Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

TBK'nın 219 ilâ 231. maddelerinde düzenlenen ayıba karşı tekeffül hükümlerine göre satıcı, alıcıya karşı herhangi bir suretle bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan kullanım amacı bakımından değerini veya alıcının ondan beklediği faydaları önemli ölçüde azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki ya da ekonomik ayıplardan sorumludur. Satıcı bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur. Dosyaya ibraz edilen belgelere göre; davacının, Yeşilköy Gümrük Müdürlüğü'ne 10.188,00 TL ödeme yaptığı hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır....

    Satıcının belirtilen bu borçları yanında, ayıba karşı tekeffül ve zapta karşı tekeffül borçları da bulunmaktadır. Ayıba karşı tekeffül borcu, satıcının mülkiyeti geçirme borcunun tamamlayıcısıdır. Çünkü satımda alıcının amacı, istediği maksat için kullanabileceği, yararlı bir malın mülkiyetine sahip olmaktır. Satıcı, malın değerini veya yararını azaltan eksikliklerin bulunmadığını ayrıca garanti etmese bile; bu borç kanunen mevcuttur. Bu nedenle satıcının bu borcunu kanuni bir borç olarak nitelendirmek mümkündür (Tandoğan, H.:Borçlar Hukuku (Özel Borç İlişkileri), 4.Bası, Cilt I/1, Ankara 1985, s.163; Yavuz, C.: Türk Borçlar Hukuku Özel Hükümler, İstanbul 1996, s.91). Ayıba karşı tekeffül borcunun, TBK.'nun 219 ila 226 maddeleri arasında belirtilen koşullarının gerçekleşmesiyle, alıcı TBK.'nun 227 vd. maddeleri kapsamında kendisine tanınan seçimlik haklarını satıcıya karşı kullanabilecektir Uyuşmazlık, satıcının ayıba karşı tekeffülü hükümlerine dayanmaktadır....

      "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi İnceleme konusu karar, vergi borcundan kaynaklanan alacak isteğine ilişkin olup, dosyanın Yargıtay 12.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 16.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi İnceleme konusu karar, vergi borcundan kaynaklanan alacak isteğine ilişkin olup, dosyanın Yargıtay 4.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 29.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, kira sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit, kiracı tarafından kiralanan yer için kiraya verene ödenen kira bedellerinin kiralananın dava dışı üçüncü şahıs tarafından zaptı nedeniyle kiralayanın zapta karşı tekeffül borcu çerçevesinde sebepsiz zenginleşme kurallarına göre iadesi istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK'nın 355/1 maddesi gereği, istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir....

          Yüklenicinin bu borcu sözleşmenin kurulması ile başlar, eserin iş sahibine teslim edildiği ana kadar devam eder ve eserin tesliminden sonra da ayıba karşı tekeffül sorumluluğu şeklinde kendini gösterir. Daha açık bir anlatımla ayıba karşı tekeffül sorumluluğu gereği, yüklenici teslimden sonra da, zamanaşımı süresi içerisindeki eserdeki ayıplardan sorumludur. İş sahibi de yüklenicinin bu sorumluluğu sebebiyle Borçlar Kanunu’nun 360.maddesindeki hakları kullanabilir. İş sahibinin eserdeki ayıplardan kaynaklanan haklarından birisi de, yapılan şeyin kullanılamayacağı ve nisfet kaidesine göre kabule icbar edilemeyeceği derecede kusurlu olması hâlinde, eseri kabulden kaçınmaktır. Şayet iş sahibi eseri kabulden kaçınmakta haklı ise, kuşkusuz eser bedelinin ödenmesi de gerekmeyecektir....

            Keza, 28/05/2013 günlü Hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.3 maddesinde de “alıcının, basiretli bir tacir gibi davranmak suretiyle” ...... şirketlerin sözleşme tarihi itibariyle mevcut ve fiziki durumunu bilerek hisseleri devir ve teslim aldığı, şirketler hakkında kendisine verilen bilgilerin gerçek durumu yansıtmadığı veya benzer iddiaları ileri süremeyeceği, hisselerin devrinin gerçekleşmesinin ardından, ayıba ve zapta karşı tekeffül hükümleri başta olmak üzere yürürlükteki mevzuat kapsamında herhangi bir fiili veya hukuki nedene dayanarak talepte bulunamayacağı .....” hükmü karşısında da davalının sorumluluğundan söz edilmesi mümkün değildir. Diğer taraftan 28/05/2013 günlü sözleşmenin 9.4 maddesinde düzenlenen “şirketlerde yapılmış olan her türlü işlemden kaynaklanan borç ve yükümlülüklerden, kayıtlara intikal etmemiş olsa dahi şirketlerin sorumlu olduğu, bu hususlarda alınmış karar ve yapılmış sözleşmelerle ilgili olarak alıcının ve şirketlerin idare ve ....'...

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında geçerli olarak kurulmuş bir taşınmaz satım sözleşmesi bulunmakta olup uyuşmazlık; ayıba karşı tekeffül (satım sözleşmesine konu edilen taşınmazın yüz ölçümünün farklı olması) hükümleri uyarınca tazminat istemine ilişkindir. 14.02.2011 gün ve 27846 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 09.02.2011 gün ve 6110 sayılı bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair Kanunun 8.maddesiyle Yargıtay Yasasının 14.maddesinde yapılan değişiklik uyarınca 01.03.2012 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanan iş bölümü kararının Yüksek 13.Hukuk Dairesi için Borçlar Kanunun ikinci kısmında yer alan sözleşmelerden (istisna akdi hariç akdin muhtelif nevilerinden) kaynaklanan davalar bakımından Sulh ve Asliye ayrımının yapılmadığı ve incelemenin bu nedenlerle Yüksek 13.Hukuk Dairesince yapılacağından uyuşmazlık konusu dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ Uyuşmazlık, ayıba karşı tekeffül hükümleri gereğince satış sözleşmesinin feshi ve bedelinin iadesi isteminden ibarettir. Mahkamece sebepsiz zenginleşme nitelendirilmesi de yapılmamıştır. 14.02.2011 gün ve 27846 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 09.02.2011 gün ve 6110 sayılı bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair Kanunun 8.maddesiyle Yargıtay Yasasının 14.maddesinde yapılan değişiklik uyarınca 01.03.2012 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanan iş bölümü kararının Yüksek 13.Hukuk Dairesi için Borçlar Kanunun ikinci kısmında yer alan sözleşmelerden (istisna akdi hariç akdin muhtelif nevilerinden) kaynaklanan davalar bakımından Sulh ve Asliye ayrımının yapılmadığı ve incelemenin bu nedenlerle Yüksek 13.Hukuk Dairesince yapılacağından uyuşmazlık konusu dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır....

                  Keza, 29/05/2013 günlü Hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.3 maddesinde de “alıcının, basiretli bir tacir gibi davranmak suretiyle” ...... şirketlerin sözleşme tarihi itibariyle mevcut ve fiziki durumunu bilerek hisseleri devir ve teslim aldığı, şirketler hakkında kendisine verilen bilgilerin gerçek durumu yansıtmadığı veya benzer iddiaları ileri süremeyeceği, hisselerin devrinin gerçekleşmesinin ardından, ayıba ve zapta karşı tekeffül hükümleri başta olmak üzere yürürlükteki mevzuat kapsamında herhangi bir fiili veya hukuki nedene dayanarak talepte bulunamayacağı .....” hükmü karşısında da davalının sorumluluğundan söz edilmesi mümkün değildir....

                    UYAP Entegrasyonu