Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Fıkrasında, borçlunun ölümü halinde terekenin borçlarından dolayı ölüm günü ile beraber üç gün için takibin geri bırakılacağı, üç günün bitiminde terekenin borçları için takibata devam olunacağı. 3. fıkrasında ise, mirasçılar, mirası kabul veya ret etmemişlerse bu hususta Medeni Kanundaki muayyen müddetler geçinceye kadar takibin geri bırakılacağı hükümlerine yer verildiğini, açıklanan Kanun maddeleri gereğince, mirasçıların murisin külli halefi durumunda olduklarını, külli halefiyette mirasçı hak ve yükümlülükleri itibariyle tamamen ölenin hukuki durumunu kazanmakta, diğer borçları gibi vergi borcundan da aslen sorumlu olduklarını, mirasçılar, murisin yerine kaim olduklarından, vergiyi doğuran olay mirasçıların şahsında gerçekleşmiş sayıldığını, mirasın hükmen reddi miras bırakanın ölümü anında ödemeden aezi (borca batıklığı) açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise mümkün olduğunu, ancak mirasçılar tarafından miras bırakanın ölüm tarihinde borca batık ve aciz halinde olduğunu gösteren...

Hukuk Dairesi'nin 2007/2486 Esas - 2008/2819 Karar) -Murise ait taşınmazların 26.11.2011 tarihinde murisin sağlığında ölünceye kadar bakma sözleşmesi gereğince mirasçılardan Hacı Mehmet ASLANHAN’ a devredildiği, bu bakımından taşınmazların terekeye dahil olmadığı ve taşınmazların devredilmesinin terekeyi sahiplenme anlamına gelmeyeceği açık olduğu gibi, murisin aboneliğinin olduğu ve murisin ölümünden sonraki dönemde trafonun mirasçılar tarafından kullanılmasından doğan elektrik borcunun murise ait borç olduğu düşünülemeyeceği için elektrik trafosunun mirasçılar tarafından kullanılarak elektrik borcunun devam etmesi terekenin sahiplenmesi anlamına da gelmez. (Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'nin 2016/7836 Esas - 2018/11 Karar) -Murisin ölüm tarihi 27.09.2012 olup, murisin ölümünden sonra Aydın ili Efeler ilçesi Efeler Mahallesi 6302 ada - 14 parseldeki taşınmazdaki murise ait payın 31.03.2014 tarihinde mirasçılar tarafından satıldığı anlaşılmaktadır....

Mahkemece, davalı ... mirasçıları yönünden, murisin ölüm tarihinde aciz içinde olduğu, mirasın hükmen reddedildiği ve mirası hükmen reddeden mirasçı davalıların murisin borcundan sorumlu olmadıkları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davada vekille temsil olunduklarından kendileri için .. TL nispi vekalet ücretine hükmedilmiştir. Dava konusu kurum zararından esasen temyiz eden davalıların murisi ... sorumludur. Mahkemenin, mirasçılar yönünden istemin reddine dair gerekçesi dava şartı niteliğinde bulunduğundan, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık .. 7/2. maddesi dikkate alınarak vekille temsil olunan davalı mirasçılar yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği halde, nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Ancak vekalet ücreti açısından, verilen bu kararla ilgili yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını da gerektirmediğinden, 6100 sayılı .....

    Murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir.Ölüm tarihi itibariyle, murisin tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. 605/2).Bu maddeye dayanan talepler süreye tabi olmayıp mirasçıların iyiniyetli ya da kötüniyetli olmalarının da bir önemi bulunmamaktadır. Mirasçılar, Türk Medeni Kanunu'nun 610.maddesinde yazılı aykırılık bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş durumuna düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilirler. Dava, alacaklılara husumet yöneltilerek görülür. Bu tür davalar, menfi tespit davası niteliğinde olup yetkili mahkeme davalı-alacaklıların davanın açıldığı zamandaki ikametgahı mahkemesidir....

