Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine 13/06/2014 gününde verilen dilekçe ile miras taksim sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal tescil istenmesi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne dair verilen 25/02/2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R 1.DAVA 1.1.Davacı vekili, 23.09.1982 tarihinde ölen tarafların mirasbırakanı ...’nin mirasına ilişkin mirasçılarının sözlü olarak yaptıkları 17.12.1992 tarihli miras taksim sözleşmesine göre ......
Davacı ve kardeşleri arasında yapılan 08.05.1973 tarihli miras taksim sözleşmesinin, kadastro tespitinden sonra yapılmış olması nedeniyle davanın, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde düzenlenen hak düşürücü süreye tabi olmadığı tartışmasızdır. Çözümlenmesi gereken husus, öncelikle davacının 08.05.1973 tarihli miras taksim sözleşmesi ile kendisine kaldığını öne sürdüğü taşınmazlardaki davacıya ait olması gereken, ancak kayden ... ve devamında intikal ile mirasçıları olan davalılara intikal eden payların dava dışı üçüncü kişilere satılmasından dolayı davacının alacak istemli olarak açtığı işbu davada davalılar lehine zamanaşımı sürelerinin gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır....
Tam aksine hata ve yanılgıya dayalı olarak taksim sözleşmesinin geçersizliğine dayanılarak iptal ve tescil istenilmektedir. Ne var ki, Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 05.04.2012 tarih ve 2012/1691 Esas, 2012/3993 Karar sayılı ilamıyla dava mirasçılar arasında taksim sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin bulunduğu görüşüyle ve görevsizlikle dosya 8. Hukuk Dairesine gönderilmiştir. Bu nedenle iki daire arasında çıkan olumsuz görev uyuşmazlığının Yüksek Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulunca çözümlenmesi için dosyanın Yüksek Yargıtay Birinci Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 05.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 13.12.2012 gününde verilen dilekçe ile miras taksim sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28.02.2017 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... v.d. vekili, davalı ... v.d. vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, miras taksim sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili isteğine ilişkindir. Davacı vekili, muris ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ -KARAR- Davacının dava konusu taşınmazda kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkı bulunmamaktadır. Dava kooperatif üyeliği ve miras taksim sözleşmesinden doğan kişisel hakka dayalı elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 14.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 08.04.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Taraflar arasında miras taksim sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık ve hüküm * ecrimisil istemine ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay * 3. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Dosyanın görevli Yargıtay *3. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 09.06.2008...
ın imzaladığı ...noterliğinin 13.9.2001 tarih ve ... yevmiye numaralı miras taksim sözleşmesinden kaynaklanan borcun davacı tarafından ödenmiş olmasından dolayı davalının sebepsiz zenginleşmesi nedeniyle tazminat istemine ilişkin olmakla; temyiz inceleme görevi 2797 sayılı Yargıtay Yasası'nın 14. maddesi uyarınca Yüksek 13.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyasının anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 22.2.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Ali Rıza Köken'in 3 evladının olduğu, bunların Ruşani, Şahap ve Rıdvan olduğu, Rıdvan'ın 26/02/2010 tarihinde yani 10/07/2010 tarihli adi yazılı miras taksim sözleşmesinden önce vefat ettiği, geriye mirasçı olarak davalılar Şaban, Ramazan, Mine, Gülize ve dava dışı Osman'ı mirasçı bıraktığı görülmektedir. 10/07/2010 tarihli adi yazılı miras taksim sözleşmesinde; Rıdvan Köken mirasçılarından Mine ve Gülize'nin isim ve imzalarının bulunmadığı görülmektedir. Rıdvan Köken 26/02/2010 tarihinde vefat etmiş olmakla mirasçılar arasında Mine ve Gülize'nin de bulunmasına rağmen miras taksim sözleşmesinin 10/07/2010 tarihinde yapılmakla anılan tarihte Mine ve Gülize'nin mirasçılık sıfatı bulunduğundan geçerli bir miras taksim sözleşmesi için tüm mirasçıların anılan yazılı sözleşmeye katılması gerektiği halde Mine ve Gülize'nin 10/07/2010 tarihli adi yazılı miras taksim sözleşmesine katılmadığı anlaşılmaktadır....
Hukuk Dairesi'ne ilişkin iş bölümü kurallarının 20. maddesinde "Kararı veren mahkemenin sıfatına, nitelendirmesine ve sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığına bakılmaksızın, geçersiz sözleşmeden kaynaklanan (sebepsiz zenginleşmeden) (TBK m. 77 ila 82) davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar", 15. maddesinde "Taşınmaz üzerinde bulunan yapı, ağaç ve benzeri muhtesatın aidiyetinin tespiti istemiyle açılan her türlü davalar sonucunda genel mahkemelerce verilen hüküm ve kararlar", 16. maddesinde "4721 sayılı TMK'nın 676, 677 ve 678 maddelerinden kaynaklanan miras taksim sözleşmesi ve miras payının devri sözleşmesine dayanan tapu iptal ve tescil davaları ile aynı yasanın 527 ve 528. maddelerinde yer alan miras sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davaları sonucu verilen hüküm ve kararlar" düzenlenmiş olduğundan dosyanın istinaf incelemesinin Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi’nin görevinde kaldığı anlaşılmıştır....
Mirasçılar taksim sözleşmesi yapmak suretiyle ortak muristen kalan taşınmazlar üzerinde tasarrufta bulunmuşlar ise de , taksim sözleşmesinde yazılı olmasına rağmen 416 parsel, taksim sözleşmesinin yapıldığı tarihten sonra 16.06.1966 tarihinde tüm mirasçıların katılımı ve tapuda resmi işlem yapılmak suretiyle veraset belgesindeki payları oranında tüm mirasçılar adına tescil edildiğine, yine 335 ada 1 parsel, sözleşmenin yapıldığı tarihten sonra 29.01.1975 tarihinde hükmen mirasçılardan Mustafa İlhan Kayahan ile ... adlarına tescil edildiğine göre, 04.03.1964 tarihli taksim sözleşmesinden dönüldüğünün kabulü gerekmektedir. Sözleşmeden sonra tüm mirasçıların katılımıyla tapuda yapılan resmi işlem ve hükmen tescil suretiyle Noterlikçe düzenlenen taksim sözleşmesinden sonra dönüldüğüne göre, davanın reddine karar verilmesi gerekirken mahkemece, hatalı değerlendirme sonunda yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir....