Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, eşler arasında mal rejiminden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Çekişmeli açılan boşanma davasının 10.03.2011 günlü ilk oturumunda; davacı vekili, tarafların boşanmasının tüm sonuçlarında anlaşmış olup, davayı anlaşmalı boşanma hükümlerine göre ıslah ettiklerini, müşterek çocuğun velayetinin davalı babaya bırakılacağını, görüş gününü Mahkemenin takdirine bıraktıklarını, bunun dışında tarafların birbirlerinden herhangi bir tazminat, nafaka ve mal talepleri bulunmadığını, ayrıca yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinin de bulunmadığını bildirmiş, duruşmada hazır olan davacı asıl ... (...) de vekilinin beyanlarına katıldığını, davalıdan herhangi bir tazminat, nafaka ve mal talebi bulunmadığını açıklamıştır. Davalı ...'...

    Davalı istinaf başvuru dilekçesinde özetle; eşi ile anlaşmalı boşanma protokolü düzenleyerek imza attığını, ancak eşinin kendisini gıyabında aldattığını öğrendiğini, anlaşmalı boşanmada herhangi bir tazminat talebinde bulunmadığını, bu nedenle protokoldeki imzasını geri aldığını, davacı eşin kusurlu olduğunu, anlaşmalı boşanmaya zorlandığını belirterek, boşanma kararının kaldırılmasına karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yolu başvurusunda bulunmuştur. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır. Dava; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166/3 maddesine dayalı anlaşmalı boşanma istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, Türk Medeni Kanunu'nun 166/3. maddesi gereği tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmiş, davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

    Davalı istinaf başvuru dilekçesinde özetle; eşi ile anlaşmalı boşanma protokolü düzenleyerek imza attığını, ancak eşinin kendisini gıyabında aldattığını öğrendiğini, anlaşmalı boşanmada herhangi bir tazminat talebinde bulunmadığını, bu nedenle protokoldeki imzasını geri aldığını, davacı eşin kusurlu olduğunu, anlaşmalı boşanmaya zorlandığını belirterek, boşanma kararının kaldırılmasına karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yolu başvurusunda bulunmuştur. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır. Dava; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166/3 maddesine dayalı anlaşmalı boşanma istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, Türk Medeni Kanunu'nun 166/3. maddesi gereği tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmiş, davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : İşbu davanın anlaşmalı boşanma davası olarak açıldığı, ancak davacının 11/05/2022 tarihli celsede davalı ile anlaşma sağlayamadığını beyanla çekişmeli boşanma davası açacağını söylediği, bu durumda davacıya davasını şiddetli geçimsizlik nedenine dayalı olarak sürdürmek hususunda açıklayıcı beyanda bulunmak üzere süre verilmesi, dilekçe sunulmadığı taktirde davanın reddine karar verilmesi gerekirken anlaşmalı boşanma şartları gerçekleşmediğinden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi hatalı olmakla, davacının istinafının kabulü ile davalının sair istinaf sebepleri incelenmeksizin davaya çekişmeli boşanma davası olarak devam edilmek üzere davacıya imkan ve süre verildikten sonra sonucuna göre işlem yapılması gerektiğinden, HMK'nın 353/1- a-6 maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, dosyanın mahkemesine gönderilmesine dair HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle, 1- Davacının istinaf talebinin KABULÜ, davalının sair...

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : İşbu davanın anlaşmalı boşanma davası olarak açıldığı, ancak davacının 11/05/2022 tarihli celsede davalı ile anlaşma sağlayamadığını beyanla çekişmeli boşanma davası açacağını söylediği, bu durumda davacıya davasını şiddetli geçimsizlik nedenine dayalı olarak sürdürmek hususunda açıklayıcı beyanda bulunmak üzere süre verilmesi, dilekçe sunulmadığı taktirde davanın reddine karar verilmesi gerekirken anlaşmalı boşanma şartları gerçekleşmediğinden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi hatalı olmakla, davacının istinafının kabulü ile davalının sair istinaf sebepleri incelenmeksizin davaya çekişmeli boşanma davası olarak devam edilmek üzere davacıya imkan ve süre verildikten sonra sonucuna göre işlem yapılması gerektiğinden, HMK'nın 353/1- a-6 maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, dosyanın mahkemesine gönderilmesine dair HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle, 1- Davacının istinaf talebinin KABULÜ, davalının sair...

