(Ömer Uğur GENÇCAN, Boşanma Hukuku, Yetkin Yayınevi, Ankara 2006, Kısaltma: GENÇCAN-Boşanma-2, § 2. II, B, 2, b, aa.) Nitekim Dairem eşlerin anlaşmasına dayalı boşanma davalarında bir bakıma “iki davacı ve iki davalı” olduğu görüşünü sergilemiştir. (Y2HD, 15.3.1990, 11382-2844, Ömer Uğur GENÇCAN, Öğreti ve Uygulamada Boşanma, Tazminat, Nafaka, Yetkin Yayınevi, Ankara 2000, Kısaltma: GENÇCAN-Boşanma , s. 680-682) Anlaşmalı boşanma ancak “tarafların” (=kadın ve erkek) anlaşması ile oluşabildiğine göre hem kadın hem erkek davadan feragat edebilir. Düzenlemenin bir tarafına davadan feragat hakkı verilirken bir tarafına davadan feragat hakkı verilmemesi; -Anlaşmalı boşanma davasının mahiyeti, -Kadın erkek eşitliği ile bağdaşmaz....
Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1-2) olarak görülmesi gerekir. Açıklanan sebeple mahkemece taraflara iddia ve savunmalarının dayanağı bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini içeren beyan ile iddia ve savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın ispatını sağlayacak delillerini sunmak ve dilekçelerin karşılıklı verilmesini sağlamak üzere süre verilip ön inceleme yapılarak tahkikata geçildikten sonra usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanarak gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; anlaşmalı boşanma protokolüne dayalı olarak açılmış tapu iptal ve tescil davasıdır. Dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre ilk derece mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği anlaşıldığından davalının tüm istinaf istemlerinin HMK. 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
(Ömer Uğur GENÇCAN, Boşanma Hukuku, Yetkin Yayınevi, Ankara 2006, Kısaltma: GENÇCAN-Boşanma-2, § 2. II, B, 2, b, aa.) Nitekim Dairem eşlerin anlaşmasına dayalı boşanma davalarında bir bakıma “iki davacı ve iki davalı” olduğu görüşünü sergilemiştir. (Y2HD, 15.3.1990, 11382-2844, Ömer Uğur GENÇCAN, Öğreti ve Uygulamada Boşanma, Tazminat, Nafaka, Yetkin Yayınevi, Ankara 2000, Kısaltma: GENÇCAN-Boşanma , s. 680-682) Anlaşmalı boşanma ancak “tarafların” (=kadın ve erkek) anlaşması ile oluşabildiğine göre hem kadın hem erkek davadan feragat edebilir. Düzenlemenin bir tarafına davadan feragat hakkı verilirken bir tarafına davadan feragat hakkı verilmemesi; -Anlaşmalı boşanma davasının mahiyeti, -Kadın erkek eşitliği ile bağdaşmaz....
DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı dava dilekçesinde özetle; Davalı eşi ile 19/11/2019 tarihinde evlendiklerini, anlaşmalı olarak boşanma protokolü imzalayarak boşanma talebinde bulunduğunu, anlaşmalı boşanmak için dava açmış ise de davalının evden ayrılarak başka bir ev tutarak orada yaşamaya başladığını, bu nedenle bu davanın çekişmeli olarak görülmesini talep ettiği, davalının protokol imzalayarak evden ayrıldığını, başka bir ev tutarak ayrı yaşamaya başladığını, bu durumda evlilik birliğini devam ettirme durumu ve ihtimali kalmadığından şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanmalarına, yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir. SAVUNMA:Davalının cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır....
Anlaşmalı boşanma davalarında aile mahkemesi (=yoksa Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenen asliye hukuk mahkemesi) hâkiminin taraflarca sunulan “boşanma düzenlemesini” uygun bulması şarttır. Hakim tarafların ve çocukların yararlarını dikkate alarak bu düzenlemede gerekli gördüğü “değişiklikleri” yapabilir. Aile mahkemesi (=yoksa Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenen asliye hukuk mahkemesi) hâkimi taraflar arasındaki düzenlemenin hangi bölümünü neden kabul etmediğini açıklar ve taraflardan gerekli gördüğü değişiklikleri yapmalarını ister.( GENÇCAN-Boşanma-2, s. 373) Anlaşmalı boşanma kararı bu değişiklikleri taraflar kabul ederse verilebilir. (GENÇCAN-TMK-2, s. 1291) O halde boşanmanın fer’i hükümlerine yönelik temyiz boşanma bölümünü de kendiliğinden içerir.Bu yüzden boşanmanın fer’i hükümlerine yönelik temyiz halinde bile anlaşmalı boşanma (TMK. m. 166 f. III) davasının doğası gereği olarak boşanma bölümünün kesinleştiğinden söz edilemez....
