” ve “Hakimin hükmü” ile kurulmaktadır. Diğer taraftan, evlat edinme de soybağı oluşturan hallerdendir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, nüfus kaydında kardeşi olarak görünen davalıların hanedeki kayıtlarının silinmesi ve mevcut yanlış nüfus kayıtlarının düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava dilekçesinde, gerçekte davalıların kardeşi olmadıkları halde nüfus kaydında kardeşleri olarak göründüğünü, davacının soyadı "....." olmasına rağmen kardeşleri olarak görünen davalıların soyadının "...." olarak göründüğünü bu kişilerin davacının kardeşleri olmadığını ileri sürerek, nüfus kayıtlarında kardeşleri olarak yazılı ...,...ve ...'nun kayıtlarının silinmesine, yanlış nüfus kayıtlarının düzeltilmesine karar verilmesi istenilmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir....

        Bunun yanında, tapu kaydında ismi düzeltilen “... kızı ...” ait vatandaşlık numaraları ve anne isimleri farklı iki tane nüfus kaydı bulunmaktadır. Farklı nüfus kayıtlarının nedeni nüfus müdürlüğünden sorulmamıştır. Eksik araştırma ve inceleme ile bu malikler yönünden davanın kabulü doğru görülmemiştir. 2-Davacılar vekilinin temyiz istemine gelince; Mahkemece, dava konusu 47 parsel paydaşları “... kızı ...” ve “... eşi ...” kayıtlarının “... kızı ...” ve “... eşi ... ” olarak düzeltilmesi istemi maliklerin nüfusta kayıtlı bulunmadığı gerekçesi reddedilmiştir. Tapu kaydı ve veraset ilamına göre ismi düzeltilmesi istenilen kişilerin isimleri resmi kayıtlara yansımıştır. Iğdır Merkez İlçe Nüfus Müdürlüğü de kayıtların 1978 yılında yersel yazım yoluyla yapıldığını belirtmiştir....

          ın nüfus kayıtlarının düzeltilerek anne isminin ..., baba isminin ise ... olarak nüfus kayıtlarının tescil edilmesi talep ve dava edilmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden, mahkemenin davayı soybağının düzeltilmesi davası olarak nitelendirdiği, söz konusu çocuklar ile babaları ... arasında soybağının tespiti için DNA incelemesinin yaptırılması gerektiğinin belirtilerek, tarafların ...Mahkemesinde yargılandıkları dosyada mevcut bulunan ... ile ...ve ... arasındaki DNA raporunun istendiği, ağır ceza dosyasında tespiti yapılamayan ...'ın kan örneklerinin alınması suretiyle ... ile DNA karşılaştırmasının yapıldığı ve belirtilen sağlık kurulu raporlarında taraflar arasındaki biyolojik ilişkinin tespit edildiği görülmüştür. Türk Medeni Kanunu'nun soybağına ilişkin hükümleri dikkate alındığında; ... ve ...'...

            UYAP ortamında alınan nüfus kayıt örneğinden, davacının kök murisi ...'in 05.01.1943 tarihinde ölmüş olması nedeniyle, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca, nüfus kaydının kapatıldığı anlaşılmaktadır. Yukarıda gösterilen kanuni düzenlemeler ve yapılan açıklamalar dikkate alındığında, davacının kök murisi ...'in soyadının "..." olduğunun tespiti ile yetinilmesi gerekirken, kapalı kayıt üzerinde işlem yapılamayacağı dikkate alınmadan düzeltme kararı verilmesi doğru değil ise de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden bozma nedeni yapılmamış, hükmün, 1. fıkrasının HUMK'nın 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (1.) fıkrasındaki "boş olan soyisim hanesine "..." eklenerek ad ve soyisminin ".........

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nüfus Kaydının Düzeltilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı İskenderun Nüfus Müdürlüğü tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Davacı vekili dava dilekçesinde; annesi olan ...'ın anne ve baba adı ile doğum yılının nüfusa hatalı tescil edildiğinden bahisle nüfus kayıtlarının düzeltilmesini istemiş mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm, davalı nüfus müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir. Dava, gerçeğe aykırı oluşturulan nüfus kayıtlarının düzeltilmesi istemine ilişkin olup kamu düzenini yakından ilgilendiren bu tür davalarda, hakim istemle bağlı kalmayarak kendiliğinden de yapacağı araştırma ile elde edeceği sonuçlara göre karar vermek zorundadır....

                Hukuk Dairesi'nin 2016/3158 Esas - 2016/6312 Karar) Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına göre; bu tür davalarda, doğum tarihinin düzeltilmesi istenenin gerçek yaşının tespiti için tam teşekküllü bir hastaneye gönderilerek sağlık kurulu raporu aldırılması zorunludur. Mahkemece, Kilis Devlet Hastanesinin Radyoloji uzmanı tarafından düzenlenen tek hekim raporu ile yetinilip, davanın kabulüne karar verilmesi, kabule göre de; mahkemece, ...'ın doğum tarihinin ..... olarak düzeltilmesi durumunda ........ doğumlu annesi ...... ile arasında 9 yaş bulunmaktadır. Bu yaşta bir kişinin doğum yapması yaşamın olağan akışı ile bağdaşmadığı gibi aradaki yaş farkı da Medeni Yasanın öngördüğü sınırın altındadır. Hakim nüfus kayıtlarında düzeltme yaparken, bu kayıtların diğerleri ile çelişik olmamasına özen göstermeli, böyle bir sonucu doğuracak kararlar vermemelidir....

                İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan doğru olmayan kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından açılacak olan kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YHGK, 11.02.1998, 2- 87/77 sayılı kararı). Soybağının reddi davası ile kayıt düzeltme davası, sonuçları (hane dışına çıkarmak) bakımından benzerlik göstermekte ise de, içerik ve yargılama kuralları açısından kendi özel hükümlerine bağlıdır. Soybağının reddinde, kişisel duruma ilişkin nüfus kaydında yer alan bilgi doğru olarak meydana gelmiş ve kütüğe tescil edilmiştir. Ancak bu doğru daha sonra soybağının reddi davası ile teknik anlamda bir yanlışlığa dönüştürülmüştür....

                Bu nedenle, TMK'nın “Hısımlık” başlıklı 282 ilâ 363. maddeleri arasında yer alan soybağına ilişkin davalar, aile mahkemeleri tarafından çözümlenmelidir. Diğer taraftan, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36/1-a maddesi gereğince, nüfus kayıtlarının düzeltilmesi istemlerine ilişkin davalara bakmak görevi ise asliye hukuk mahkemelerine ait bulunmaktadır. Davanın kabulü halinde, her iki dava türünde de nüfus kayıtlarında değişiklik yapılmasının gerekmesi nedeniyle, benzer sonuçlara sahip bu davalar arasında görevli mahkemenin belirlenebilmesi için davanın vasfının doğru olarak tayin edilmesi önem kazanmaktadır. 4721 sayılı TMK'nın 282. maddesi uyarınca, anne ile çocuk arasındaki soybağı doğum ile; baba ile çocuk arasındaki soybağı ise “Anne ile evlenme”, “Tanıma” ve “Hâkimin hükmü” ile kurulmaktadır. Diğer taraftan, evlat edinme de soybağı oluşturan hallerdendir....

                  UYAP Entegrasyonu