Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki kurulmasından beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir.Baba ile çocuk aracında kurulan kişisel ilişki uzun ve çocuğun menfaatine aykırıdır. Çocuk ile baba arasında çocuğun yaşı gözetilerek daha uygun süreli kişisel ilişki kurulmak üzere hükmün bozulması gerekmiştir....

    ilişki kurması ve sürdürmesi, çocuk için bir hak olduğu gibi ana veya baba için de bir haktır....

      Türk Medeni Kanununun 309/1. maddesi uyarınca, evlat edinme, küçüğün ana ve babasının rızasını gerektirip, ana ve babanın rızası olmadan dava kabul edilemez. Bu kuralın istisnası aynı yasanın 311. ve 312. maddelerinde düzenlenmiş olup buna göre ana ve babanın rızasının aranmaması hakkında mahkeme kararının bulunması gerekip ancak bu halde ana ve babanın rızası aranmayacak veya rızalarının olmaması sonuca etkili olmayacaktır. Türk Medeni Kanununun 337. maddesi uyarınca, velayet anneye ait olup 342. maddeye göre anne, çocuğun yasal temsilcisidir. Mahkemece, açıklanan yasa hükümleri gözetilerek sadece davalı babanın rızası ile yetinilmeden, çocuğun yasal temsilcisi olan annenin davada yer alması sağlanıp rızasının alınması, rızasının olmaması halinde ise yasal koşullar gerçekleştiği takdirde rızasının aranmaması hakkında karar verildikten sonra karar verilmesi gerekir....

        İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı Kurum vekili istinaf dilekçesinde özetle; 506 sayılı Kanunun 2934 sayılı Kanun ile değişik 3. maddesi gereği 18 yaşının altında baba veya anasına ait işyerinde çalışan mümeyyiz küçüklerin Medeni Kanunun 271. maddesi hükmüne istinaden; çocuk ile baba veya ana arasında yapılacak herhangi bir tasarrufta çocuk borç altına girerse sözleşmenin sıhhati hususu bir vasinin iştiraki ve hakimin tasdikine bağlı olduğunu, mümeyyiz küçükler ile baba veya ana arasında yapılacak bir hizmet akdinin bu şartları ihtiva etmemesi durumunda geçerli bir hizmet akdinden ve dolayısıyla çocuğun sigortalılığından söz etmenin mümkün olmadığını, davanın reddi gerektiğini ileri sürmüştür....

        Ana ve baba evli değilse velâyet anaya aittir (TMK md.337). 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu uyarınca velayet, çocukların bakım, eğitim, öğretim ve korunması ile temsil görevlerini kapsar. Velayet, aynı zamanda ana-babanın velayeti altındaki çocukların kişiliklerine ve mallarına ilişkin hakları, ödevleri, yetkileri ve yükümlülükleri de içerir. Ana ve babanın çocukların kişiliklerine ilişkin hak ve ödevleri; özellikle çocukları şahıslarına, bakmak, onları görüp gözetmek, geçimlerini sağlamak, yetiştirilmelerini ve eğitimlerini gerçekleştirmektir. Bu bağlamda sağlayacağı eğitim ile istenilen ölçüde dürüst, kötü alışkanlıklardan uzak, iyi ahlak sahibi, çalışkan ve bilgili bir insan olarak yetiştirmek hak ve yükümlülüğü bulunmaktadır. Velayet, kamu düzenine ilişkin olup bu hususta ana ile babanın istek ve beyanlarından ziyade çocuğun menfaatlerinin dikkate alınması zorunlu olup, yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir....

        K..’ın gerçek babasının Kemal Çakmak olduğu halde nüfus kaydında Hüseyin Kaynak’ın çocuğu imiş gibi tescil edildiğini bildirerek, nüfus kaydındaki baba adının iptali ile gerçek babası olan Kemal Çakmak olarak düzeltilmesini istemiştir. Görüldüğü gibi davacının birbiriyle bağlantılı iki ayrı davası vardır. İlki soybağının reddi, ikincisi ise babalık davasıdır. Bilindiği üzere, çocukla ana arasındaki soybağı doğumla; baba arasındaki soybağı ise, ana ile evlilik, tanıma ve hakim hükmü ile kurulur. (TMK.nun 282/1-2 md.) Evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak 300 gün içinde doğan çocuğun babası kocadır. (TMK.nun 285/1. md.) Bu halde, çocukla baba arasındaki soybağı, çocuğun evlilik içinde doğması ile kendiliğinden kurulur. Bu durumda koca; karısının doğurduğu çocuğun kendisinden olmadığını ileri sürerek ana ve çocuğa karşı, soybağının reddi davasını açabilir. Çocuk da dava hakkına sahiptir. Bu dava ana ve kocaya karşı açılır....

          Aile Mahkemesinin 2011/620 esas sayılı dosyasının mahkemesine iade edilip bu kararın usulüne uygun olarak ananın yasal temsilcisi ile küçüğün babasına tebliğ edilip kesinleşmesinin beklenilmesi, kesinleştirilmesi halinde bu karar karşısında evlat edinmede ana ve baba rızasının aranmayacağının gözetilmesi, kesinleştirilememesi halinde evlat edinme davası içerisinde ana ve babanın rızasının aranmamasını gerektiren şartların bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi, bu ikinci halde başka bir ifade ile ana ve babanın rızasının aranmamasını gerektiren hallerin mevcut olup olmadığının bu dava içerisinde değerlendirilmesinin gerekmesi halinde ana ve babanın evliliğinin feshine ilişkin kararda çocuğun velayetine ilişkin bir düzenleme yapılmadığından, velayetin yasal olarak her ikisinde bulunduğu nazara alınarak evlat edinme davasında ana ve babaya husumet yöneltilmesi, göstermesi halinde delillerin toplanması ve neticesine göre bir karar verilmesi gerekirken eksik hasım ve eksik inceleme ile karar...

            yürürlük tarihi 03/11/2017'dir. "...eşler tarafından birlikte evlat edinilen ergin kişilerin nüfus kaydına ana ve baba adı olarak evlat edinen eşlerin adları yazılamayacağından, mahkemece evlat edinenin ana ve baba adının değiştirilmesine karar verilmesi doğru görülmemiştir..."...

            Ana ve babası ayrı olan çocuğun ebeveynleriyle düzenli kişisel ilişki kurması ve bu ilişkiyi sürdürmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de haktır. Hükme esas alınan sosyal inceleme raporu, baba ile görüşülmeden tek taraflı olarak hazırlanmış olup, annenin beyanlarına dayanmaktadır. Bu haliyle rapor, babanın kişisel ilişki hakkının sınırlandırılmasını gerektirecek yeterlikte değildir. O halde, annenin davasının da tümden reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 14.06.2016 (Salı)...

              .”; 327. maddesinde “çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır.”; 328. maddesinde ise, “ana ve babanın bakım borcu çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler.” şeklinde düzenlemeler mevcuttur. Bu düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere Türk Medeni Kanunu çocuğun bakımı ve yetiştirilmesi hususunda ana ve babanın ortak sorumluluğu ilkesini benimsemiştir. Anılan sorumluluk için ana ve babanın gelir getirici bir işte çalışması veya sürekli gelir elde etmesi aranmamıştır. Çocuğun bakımı ve yetiştirilmesi için yapılacak katkı parasal olabileceği gibi hiç şüphesiz emek ve mesai harcanması suretiyle de olabilir....

                UYAP Entegrasyonu