ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2022/168 Esas KARAR NO:2022/231 DAVA:Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ:04/03/2022 KARAR TARİHİ:17/03/2022 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, faktoring sözleşmesinden kaynaklanan alacak sebebiyle davalı faktoring şirketi tarafından davacının keşidecisi olduğu kambiyo senetlerine dayalı olarak yapılan takipten dolayı menfi tespit istemine ilişkindir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2021/824 Esas KARAR NO :2021/503 DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Banka Garanti Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ:27/12/2021 KARAR TARİHİ:31/12/2021 Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizin 2021/824 Esas sayılı dosyasında yapılan inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, faktoring sözleşmesinden kaynaklanan alacak sebebiyle davacı tarafından davalı aleyhine yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir....
Davacının temyiz istemine gelince: 6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun 28'inci maddesinin üçüncü fıkrasında; 2279 sayılı Kanuna göre ikraz işleriyle uğraşanlarla, ikinci fıkrada belirtilen muamele ve hizmetlerden herhangi birini devamlı olarak yapanların, bu Kanunun uygulanmasında banker sayılacakları hükme bağlanmış; 2279 sayılı Ödünç Para Verme İşleri Hakkında Kanunu ek ve değişiklikleri ile birlikte yürürlükten kaldırılan 30.9.1983 gün ve 90 sayılı Ödünç Para Verme İşleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 3'üncü maddesinde de, devamlı ve mutad meslek halinde, faiz veya her ne ad altında olursa olsun bir ivaz karşılığı veya ipotek almak suretiyle, ödünç para verme işleriyle uğraşan veya ödünç para verme işlerine aracılık eden ve kendilerine faaliyet izni verilen gerçek kişilerin ikrazatçı sayılacakları açıklanmıştır. 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 17'nci maddesinin 4'üncü fıkrasının (e) bendinde ise, banka ve sigorta muameleleri...
Davacı tarafça talebin ileri sürülüş biçimi, tarafların iddia ve savunmaları, davaya takibe konu sözleşme ile tüm dosya kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlığın; 14 Kasım 2016 tarihinde davacı ... ile davalı şirket arasında imzalanan sözleşmeden kaynaklandığı, orjinalinde “...” başlığı bulunan, ancak Türkçe tercümesine “Kredi Sözleşmesi” başlığı konulan sözleşmenin ödünç para verme sözleşmesi niteliğinde olduğu, davanın taraflarından olan davacı ...’in gerçek kişi olduğu, davacının Belçika’da faaliyet gösteren dava dışı ... firmasının ortağı ve yetkilisi olduğu, davalı şirket her ne kadar tacir ise de davacının tacir olduğuna dair dosyada herhangi bir delil bulunmadığı, taraflar arasındaki ödünç para verme sözleşmesinden kaynaklı davanın 6102 sayılı TTK.'...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ:12/10/2023 DAVA:Tazminat (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) İNCELENEN KARARIN; MAHKEMESİ :BULDAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ:24/02/2022 DAVA:Tazminat (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) İSTİNAF KARAR TARİHİ:17/01/2024 İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ:17/01/2024 Tarafların İddia Ve Savunmalarının Özeti: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından davalı ... 01.03.2019 tarihinde bir yazı gönderilerek mazot, bakım, operatör ve sair giderleri karşı yana ait olmak üzere 01.03.2019-31.03.2019 tarihleri arasında kullanması için bir adet .......
İLGİLİ MEVZUAT: 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu'nun 28. maddesinin 3. fıkrasında, 2279 sayılı Kanuna göre ikraz işleriyle uğraşanlarla, 2. fıkrada belirtilen muamele ve hizmetlerden herhangi birini devamlı olarak yapanların, bu Kanunun uygulanmasında banker sayılacakları hükme bağlanmış; olay tarihinde yürürlükte olan 30/09/1983 tarih ve 90 sayılı Ödünç Para Verme İşleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 3. maddesinde de, devamlı ve mutat meslek halinde, faiz veya her ne ad altında olursa olsun bir ivaz karşılığı veya ipotek almak suretiyle, ödünç para verme işleriyle uğraşan veya ödünç para verme işlerine aracılık eden ve kendilerine faaliyet izni verilen gerçek kişilerin ikrazatçı sayılacakları açıklanmıştır. Her iki düzenlemenin birlikte değerlendirilmesinden anlaşılacağı üzere, 6802 sayılı Kanun'un uygulaması bakımından bir kişinin banker sayılabilmesi için aranan koşul, ivaz karşılığı ödünç para verme işinin, devamlı ve mutat meslek halinde yapılmasıdır....
İLGİLİ MEVZUAT: 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu'nun 28. maddesinin 3. fıkrasında, 2279 sayılı Kanuna göre ikraz işleriyle uğraşanlarla, 2. fıkrada belirtilen muamele ve hizmetlerden herhangi birini devamlı olarak yapanların, bu Kanunun uygulanmasında banker sayılacakları hükme bağlanmış; olay tarihinde yürürlükte olan 30/09/1983 tarih ve 90 sayılı Ödünç Para Verme İşleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 3. maddesinde de, devamlı ve mutat meslek halinde, faiz veya her ne ad altında olursa olsun bir ivaz karşılığı veya ipotek almak suretiyle, ödünç para verme işleriyle uğraşan veya ödünç para verme işlerine aracılık eden ve kendilerine faaliyet izni verilen gerçek kişilerin ikrazatçı sayılacakları açıklanmıştır. Her iki düzenlemenin birlikte değerlendirilmesinden anlaşılacağı üzere, 6802 sayılı Kanun'un uygulaması bakımından bir kişinin banker sayılabilmesi için aranan koşul, ivaz karşılığı ödünç para verme işinin, devamlı ve mutat meslek halinde yapılmasıdır....
Ancak kanun bazı alacak türleri için alacaklıya, tescilsiz hüküm ve sonuç meydana getiren rehin hakkı tanımıştır (TMK. m.865-867). Bazen de kanun bazı alacaklar için alacaklıya, tescille kurulabilen rehin hakkı tanımıştır. Bunlar kanundan doğrudan kaynaklanan tescilsiz rehinden farklı olarak, alacaklının talep etmesi halinde tescille hüküm ve sonuç meydan getiren rehinlerdir. Bunlara da kanundan dolayısıyla kaynaklanan rehin hakları denir. Kanundan dolayısıyla kaynaklanan rehin haklarının neler olduğu TMK. m.893’de “satıştan doğan alacağı için satılan taşınmaz üzerinde satıcının, elbirliği ortaklığına giren taşınmazlarda paylaşmadan doğan alacakları için birlikte mirasçı olanlar veya diğer elbirliği ortaklarının, bir taşınmaz üzerinde yapılan yapı veya diğer işlerde malzeme vererek veya vermeden emek sarf ettikleri için malzeme ve emek karşılığı olarak malik veya yükleniciden alacaklı olan alt yüklenici veya zanaatkarların” rehin hakları olarak belirtilmiştir....
Davacı davalıyla yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesi nedeniyle nakit sıkıntısına düşen davalıya 2002 yılında elden 20.000 YTL borç para verdiğini,ödeyeceğim diyerek oyalandığını,bu arada senedin kambiyo hukuku yönünden kambiyo senetlerine mahsus takip yapma kabiliyetini yitirdiğini,bu yüzden ilamsız takip yapıldığını bildirerek temel ilişkiye dayanarak eldeki davasını açmıştır.Davacı temel ilişkiye dayanarak davasını ödünç verme olarak nitelediğine göre davadaki ihtilafın artık kambiyo senetlerine mahsus zamanaşımı hükümlerine göre değil,genel hükümlere göre BK.nun 125.maddesi hükmü uyarınca ödünç verme akdi ilişkisine dayanılan davanın 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu gözetilerek, mahkemece işin esasına girilerek tarafların delilleri toplanıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin un satış işinden kaynaklanan alacağının tahsili amacıyla yapılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu belirterek, davalının itirazının iptali ile takibin devamına ve %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; Türk Ticaret Kanunu ile Türk Ticaret Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunda Değişiklik yapılmasına dair 6335 sayılı Kanun'un 3. Maddesinin, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 5. Maddesinin 4. Fıkrasını "Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır" şeklinde değiştirdiği, Türk Ticaret Kanunun 4 maddesi 1....