Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, "tapu iptal ve tescil" davasının kesinleştiği tarihten itibaren 1 yıllık süre içinde açılmadığından bahisle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmişse de, taraflar arasında satım sözleşmesi mevcut olup uyuşmazlık, Borçlar Kanunu'nun 189. maddesinde düzenlenen zapta karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanmaktadır. Davada zamanaşımı süresi 1 yıl değil, aynı Kanun'un 125. maddesi gereğince 10 yıldır. O halde, dava tarihi itibariyle zamanaşımı süresi dolmadığından, mahkemece işin esası incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bir yılık zamanaşımı süresi esas alınmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. S o n u ç: Yukarıda 1. ve 2. bentlerde açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün, davacı yararına (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz har-cının istek halinde iadesine, 18.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Karar tarihinde yürürlükte bulunan BK'nun 189 maddesinin birinci bendinde, "satıcı, satılan şeyin bir üçüncü şahıs tarafından satımın akdi zamanında mevcut bir hak sebebi ile tamamen veya kısmen zaptedilmesinden alıcıya karşı mes'ul ve zamindir." yazılıdır. Madde metninden de açıkça anlaşılacağı gibi mevcut ayıp ister subjektif bir haktan, isterse objektif bir hukuk kuralından doğmuş olsun satıcının, devrini taahhüt edip gerçekleştirdiği hakkın mevcut olmaması halinde sorumlu olduğu anlaşılmaktadır. Devredilen hak, herhangi bir nedenle devri taahhüt edilen hakka uygunluk göstermiyorsa satıcı bundan sorumludur. Bu sorumluluk da alıcının zapt nedeniyle uğradığı gerçek zarar kadardır. Somut olayda resmi şekle uygun olarak satış işlemi gerçekleştirilmiş olup, davalı zapta karşı tekeffül hükümleri uyarınca davacının gerçek ve güncel müspet zararından sorumludur....

      Kiraya verenin zapta karşı tekeffül borcu 6098 sayılı TBK.’nun 309 (BK.’nun 253.) maddesinde düzenlenmiştir. TBK' nun 52. maddesinde; "Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. Zarara hafif kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek olur ve hakkaniyet de gerektirirse hâkim, tazminatı indirebilir. " TBK' nun 309. maddesinde; "Bir üçüncü kişinin kiralananda kiracının hakkıyla bağdaşmayan bir hak ileri sürmesi durumunda kiraya veren, kiracının bildirimi üzerine davayı üstlenmek ve kiracının uğradığı her türlü zararı gidermekle yükümlüdür." düzenlemeleri bulunmaktadır. ... .... Asliye ......

        Şirketi tarafından aynı alacak nedeniyle dava açıldığını, yargılamının devam ettiğini ve bu dosyanın mahkemece incelenmesini talep etmiştir. ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/13 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde davacının ... Petrol Ür. Gıda İnş. Şirketi, davalının ise ... olduğu, davalının vekil sıfatı ile sattığı ve bedelini tahsil ettiği taşınmazlara ilişkin olarak taşınmazların mahkeme kararı ile şirketin elinden alınması sebebiyle, zapta karşı tekeffül hükümleri uygulanarak şirketin gerçek ve müspet zararının tahsili istemiyle dava açıldığı ve yargılamanın devam ettiği anlaşılmıştır. HMK'nun 165/1. maddesinde "Bir davada hüküm verilebilmesi başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılama bekletilebilir" hükmüne yer verilmiştir....

          Keza, 28/05/2013 günlü Hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.3 maddesinde de “alıcının, basiretli bir tacir gibi davranmak suretiyle” ...... şirketlerin sözleşme tarihi itibariyle mevcut ve fiziki durumunu bilerek hisseleri devir ve teslim aldığı, şirketler hakkında kendisine verilen bilgilerin gerçek durumu yansıtmadığı veya benzer iddiaları ileri süremeyeceği, hisselerin devrinin gerçekleşmesinin ardından, ayıba ve zapta karşı tekeffül hükümleri başta olmak üzere yürürlükteki mevzuat kapsamında herhangi bir fiili veya hukuki nedene dayanarak talepte bulunamayacağı .....” hükmü karşısında da davalının sorumluluğundan söz edilmesi mümkün değildir....

