Bu anlatılanların sonucuna göre, davacının şirket yönünden de vekaletsiz iş gördüğü ortadadır. Çünkü, vekaletsiz hareket eden davacının davalılardan şirkete iş görme iradesi açıktır. Vekaletsiz iş görmede, temsil niyeti taşıyan kimse bu maksatla iş sahibinin yararına bir hizmet görür. Geçerli bir yasaklama bulunmadığı sürece de yapılan işin iş sahibinin yararına olduğu kural olarak kabul edilir. Bir kimsenin başkasının hukuk alanına kendi yararına müdahale etmesi mümkün olduğu gibi, iş sahibinin yararına da müdahalesi mümkündür. İlk durumda gerçek olmayan ya da caiz bulunmayan vekaletsiz iş görme; ikinci durumda ise gerçek ya da caiz olan vekaletsiz iş görme söz konusu olur. Caiz olan (gerçek) vekaletsiz iş görmede, iş gören halin icaplarının yapılmasını haklı gösterdiği zaruri ve faydalı masraflarının ödenmesini karşı taraftan isteyebilir (BK m.413 f.1). İş sahibi, iş görenin yaptığı ve halin icaplarının yapılmasını haklı gösterdiği zorunlu ve faydalı masrafları ödemek zorundadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Mahkemenin nitelendirmesine göre uyuşmazlık; vekaletsiz işgörmeden kaynaklanan alacak için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 20.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
HUKUK DAİRESİ Uyuşmazlık; vekaletsiz işgörmeden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 13. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13. Hukuk Dairesine gönderilmesine 30/04/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
İlk Derece Mahkemesi tarafından dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 15.09.2020 tarihli ara kararla; "davacının, davalı tarafın satın alınan malın bedelini ödemediğinden bahisle vekaletsiz iş görme hükümleri uyarınca alacak davası açtığı, talep edilen alacak tutarı olan 375.708,72 TL yönünden ihtiyati haciz talebinde bulunduğu, alacak miktarının belirlenebilmesinin ve alacağın muaccel olup olmadığının yargılamayı gerektirdiği, yargılama sonucu ulaşılabilecek sonuca ihtiyati haciz yolu ile ulaşılmayacağı, dosya kapsamına sunulu deliller uyarınca yaklaşık ispat koşulunun ve ihtiyati haczin İİK m. 257 madde belirtilen şartlarının oluşmadığı " gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
İlk Derece Mahkemesi tarafından dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 15.09.2020 tarihli ara kararla; "davacının, davalı tarafın satın alınan malın bedelini ödemediğinden bahisle vekaletsiz iş görme hükümleri uyarınca alacak davası açtığı, talep edilen alacak tutarı olan 375.708,72 TL yönünden ihtiyati haciz talebinde bulunduğu, alacak miktarının belirlenebilmesinin ve alacağın muaccel olup olmadığının yargılamayı gerektirdiği, yargılama sonucu ulaşılabilecek sonuca ihtiyati haciz yolu ile ulaşılmayacağı, dosya kapsamına sunulu deliller uyarınca yaklaşık ispat koşulunun ve ihtiyati haczin İİK m. 257 madde belirtilen şartlarının oluşmadığı " gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
İlk Derece Mahkemesince davanın vekaletsiz iş görme hükümlerine dayalı alacak istemine karar verilmiş, bu karara karşı davacı ve davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, vekaletsiz iş görme hükümlerine dayalı alacak istemine ilişkindir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu'nun İş bölümüne ilişkin kararı gereğince " 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun ikinci kısmında yer alan ve diğer dairelerin görevine girmeyen sözleşmeler ile özel kanunlara göre yapılıp diğer dairelerin görevine girmeyen sözleşmelerden kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar"a ilişkindir. Buna göre, somut uyuşmazlığa ilişkin istinaf başvurusunu değerlendirme görevinin HSK'nın 564 ve 586 sayılı işbölümü kararları gereğince İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. 19. veya 46 Hukuk Dairesinin görev alanında kaldığı, iş bölümü yönünden Dairemizin görevli olmadığı anlaşılmakla aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 19/06/2014 NUMARASI : 2011/415-2014/331 Uyuşmazlık ve hüküm; vekaletsiz işgörmeden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 16.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : KEŞAN SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 14/11/2014 NUMARASI : 2012/803-2014/740 Uyuşmazlık ve hüküm, vekaletsiz işgörmeden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 23.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Her ne kadar mahkemece, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş ise de, olayın oluş şekli ve taraflar arasındaki ilişki gözönüne alındığında, taraflar arasında vekaletsiz iş görme ilişkisinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Vekaletsiz iş görme, TBK'nın 526. maddesi ve devamında düzenlenmiş olup, başkasının hesabına iş gören, o işi sahibinin menfaatine ve varsayılan iradesine uygun olarak görmekle yükümlü kılınmıştır. Aynı Kanunun 529. maddesinde ise “İş sahibi, işin kendi menfaatine yapılması halinde, iş görenin durumun gereğine göre zorunlu ve yararlı bulunan bütün masraflarını faiziyle ödemek, gördüğü iş dolayısıyla üstlendiği edimleri ifa etmek ve hakimin takdir edeceği zararı gidermekle yükümlüdür.” denilmiştir. İş görenin vekaletsiz iş görmeden kaynaklanan alacak hakları işi görülenin haksız iktisabı sayılmaz. Bu alacak hakları TBK'nın 147. maddesinde (BK 126.Mad.) sayılanlardan da değildir....
Gerek Borçlar Kanunu gerek Türk Borçlar Kanunu’nda vekâletsiz iş görme hükümlerine göre açılacak davalardaki zamanaşımı süresine ilişkin özel bir düzenleme bulunmamaktadır. Eser sözleşmelerinden kaynaklanan alacak davalarında uygulanan 5 yıllık zamanaşımı süresi, vekâletsiz iş görmeden kaynaklanan davalarda uygulanamaz. Bunun sonucu olarak, kanunda aksine bir düzenleme bulunmadığından genel zamanaşımı süresi olarak BK’nın 125 ve TBK'nın 146. maddesindeki 10 yıllık zamanaşımı süresi vekâletsiz iş görme hükümlerine göre açılacak davalarda da uygulanacaktır. Nitekim, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 04.06.1958 tarih, 1958/15-6 Esas ve Karar sayılı ilâmı, Y. 15. H.D’nin 17.03.2015 tarih, 2015/1035 Esas ve 2015/1289 Karar, yine Y. 15. H.D.'nin 23.12.2013 tarih, 2013/5368 Esas ve 2013/6991 Karar sayılı ilâmlarında vekâletsiz iş görmeden kaynaklanan davalarda 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanacağı kabul edilmiştir....