Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Değerli çoğunluk tarafından temyiz “velayet yönünden” şeklinde sınırlanarak anlaşmalı boşanma hükmünün boşanma bölümü kesinleştirilmiş olmaktadır. Oysa boşanmanın fer’i hükümlerinin “tamamı üzerinde” çekişme sonlanmamışsa anlaşmalı boşanma hükmünün boşanma bölümünün kesinleştiği düşünülemez. Anlaşmalı boşanma davasının fer’i hükümlerinden velayet yönünden temyiz edildiğini ve bu konuda çekişmenin sürdüğünü açıklayıp sanki bu fer’i hüküm hakkında çekişme yokmuş gibi anlaşmalı boşanma hükmünün boşanma bölümünün kesinleşmesine sebebiyet vermek çelişki oluşturmaktadır. Fer’i hükümlerde oluşan eksiklik anlaşmalı boşanma hükmünün bütününü özürlü kılar....

    İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; tarafların anlaşmalı olarak Urla Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2004/447 Esas, 2005/51 Karar sayılı kararı ile boşandıkları, davacı ...'nun dava dilekçesinde karşı taraftan eşya, tazminat, nafaka talebi olmadığını bildirdiği, 15.02.2015 tarihli yargılama oturumunda tarafların birbirlerinden hiçbir talebi bulunmadığını beyan ettikleri, boşanma hükmünde de "Tarafların anlaşmaları gereği birbirlerinden nafaka ve tazminat konusunda talepleri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına" karar verildiği anlaşılmaktadır. TMK'nin 166/3. maddesi uyarınca anlaşmalı boşanma kararı için; eşlerin boşanma ve boşanmanın eki niteliğindeki hususlarda anlaşmış olmaları gerekir. Mal rejiminin tasfiyesi boşanmanın eki niteliğinde olmadığından, anlaşma gerekli değildir....

      DAVA Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; taraflann aralarında anlaşarak boşanma protokolü düzenlediklerini, ... 9. Aile Mahkemesi'nin 2017/1386 Esas sayılı dosyası ile boşanma davası açıldığını, anlaşmalı boşanma hususunda davacı tarafından davalıya banka havalesi yolu ile 125.000,00 TL gönderildiğini, ancak anlaşmalı boşanmanın davalı tarafından çekişmeli boşanmaya dönüştürüldüğünü belirterek, davalıya ödenen bedelin 02.08.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II....

        AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 10/03/2023 NUMARASI : 2023/83 ESAS-2023/189 KARAR DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma KARAR : Yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı ile 1995 yılında evlendiklerini, müşterek iki çocuklarının bulunduğunu, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını, boşanma konusunda anlaştıklarını, ekli protokol uyarınca boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP: Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; "...her ne kadar taraflar anlaşmalı boşanma için müşterek olarak imzaladıkları dilekçe ile başvurmuş iseler de davalı, 10/03/2023 tarihli duruşmada nafaka ve tazminat talep ettiğini beyan etmesi karşısında anlaşmalı boşanma kararı verilebilmesinin Türk Medeni Kanunu'nun 166/3 maddesinde düzenlenen şartlarının gerçekleşmediği değerlendirildiğinden..."...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak (Boşanma Protokolünden Kaynaklanan) Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 13.10.2015 günü temyiz eden davalı ... vekili Av...ve karşı taraf davacı ... vekili Av...geldi. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosya kapsamından; davacı tarafından boşanma protokolüne dayalı alacağa ilişkin olarak açılan iş bu davada, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından 06.12.2013 tarihli karar ile Aile Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verildiği, görevsizlik kararının 21.01.2014 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır....

          İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı anlaşmalı boşanma protokolü imzalanırken davalı tarafın iradesini fesata uğratması nedeniyle kandırıldığını, bu nedenle davanın çekişmeli boşanma olarak devamı için ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : ını sağlayacak delillerini sunmak ve dilekçelerin karşılıklı verilmesini sağlamak üzere süre verilip ön inceleme yapılarak tahkikata geçildikten sonra usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanarak gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmesi gerekmektedir. Somut olayda; tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmesine rağmen davacı, boşanmaya yönelik iradesinden rücu etmiş olduğundan davanın hukuki niteliği değişmiştir....

          Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Türk Medeni Kanunu m. 166/3 uyarınca anlaşmalı boşanma hukuki nedenine dayalı olarak açılan davanın yapılan yargılaması sonunda, ilk derece mahkemesince verilen hükme karşı davalı kadın tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve bölge adliye mahkemesince, kararın kesinleşmesine kadar tarafların anlaşmalı boşanma idaresinden dönebileceği ve davanın çekişmeli boşanma olarak görülmesi gerektiğinden bahisle, istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir. Hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmiştir....

            Somut olayda, davacı kadın dava dilekçesinde tanık deliline dayanmış ve mahkemece yapılan 07.06.2018 tarihli celsede, taraflara tanık listelerini sunmak üzere iki haftalık kesin süre verilmiş, verilen kesin süre içerisinde taraflarca imzalanarak oluşturulmuş ve TMK m. 166/3 uyarınca anlaşmalı olarak boşanmak istediklerine dair protokol ile birlikte duruşmanın 22.06.2018 tarihine çekilmesi istemine dair dilekçe mahkemeye sunulmuş, anlaşmalı boşanma iradesini içerir protokol gereği davacı kadın tarafından tanık listesi mahkemeye sunulmamış ve mahkemece yapılan 14.09.2018 tarihli celsede davalı erkek, eşinden boşanmak istemediğini, anlaşmalı boşanma protokolünü kabul etmediğini beyan etmiş ve mahkemece aynı celse kurulan ara kararla, tanık listesi konusunda taraflara kesin süre verildiği ve aynı konuda ikinci kez kesin süre verilemeyeceği bu nedenle tanık listesi konusunda kesin süre verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....

              Asliye Hukuk Mahkemesince, davaya konu senedin borçlu tarafından anlaşmalı boşanma karşılığı karşılığında alacaklı davacıya verildiğini, bunun eşler arasındaki mal rejiminin konusunu oluşturduğu ve aile mahkemesinini görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Aile Mahkemesi ise, uyuşmazlığın genel hükümlere göre çözülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Somut olayda davacı, davalı ile aralarında düzenlenen bononun tahsili amacıyla davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatmış, davalı vekilinin itirazı üzerine takip durmuştur. Davalı vekili itiraz dilekçesinde takibe konu bononun taraflar arasında anlaşmalı boşanma karşılığında verildiğini beyan etmişse de, açılan boşanma davasında ibraz edilen boşanma protokolünde buna ilişkin bir ibare olmadığı, protokole dayalı olarak açılan boşanma davasının da feragat nedeniyle reddine karar verilerek kararın kesinleştiği anlaşılmıştır....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın tarafından TMK 166/1 maddesine dayalı olarak açılan boşanma davasında, ön inceleme aşamasında taraflar TMK 166/3 maddesi gereğince anlaşmalı boşanmak üzere anlaştıklarını beyan etmişler ve mahkemece tarafların Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca boşanmalarına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Anlaşmalı boşanma yönünden oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır....

                  UYAP Entegrasyonu