Değerli çoğunluğun anlaşmalı boşanma davasında boşanmanın fer’i hükümlerine yönelik temyiz isteğinin boşanmayı kapsamadığına ilişkin düşüncesine katılamıyorum. Anlaşmalı boşanma ancak tarafların (=kadın ve erkek) anlaşması ile oluşabildiğine göre hem kadın hem erkek davadan feragat edebilir. Davacı-davalı eş anlaşmalı boşanma hükmünün nafaka, tazminat ve tescil bölümünü¸ davalı-davacı eş anlaşmalı boşanma hükmünün velayet bölümünü kabul etmeyerek kesinlikle “bu şekilde” boşanmak istemediklerini de açıklamış olmaktadır. Başka bir anlatımla anlaşmalı boşanma davasında “ferî hükümler konusunda anlaşamadıklarını” açıklayan eşlerin temyiz isteminde değerli çoğunluğun görüşü doğrultusunda boşanma bölümünün kesinleştiğini kabul durumunda hükmün boşanma dışında kalan bölümlerinin bozulmasına karar vermenin ne anlamı kalacaktır?...
KARŞI OY YAZISI Anlaşmalı boşanma davasında boşanmanın eki istemler yönünden çekişmenin sürdüğü konusunda değerli çoğunluk ile aramızda görüş birliği vardır. Bir yandan bu çekişmenin sürdüğünü kabul edip diğer yandan anlaşmalı boşanma kararının "boşanma" bölümünün kesinleştiğini kabul etmek çelişki oluşturmaktadır. Anlaşmalı boşanma davalarında fer'i hükümlerde gerçekleşen temyiz, anlaşmalı boşanma kararının tamamını etkisiz hale getirir. Temyiz istemini boşanmanın eki istek ile sınırlayarak tarafları boşanmış hale getirmek anlaşmalı boşanmanın "anlaşma" kavramı ile bağdaşmaz. Zira boşanmanın eki istemlerin tamamı yönünden henüz bir anlaşma bulunmamaktadır....
Görüldüğü üzere anlaşmalı boşanma ancak tarafların (=kadın ve erkek) anlaşması ile olanaklıdır. O halde mahkeme kararında eşlerin "davacı-davalı" biçiminde gösterilmeleri uygun olacaktır... ..., Öğreti ve Uygulamada Boşanma, Tazminat, Nafaka, Yetkin Yayınevi, ... 2000, Kısaltma:...-Boşanma, s. 122) Nitekim Dairem eşlerin anlaşmasına dayalı boşanma davalarında bir bakıma “iki davacı ve iki davalı” olduğu görüşünü sergilemiştir. (Y2HD, 15.3.1990, 11382-2844, GENÇCAN-Boşanma, s. 680-682) Anlaşmalı boşanma ancak “tarafların” (=kadın ve erkek) anlaşması ile oluşabildiğine göre hem kadın hem erkek davadan feragat edebilir. Düzenlemenin bir tarafına davadan feragat hakkı verilirken bir tarafına davadan feragat hakkı verilmemesi; - Anlaşmalı boşanma davasının mahiyeti, - Kadın erkek eşitliği ile bağdaşmaz....
Değerli çoğunluk tarafından temyiz “velayet yönünden” şeklinde sınırlanarak anlaşmalı boşanma hükmünün boşanma bölümü kesinleştirilmiş olmaktadır. Oysa boşanmanın fer’i hükümlerinin “tamamı üzerinde” çekişme sonlanmamışsa anlaşmalı boşanma hükmünün boşanma bölümünün kesinleştiği düşünülemez. Anlaşmalı boşanma davasının fer’i hükümlerinden velayet yönünden temyiz edildiğini ve bu konuda çekişmenin sürdüğünü açıklayıp sanki bu fer’i hüküm hakkında çekişme yokmuş gibi anlaşmalı boşanma hükmünün boşanma bölümünün kesinleşmesine sebebiyet vermek çelişki oluşturmaktadır. Fer’i hükümlerde oluşan eksiklik anlaşmalı boşanma hükmünün bütününü özürlü kılar....