            Keza, 28.06.2013 günlü Hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.3 maddesinde de “alıcının, basiretli bir tacir gibi davranmak suretiyle” ...... şirketlerin sözleşme tarihi itibariyle mevcut ve fiziki durumunu bilerek hisseleri devir ve teslim aldığı, şirketler hakkında kendisine verilen bilgilerin gerçek durumu yansıtmadığı veya benzer iddiaları ileri süremeyeceği, hisselerin devrinin gerçekleşmesinin ardından, ayıba ve zapta karşı tekeffül hükümleri başta olmak üzere yürürlükteki mevzuat kapsamında herhangi bir fiili veya hukuki nedene dayanarak talepte bulunamayacağı .....” hükmü karşısında da davalının sorumluluğundan söz edilmesi mümkün değildir....

              Artırma şartnamesinde açık bir taahhüdün bulunması veya artırmaya katılanlara karşı hile yapılmış olması halleri müstesna (ayrık) olmak üzere, satıcının zapta karşı teminat (BK 189-193. maddeleri) ve satılanın ayıplı olmasından dolayı bir tekeffül borcu (BK 194-207. maddeleri) yoktur (BK 230/ı mad.-24.06.1953 gün ve 14/6 sayılı İBK). Bu gibi durumlarda, alıcının; malın yok olmasına ya da zarar görmesine neden olmuş kişiler hakkında genel mahkemelerde tazminat davası açma hakkı bulunduğu gibi, malın korunmasında, kusuru bulunan icra dairesi görevlileri hakkında da idare aleyhine tazminat davası açma hakkı vardır (İİK 5. mad.). Bu itibarla koruma görevinde olanların yasalarla düzenlenmiş hukuki ve cezai sorumlulukları bulunmaktadır. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28/b maddesine göre tahsil harcı, alacağın ödenmesi sırasında yatırılan paradan tahsil edilir....

                Kiraya verenin zapta karşı tekeffül borcu 818 sayılı BK.’nun 253. (6098 sayılı TBK.’nun 309) maddesinde düzenlenmiştir. Kiraya veren kiralananı her türlü maddi ve hukuki ayıptan ari olarak kiracının kullanımına sunmak ve kira müddetince bu hali ile muhafaza etmekle yükümlüdür. Üçüncü kişinin aynî bir hakka dayalı olarak kiralanan üzerinde ileri sürdüğü talepler davalı kiraya verenin tekeffülü altındadır. Olayda dava dışı Hazine mülkiyet hakkına dayanarak davacının kiracılık hakkı ile bağdaştırılamayan bir iddiada bulunmuştur. Davacı her ne kadar taşınmazı kullanmışsa da bunun karşılığında tapu maliki hazineye karşı sorumlu tutulmuş ve ecrimisil tazminatı ödediğini ileri sürmüştür. Bu durumda davacı, zapt dolayısıyla taraflar arasındaki kira sözleşmesini fesih edebilir. Ödediği kira bedelini geri isteyebilir. Ne var ki davacı, bu dava ile kira sözleşmesinin feshini değil, ödediği ecrimisilin tahsilini istemektedir....

                  Sulh Hukuk Mahkemesi' nin 2011/298 Değ.İş sayılı dosyasından yaptırılan tespitte ürünlerde malzeme ve üretim hatası olduğunun saptandığını, ayıba karşı tekeffül hükümleri uyarınca müvekkilinin ödediği 17.656,20-TL' nin yazılı müracaat tarihi olan 14.11.2011' den itibaren ticari reeskont faiziyle ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin davaya konu malların üreticisi olmadığını, üreticisinin davadışı .... olduğunu, davacının müvekkiline müracaatı üzerine tespit yaptırdıklarını ve ürünlerde üretimden kaynaklanan hata olduğunun belirlendiğini, davacının ürünleri iade etmeyip kullanmaya devam ettiğini, bu nedenle bedel iadesini isteme hakkının olmadığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir....

                    Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre, davacının davalıdan satın aldığı madeni yağların gizli ayıplı olduğu ve davacı tarafından davalıya iade edildiği, her ne kadar davacı ayıplı satış nedeniyle bundan kaynaklı tam zararın karşılanmasını talep etmiş ise de, davacının ayıp ihbarını süresinde gerçekleştirmediği, bu nedenle ayıba karşı tekeffül hükümlerinden yararlanamayacağı, ancak iade edilen mal nedeniyle ödenen bedelden talep edilen 75.000 TL’nin davalıdan tahsil edilebileceği gerekçeleriyle davanın kısmen kabulü ile 75.000 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, satılan malların ayıplı olduğunu bildirerek davalıya iade etmiş ve davalı da ayıplı olduğu ileri sürülen malları hiç bir ihtirazi kayıt koymaksızın teslim alıp kabul etmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu