Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Evlat Edinmede Ana-Babanın Rızasının Aranmaması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kurum tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyanın ilk incelenmesinde, davanın evlat edinmede ana baba rızası aranmaması istemine ilişkin olduğu, ancak dava konusu küçüğün aile yanına yerleştirilip yerleştirilmediği, yerleştirildiyse hangi tarihte yerleştiği, aile yanına yerleşmeye dayanak sözleşme veya belgeye dosya arasında rastlanılmamıştır. Bu nedenle adı geçen belgelerin dosya arasına alınmasından sonra gönderilmek üzere ilgili bölge adliye mahkemesine İADESİNE oy birliğiyle karar verildi.25.01.2022 (Salı)...
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Evlat Edinmede Ana-Baba Rızası Aranmaması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kurum tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm evlat edinmede ana ve babanın rızasının aranmamasına karar verilmesi istemine ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 01.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 30.01.2019 tarih 2019/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 25.11.2019 (Pzt.)...
Türk Medeni Kanununun 312/1. maddesi gereğince, evlat edinilmek amacıyla bir kuruma yerleştirilen küçüğün ana- babasından birinin rızası eksik olursa, kurumun istemi üzerine ve kural olarak küçüğün yerleştirilmesinden önce, mahkeme bu rızanın aranıp aranmayacağına karar verecektir. Olayımızda, küçük hakkında koruma kararı alınıp kuruma bağlı bir yuvaya yerleştirildiğine göre, evlat edinmede ana-baba rızası aranmaması kararının ileride gerçekleşecek evlat edinme işlemi sırasında talep edilmesi gerekir. Bununla beraber bilindiği üzere HMK'nun hukuki dinlenme hakkı başlıklı 27. maddesi uyarınca davanın tarafları, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hak yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını da içerir. Hukuki dinlenme hakkının gereği olarak, taraflar duruşmaya çağrılmadan karar verilememesi, Anayasa'nın 36. maddesi ile düzenlenen iddia ve savunma hakkının kullanılmasına olanak tanınması ilkesinin doğal bir sonucudur....
Bu hükümle, yaşı ne olursa olsun, çocuğa ana ve babasının bilgisi veya rızası dışında evi terk etmeme hususunda bir yükümlülük yüklenmiştir. Bu hükmü, ana ve babasının bilgisi ve rızası dışında evi terk eden çocuğu yanında bulunduran kişiye çocuğun ana ve babasını veya yetkili makamları durumdan haberdar etmek yönünde bir yükümlülük yüklemek suretiyle tamamlamak gerekir. Çocuğun evi terk etmesinin ana ve babada büyük bir tedirginlik oluşturduğu herkes tarafından bilinen bir gerçektir… …' denilmektedir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/387 KARAR NO : 2022/377 DAVA : ZAYİ BELGESİ VERİLMESİ DAVA TARİHİ : 03/06/2022 KARAR TARİHİ : 07/06/2022 Mahkememizde görülmekte olan Zayi Belgesi Verilmesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı şirket yetkilisi dava dilekçesinde özetle; Tasfiye halinde bulunan ------ temsil ve izama yetkili bulunmaktayım, elimde olmeyen nedenlerle şirkete ait karar defteri muhasebeci tarafından tarafıma verilmediği, defelarca aramama rağmen kendisine ulaşılamadığı, şirkete ait karar defterinin zayi olduğu hususunda karar verilmesi bakımından is bu davayı acmak zarureti hasıl olduğu, karar defterinin ------ ait olduğu, davanın kabulu ile tasfiye halinde bulunan şirkete ait karar defterinin zayi olması nedeni ile zayi kararı verilmesine, yeni bir defter çıkarma bakımından yetki ve izin verilmesini talep ve dava etmiştir. GEREKÇE : Dava, TTK'nun 82/7. maddesi gereğince zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir....
Maddesi gereğince; ana ve babadan birinin kim olduğu veya uzun süreden beri nerede oturduğu bilinmiyorsa veya ayırt etme gücünden sürekli olarak yoksun bulunuyorsa veya küçüğe karşı özen yükümlülüğünü yeterince yerine getirmiyorsa bu hallerde ana ve babadan birinin rızası aranmaz. 316. maddesi uyarınca da; evlat edinmeye, ancak esaslı sayılan her türlü durum ve koşulların kapsamlı biçimde araştırılmasında evlat edinen ile edinilenin dinlenmesinden ve gerektiğinde uzmanların görüşünün alınmasından sonra karar verilir....
/08/2012 doğumlu küçük T4 (ACAR) () hakkında evlat edindirme işlemlerinde ana babasının rızalarının aranmamasına veya rızanın varlığının tespitine, ana rızasının tespiti ile baba rızasının aranmamasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Dava, kurum tarafından bağımsız olarak açılan evlat edindirmede ana-baba rızası aranmaması istemine ilişkindir. Yapılan muhakeme ve toplanan delillere göre davacının yapılan istinaf incelemesinde; Dosyadaki bilgi ve belgelerden 13/03/2015 doğumlu Zeynep Su Dereli'nin 30/04/2014 tarihli koruma kararı üzerine kuruma yerleştirildiği ve bu karardan sonra istinafa konu davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanunu'nun 312. maddesinde "küçük, gelecekte evlat edinilmek amacıyla bir kuruma yerleştirilir, ana ve babadan birinin rızası eksik olursa, evlat edinenin veya evlat edinmede aracılık yapan kurumun istemi üzerine ve kural olarak küçüğün yerleştirilmesinden önce, onun oturduğu yer mahkemesi bu rızanın aranıp aranmamasına karar verir. Diğer hallerde, bu konudaki karar evlat edinme işlemleri sırasında verilir." hükmü getirilmiştir....
yerel mahkemenin bu değerlendirmesinin hukuka aykırılık teşkil ettiğini, halbuki çocuklarla ilgili alınan tüm SİR raporlarında ana baba rızası aranmamasına karar verilmesinin vurgulandığını belirterek Adana 1....
Ana, küçüğün evlat edinilmesinde rıza gösterdiğini beyan ettiğine göre, aracı kurumun isteğinin, ana bakımından reddine, babanın "kim olduğu" bilinmediğinden onun rızasının aranmamasına (TMK.md.311) karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Bu sebeple hükmün bozulması gerektiği düşüncesiyle değerli çoğunluğun "onama" yönündeki görüşüne katılmıyoruz....