    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: tarafların anlaşmalı olarak boşandıklarını, taraflar arasında düzenlenen anlaşmalı boşanma protokolünde edinilmiş mallara katılım veya katkı payı davası açmayacakları yönünde kesin hüküm olduğunu, kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ; Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanma protokolünde genel geçer ifadelerle edinilmiş mallara katılım ve katkı payı davası açma hakkından feragat etmesinin geçerli olmadığını, anlaşmalı boşanma protokolünde dava konusu araca ilişkin herhangi bir ibare bulunmadığından müvekkilinin doğmayan hakkından önceden feragat etmesinin mümkün bulunmadığını, anlaşmalı boşanma protokolünün kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta yazılı olmadıkça anılan protokolün kesin hüküm oluşturmayacağını ileri sürerek kararın kaldırılarak davanın kabulünü istemiştir....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi K A R A R Dava, aile mahkemesince onaylanan boşanma protokolüne dayalı ecrimisil isteğine ilişkin olup aile mahkemesince hüküm kurulmuştur. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 24.01.2014 tarihli ve 2014/1 sayılı Kararı uyarınca, davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 2. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Ancak, Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Başkanlığı ve Yargıtay 1. Hukuk Dairesi Başkanlığınca da görevsizlik kararı verildiğinden, görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın Yargıtay Yüksek Birinci Başkanlığına sunulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, görev sorunu giderilmek üzere dosyanın Yargıtay Yüksek Birinci Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 27.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Aile Mahkemesi'nin 19.09.2007 tarih ve 2007/396 Esas, 2007/697 Karar sayılı ilamıyla tasdik edilen 28.05.2007 tarihli boşanma protokolüne dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece de o yönde niteleme yapılarak hüküm kurulmuştur. Bu durumda, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 27.12.2013 tarih 38 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarih 1 sayılı Kararı ile kabul edilen ve 29.01.2014 tarih 28897 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (2.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 20.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Mahkemece yapılan yargılama sonucu; Yapılan incelemede anlaşmalı boşanma protokolünün İstanbul Anadolu 10. Aile Mahkemesinin yapılan duruşmasında hazır olan taraflarca boşanmanın kişisel ve mali sonuçlarına ilişkin görüş birliğine vardıkları neticesi ile onaylanması konusunda imzalı beyanlarının bulunduğunun tespit olunduğu, davaya konu taşınmaz üzerinde anlaşmalı boşanma ilamında tapu bilgileri ayrıntısı ile yazıldığını, anlaşmalı boşanma ilamında taraflar iradelerini imzaları ile açıkladıkları, boşanma davasının kesinleşmesinden itibaren 1 yıl içerisinde yanılma veya aldatma sebebiyle yada korkutulma iddiasıyla sözleşmenin yapıldığına dair herhangi bir davada açılmadığı gibi anlaşmalı boşanma davasının yargılamasının yenilenmesi talepli bir davada bulunmadığı, anlaşmalı boşanma davası kesinleşmiş bulunduğu bildirilerek davacının mal rejimi davasının reddine karar verilmiştir....

        Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek anlaşmalı boşanma (TMK m. 166/1) hukuki sebebine dayanarak boşanma davası açmış, tarafların 03.10.2018 tarihli celsede anlaşmalı olarak boşanmak istediklerini belirtmeleri üzerine mahkemece tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına (TMK m. 166/3) karar verilmiş, hükme yönelik davalı kadın tarafından istinaf talebinde bulunulmuş, bölge adliye mahkemesi tarafından davalı kadının istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve dosyanın HMK m. 353/l-a-6 uyarınca çekişmeliye dönüşen boşanma davası hakkında hüküm kurulmak üzere yerel mahkemesine iadesine karar verilmiş, davacı erkek tarafından temyiz talebinde bulunulmuştur....

          UYAP Entegrasyonu