Dava boşanma protokolünden kaynaklanan alacak davası olup, maktu harç ile görülmesi gerekirken, ilk derece mahkemesince nispi harç alınarak yargılamaya devam olunmuştur. Maktu harca tabi davanın kabulü sebebiyle davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesi gereğince maktu vekâlet ücreti takdiri ve davalının maktu dava harcından sorumlu tutulması gerekirken, yazılı şekilde nispî vekâlet ücreti ve nispî dava harcına hükmedilmesi, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple harç ve vekâlet ücreti yönünden BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 02.11.2022 (Çar.)...
Bu husus gözetilmeden davalının davayı kabul ettiği gerekçesiyle tarafların boşanmalarına karar verilmesi doğru değil ise de, hükmün boşanmaya ilişkin bölümü temyiz edilmediğinden bozma nedeni yapılmamış, bu yanlışlık eleştirilmekle yetinilmiştir. 2- ) Davacının temyiz sebeplerine hasren yapılan incelemeye gelince ; a-) Davacı erkek Türk Medeni Kanunu'nun 166/3. maddesine dayalı olarak anlaşmalı boşanma talebiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan duruşmada tarafların anlaşamamaları sebebiyle anlaşmalı olarak açılan boşanma davası, çekişmeli boşanma davasına dönüşmüştür. Bu durumda anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1-2) olarak görülmesi gerekir....
Mahkemece, kabul edilen kısım yönünden protokol yazılı belge kabul edilerek ispat yükü davalıya yüklenmiş ise de, anlaşmalı boşanmaya esas olmak üzere düzenlenen protokol hükümleri, anlaşmalı boşanma davası gerçekleşerek protokol onaylandığı takdirde geçerli bir hale gelir. Somut olayda, anlaşmalı boşanma davası sonucunda onaylanan protokol olmadığına göre geçerli bir protokolden bahsedilemez. Ayrıca, Boşanma Protokolü’nün 2. maddesinde aynen; "evlilik süresi içinde ... tarafından ödenen ...’un kredi kartı borcu ile Söke’deki ...’a ait evin senetleri ve ara ödemeleri olmak üzere toplam 10.000,00 TL bedeli ...’dan istemeyeceği" düzenlenmiştir. Bu maddede davalının kredi kartı borcunun, ev taksitlerinin davacı tarafından ödendiği belirtilmişse de, söz konusu ödemelerin davalıya borç olarak verildiğine ilişkin herhangi bir ibare yoktur. Aynı zamanda evlilik birliği sırasında kocanın yaptığı harcamalar ahlak vazifesinin ifası olup, geri istenemez....
Davalı T3 vekili istinaf dilekçesinde özetle; tarafların mahkemece hüküm altına alınan protokol çerçevesinde anlaşmalı olarak boşandıklarını, anlaşmalı boşanma protokolünde ve mahkeme huzurunda verdikleri ikrarda katkı payı ve mal rejiminden kaynaklanan herhangi bir alacaklarının bulunmadığını belirttiklerini, boşanma davasının duruşmasında, anlaşmalı boşanma protokolünde de yer verdikleri üzere "taraflar duruşmada … katkı payı ve mal rejiminden doğan taleplerinin olmadığını belirterek imzaları ile tasdik etmişlerdir" denildiğini, davacının katılma alacağı talebinden boşanma davasında feragat etmiş olup, mahkeme içi ikrar iş bu dava bakımından kesin delil niteliğinde olduğunu, yerel mahkemece bu husus değerlendirilmeden, kesinleşmiş olan mahkeme kararına ve mahkeme içi kesin delil niteliğinde olan ikrara aykırı olarak karar verildiğini, mahkemenin mal rejimine ilişkin taşınır ve taşınmaz eşyaların ismen sayı ve adet olarak anlaşmalı boşanma protokolünde belirtilmesi gerektiği gerekçesi...
Aile Mahkemesinin 2006/705 Esas 2006/855 Karar sayılı ilamı ile tarafların anlaşmalı olarak boşandıkları ve hüküm fıkrasının dördüncü bendinde tarafların evlilik birliğinde edinilen malları ilişkin tasfiyesi edilmiş mallara katılım istemlerinden ve eşya iadesi istemlerinden ve haklarından feragat ettiklerinden ve boşanmanın fer'î niteliğinde olan nafaka, manevî tazminat istemlerinden feragat ettiklerinden bu yönlerinden huküm kurulmasına yer olmadığına karar verildiği ve bu kararda boşanma dosyasına sunulan anlaşma protokolünden söz edilmediği gibi protokolün onaylandığına dair bir hüküm de bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....
İlk derece mahkemesi; davacının boşanma davasının kabulü ile tarafların TMK'nın 166/3. maddesi uyarınca boşanmalarına, taraflarca imzalanan "Anlaşmalı Boşanma Protokolü" başlıklı boşanma protokolünün onaylanmasına, tarafların birbirlerinden nafaka, maddi ve manevi tazminat, mal rejimine ilişkin talep, ziynet eşyası ve eşya talepleri ve her ne ad adı altında olursa olsun herhangi bir alacak-tazminat talepleri olmadığından bu konuda karar oluşturmasına yer olmadığına hükmetmiştir. Davalı kadın vekili; boşanma davasının çekişmeli olarak görülmesi gerektiği yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, anlaşmalı boşanma istemine ilişkindir. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar, eşlerin bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Tarafların Tarsus 1.Aile Mahkemesi'nin 2017/245 Esas-2017/327 Karar sayılı dosyası ile anlaşmalı olarak boşandıkları ve kararın kesinleştiği, tarafların 28/04/2017 tarihli duruşma esnasındaki beyanlarında karşılıklı olarak birbirlerinden mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak taleplerinin bulunmadığını beyan ettikleri, dava dilekçeleri ekinde Mahkemeye sunulan Protokolün 5 nolu bendinde de , tarafların evlilik süresince edinilmiş herhangi bir menkul veya gayri menkul bulunmadığından mal paylaşım ve talep isteklerinin bulunmadığı hususunun yer aldığı, bu doğrultuda mahkeme gerekçeli kararının hüküm kısmının 5 nolu bendinde tarafların karşılıklı olarak birbirlerinden mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan herhangi bir eşya ve alacak masraf talepleri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği ve boşanma kararının kesinleştiği, anlaşmalı boşanma...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Protokolünden Kaynaklanan Alacak Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; bozulmasına dair Dairemizin 05/10/2017 gün ve 2016/23069-2017/10650 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, bu Kanuna 6217 sayılı Kanunla ilave edilen geçici 3. maddenin (1.) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26.09.2014 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ila 454. madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, karar düzeltme talebinin incelenmesi gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Protokolünden Kaynaklanan Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın vekili ön inceleme günü duruşma için mazeret dilekçesi göndermiş, mahkemece davacının mazereti kabul edilerek ön inceleme duruşması davacının yokluğunda yapılmış ve tahkikata geçildiği bildirilmeden aynı gün nihai hüküm kurulmuştur. Davacı vekilinin, ön inceleme duruşması için bildirdiği mazeret yerinde görülüp kabul edildiğine göre, yeni bir duruşma günü tayin edilmesi gerekirken, bu yapılmadan eylemli olarak tahkikata geçilmiştir. Ön inceleme tamamlanmadan ve gerekli kararlar alınmadan tahkikata geçilemez (HMK m. 137)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık, restorasyon projelerinin hazırlanması protokolünden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesinindir. 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren 6644 sayılı Yasanın 2.maddesi ile değiştirilen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60.maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine, 29.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi. ......