    Aksi halde terekenin murisin ölüm tarihinde borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak, bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler, tapu müdürlüğü v.b. Kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi, mirasçının mirası kabul anlamına gelen davranışlarda bulunup bulunmadığının araştırılması gerekir. O halde mahkemece yapılması gereken iş, 01.09.2009 tarihi itibariyle muirisin üzerine kayıtlı gayrımenkul, araç ve menkul kaydının bulunup bulunmadığının tespiti için ilgili tapu, emniyet ve banka şubelerine yazı yazılmalı, murisin ortağı olduğu ... Elektronik San ve Tic. Ltd....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacılar, murisi .....'in 2009 tarihinde davalı ...'e vekaletname verdiğini, davalının, vekili olarak .... Merkez.... ada ... parselde kayıtlı...kat ... nolu bağımsız bölümü satın almak kaydıyla kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptığını ve 3. kişilere çok düşük bedelle sattığını, yine 2008 tarihinde aldığı vekaletnameyle de.... Merkez.... mah.... ada ..parselde kayıtlı taşınmazı da aynı şekilde çok düşük bir bedelle sattığını ancak satış bedellerini murise ödemediğini, murisin yaklaşık 2 ay önce vefat ettiğini, kendilerinin murisin ölümünden sonra tüm bunları öğrendiklerini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile ......

        -TL asıl alacak 326,47....

          Şu halde açıklanan yasa hükümleri gereğince kamu borçlarının murisin; "ortağı" ve "temsilcisi" olduğu şirket borcundan kaynaklandığının tespit edilmesi halinde ilgili şirketlerin, şirketin malvarlığından tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan kamu borcundan, şirket ortağı olarak "koyduğu sermaye hissesi oranında" doğrudan doğruya; "temsilcisi" olarak da şahsi sorumluğu olacağı gözetilerek, mahkemece uzman bilirkişi veya bilirkişiler eliyle murisin, "ortağı" ve "yasal temsilcisi" olduğu şirketlerin defter, kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yaptırılarak şirketin aktif ve pasifinin saptanması ve murisin şirketin kamu borcundan dolayı sermaye hissesi oranında şahsen sorumlu olacağı miktarın bu suretle belirlenmesi ile aktif ve pasif mal varlığının saptanması, amme alacağının şirketin malvarlığından tamamen tahsili mümkün ise bu halde davacıların kamu borcundan dolayı terekenin borca batıklığının tespitini istemekte hukuki yararlarının bulunmayacağı gözetilerek isteğin...

          Şti'nin vergi borçlarından dolayı mirasçılarına ödeme emri gönderilmesi sebebiyle görülmekte olan davanın açıldığı, davalı vekilince temyiz dilekçesi ile şirket üzerine kayıtlı kamyon gözüktüğünden murisin terekesinin borca batık olmadığı savunulduğuna göre, bu işten anlayan bilirkişi veya bilirkişiler eliyle şirketin defter, kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yaptırılarak şirketin aktif ve pasifinin saptanması, murisin şirketin kamu borcundan dolayı sorumlu olacağı miktarın bu suretle belirlenmesi, amme alacağının şirketin malvarlığından tamamen tahsili mümkün ise bu halde davacıların borca batıklığın tespitini istemekte hukuki yararlarının bulunmayacağı gözetilerek isteğin reddedilmesi, aksi halde murisin ölüm tarihi itibariyle tespit edilen terekesinin aktifinin borcu karşılamaya yeterli olmaması halinde isteğin kabulüne karar verilmesi gerekir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir....

            İİK'nın 67/3. maddesi uyarınca, itiraz eden mirasçı davacıların, salt murisin imzasına itiraz etmiş olması, kötüniyetli olduğunu kanıtlamaya yeterli bulunmadığından, tazminata hükmedilmesi mümkün değildir. İİK'nın 170/3 maddesi uyarınca tazminat ve para cezasına hükmedilmesine ilişkin yasal koşullar oluşmamıştır. İcra mahkemesi, önüne gelen itiraz ve şikayetleri, İcra ve İflas Kanunu'nda düzenlenen özel usul kurallarını uygulayarak, takip hukuku bakımından kesin hükme bağladığından, kararları kural olarak maddi anlamda kesin hüküm niteliği taşımaz. Bu nedenle, borca itirazın incelenmesi sırasında genel mahkemelerde açılan davanın bekletici mesele yapılmasına gerek olmadığı gibi, davacıların senedin murisin elinden zorla alındığı ve sahte olduğu iddiasının dar yetkili icra mahkemesinde değerlendirilmesi mümkün değildir. Mirasçılar, murisin borcundan dolayı müteselsilen sorumlu olup, borcu ödeyen mirasçının, diğer mirasçılara hisseleri oranında rücu hakkı vardır....

            UYAP Entegrasyonu