Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR Davacı her iki davalı aleyhine açtığı davalarda tapu iptal tescil talebinde bulunmuştur. Ayrıca davacının.... aleyhine açmış olduğu tapu iptal tescil talebinin reddine ilişkin kararıda temyiz ettiği açıkça anlaşılmaktadır. Bu durumda taraflar arasındaki ihtilafın incelenme mercii Yargıtay 14 . Hukuk Dairesiden bu şekliyle dosya dairemize gönderilmiş olduğundan görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın Yargıtay 1.Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 15.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK(TÜKETİCİ) MAHKEMESİ Uyuşmazlık, şahsi hakka dayalı (satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan) tapu iptal tescil mümkün olmaması halinde bedel istemine ilişkin olup, mahkemece bedel yönünde hüküm kurulmuş, hüküm davacı vekili tarafından tapu iptal tescil yönünden de temyiz edilmiştir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 14.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 14.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 11.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Hemen belirtmek gerekir ki tapu kaydına dayanılarak açılan iptal davasında, ayrıca tescil isteğinde bulunulmamış olması iptal davasının reddi veya sadece satışın iptali kararı verilmesi için başlı başına bir sebep teşkil etmez. Bu durumda Mahkemece yapılacak iş, iptal isteminin tescili kapsamadığı gözetilerek davacıya, ayrıca tescil davası açması için imkan tanımak ve dava açılması halinde her iki dava birleştirilerek karara bağlanmaktan ibarettir... Somut olayda, yukarıda değinilen biçimde açılmış bir tescil davası yoktur....

        Bu nedenle, aynı yerle ilgili açılan tescil davasının kesin hüküm ve hukuki yarar bulunmaması nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğinden ve hükmün bu gerekçe ile bozulması düşüncesinde olduğundan, sayın çoğunluğun orman kadastrosu ve 5643 ada 1 sayılı parsel içinde kalan bölümün tapu kaydının iptal edilmedikçe kararın infazının mümkün olmadığı görüşüne katılmıyorum....

          Somut olayda, dava tespit öncesi ve sonrası kazandırıcı zamanaşımı zilyetlik hukuki nedenine dayalı iddia ve tescile ilişkindir. Çekişme konusu 1444 parselin öncesi olan 881 parsel 17.02.1965 tarihinde yapılan tapulamada Hazine adına tespit edilmiş olup, 12.12.1972 tarihinde kesinleşerek tescil edilmiştir. Tespit öncesi neden için 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü süre geçmiştir. Hak düşürücü süre tüm itiraz ve def'ilerden önce olup, resen göz önünde bulundurulur. Bu nedenle, tespit öncesi iptal ve tescil isteği yönünden hak düşürücü sürenin geçmiş olması sebebiyle davanın reddine karar verilmiş olması gerekir. Davacının kadastro sonrası zilyetlik hukuki nedenine dayalı iptal ve tescil isteğine gelince, tapu siciline kayıtlı taşınmazların zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün değildir. Başka bir anlatımla, tapu sicilinde kayıtlı taşınmaz üzerindeki zilyetliğin mülkiyetin kazanılması bakımından hukuki değeri yoktur....

            Gerçekten de; ihyası talep edilen taşınmazın tescil bildirim beyannamesinde Hazine adına sicilinin oluşturulması öngörüldüğü halde, tescil sırasında hataya düşülerek ... Belediyesi adına tescil edildiği, davacı Hazinenin mülkiyet hakkı sahibi olup, ... Belediyesi adına oluşan sicil kaydının TMK'nun 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil niteliğinde olduğu ve iptali gerektiği açıktır. Öte yandan; sicil kayıtlarının illetini teşkil eden idari işlemlerin idari yargı yerinde iptal edilip, kararların kesinleşmesi ile imar parsellerinin sicillerinin dayanaksız hale geldiği ve yolsuz tescil durumuna düştükleri tartışmasızdır. Diğer taraftan bilindiği gibi; 3194 sayılı İmar Kanunu düzenlemeleri kamu düzenine ilişkin bulunduğundan kazanılmış hak olgusundan söz edilemez. Yargıtay 1....

              Bu nedenle Davacı tarafından talep edilen tapu iptal ve tescil talebinin husumet yokluğu nedeni ile reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı tapu iptal ve tescil olmadığı takdirde maddi tazminat talep etmişse de tazminat talebi yönünden de dosyaya sunulmuş somut bir delilin olmadığı davacının zararını ispat edemediği değerlendirilerek maddi tazminat talebininde reddine'' dair karar verilmiştir. İSTİNAF EDEN: Davacı avukatı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

              Belediyesi tarafından imar uygulamasına tabi tutularak çok sayıda imar parselinin oluşturulduğunu; Büyükşehir Belediyesince yapılan imar uygulamasının idari yargı yerinde iptal edildiğini ileri sürerek; tapu iptal ve tescil ile tapu kayıtlarının eski hale iadesinin sağlanması, olmadığı takdirde tazminat talebinde bulunmuştur. Tapu kayıt maliki ...'ın dava tarihinden önce 30.07.2004 tarihinde öldüğünün anlaşılması üzerine mirasçıları aleyhine aynı istem ile açılan dava eldeki asıl dava ile birleştirilmiştir. Mahkemece, dava konusu taşınmazın 775 sayılı Yasanın 3/2. maddesi gereği belediyeye devri gerekli taşınmazlardan olduğu, davacı Hazinenin dava konusu taşınmazda mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı gerekçesiyle asıl dava ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı-birleştirilen davada davacı Hazine vekili temyiz etmiştir. Dava, kadastral parselin ihyasına yönelik tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir....

                Eldeki dava da dava sebebi kesinleşmiş orman tahdidi olup, istem ise tapu iptal ve tescil ile elatmanın önlenmesi, derdest kabul edilen davada ise dava sebebi 4721 sayılı TMK’nın 1007. maddesi olup, istem ise tazminattır. Ayrıca tazminat isteyen tarafın tapu iptal ve tescil isteminde bulunmuş olması da taşınmaz maliklerinin isteminin tapu iptal ve tescil olduğu anlamına da gelmemektedir. Zira, tazminat isteğiyle dava açan tapu malikleri tarafından tapu iptal ve tescil istenmeseydi dahi tazminata hükmedilmesi halinde mahkemece re’sen, taşınmazın tazminata konu bölümün idare adına tesciline karar verilmesi gerekmektedir....

                  Köyü 11179 ada 2 ve 11193 ada 2 sayılı imar parsellerinin meydana getirildiğini, ancak Büyükşehir Belediyesince yapılan imar uygulamasının idari yargı yerinde iptal edildiğini ileri sürerek; tapu iptal ve tescil ile tapu kayıtlarının eski hale iadesinin sağlanması, olmadığı takdirde tazminat talebinde bulunmuştur. Mahkemece, dava konusu taşınmazın 775 sayılı yasanın 3/2. maddesi gereği belediyeye devri gerekli taşınmazlardan olduğu, davacı Hazinenin dava konusu taşınmazda mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, kadastral parselin ihyasına yönelik tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu taşınmazın ihdasen Hazine adına tescil edildiği ve ... Belediyesince başka birçok parselle birlikte 38 No'lu imar düzenlemesine tabi tutulduğu, bilahare aynı bölgede davalı ......

                    UYAP Entegrasyonu