CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili bankaya yöneltilen iddiaların haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkili banka nezdinde kullandırılan kredilerde yapılması zorunlu olan sigortalar dışında hayat sigortası, konut sigortası gibi sigortaların yapılması isteğe bağlı olduğunu, yaptırılmasının zorunlu olmadığını, davacının da kredi kullandırımı sırasında ve sonrasında hayat sigortası yapma yönünden iradesini müvekkili bankaya iletmemesi sebebiyle kendisine hayat sigortası yapılmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir....
Dairemiz "can-hayat sigortası sözleşmelerinden kaynaklanan davalar (rücu dâhil) sonucu verilen hüküm ve kararlara" bakmakla görevli ise de somut dosyada can hayat sigortası poliçesine dayalı açılmış bir dava olmadığı gibi davalının hayat sigortası poliçesi olduğuna dair bir iddianın bulunmadığı, davanın sebepsiz zenginleşmeye dayalı olduğu ve Dairemiz görev alanına girmediği anlaşılmıştır. 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 7035 sayılı kanun ile değişik 35. maddesi uyarınca, ceza ve hukuk dairelerinin numaraları ile aralarındaki iş bölümünün belirlenmesine ilişkin Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin kararı gereğince, "Kararı veren mahkemenin sıfatına, nitelendirmesine ve sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığına bakılmaksızın, geçersiz sözleşmeden kaynaklanan (sebepsiz zenginleşmeden) (TBK m. 77 ila 82) davalar sonucu verilen hüküm ve kararlara" yönelik istinaf kanun yolu başvurularını inceleme...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki hayat sigorta poliçesinden kaynaklanan tahkim davasının Uyuşmazlık Hakem Heyetince yapılan yargılaması sonucunda; davacıların davasının reddine dair verilen kararın davacılar vekilinin başvurusu üzerine yapılan itiraz incelemesinde; İtiraz Hakem Heyetince davacılar vekilinin itirazının kabulü ile davanın kabulüne dair verilen 12/07/2019 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. K A R A R Davacılar vekili 11.12.2018 tarihli Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurusunda; davacıların murisi müteveffa-sigortalı ...'ın ......
dan kullandığı kredi nedeniyle davalı tarafından 06.04.2010 tarihinde hayat sigortası ile sigortalandığını, murisin 25.05.2010 tarihinde vefat ettiğini, davalı bankaya yapılan başvurunun, sigorta poliçesi düzenlenirken murisin ölümcül hastalığını kasten gizlediği gerekçesiyle kabul edilmediğini ileri sürerek, 120.000 TL poliçe bedelinin ve 10.000 TL manevi tazminatın reeskont faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili; murisin akit yapılırken beyan yükümlülüğüne aykırı davranarak ölümcül olan karaciğer kanseri hastalığını kasten gizlediğini öne sürerek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacının, daini mürtehin hakkı sahibi .... Şubesinin açık ve yazılı muvafakatini dosyaya ibraz edemediği gerekçesiyle davanın aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, hayat sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki hayat sigorta poliçesinden kaynaklanan maddi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Hükmüne uyulan Yargıtay 17....
Dava, hayat sigortası poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. 14.06.2007 tarih, 26552 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve aynı tarihte yürürlüğe giren 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesinin 12. fıkrasına göre, “Uyuşmazlığa düşen taraflar arasında, açık ve yazılı şekilde yapılması gereken sözleşme ile daha yüksek bir tutar belirlenmemişse, hakemin verdiği kırk bin Türk Lirasına kadar olan kararlar her iki taraf için kesindir. Kırk bin Türk Lirasının üzerindeki kararlar için temyize gidilebilir.” Temyize konu karar, anılan Yasa’nın yürürlüğünden sonra verildiğinden kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebilir....
Ş.’den değişik tarihlerde iki ayrı kredi kullandığını, bu krediler nedeniyle davalı sigorta şirketinin kendisine iki adet hayat sigorta poliçesi düzenlediğini, poliçe teminatları devam ederken murisin vefat ettiğini, bu durumun davalı sigorta şirketine ihbar edildiğini, davalı sigorta şirketinin hayat sigortası poliçesinden kaynaklanan vefat teminatlarını ödemediklerini ileri sürerek vefat teminatlarının ihbar tarihinden işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davacıların murislerinin beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığını, müvekkili şirketin tazminat sorumluluğunun bulunmadığını, ölüm ile poliçe tanzim tarihinden önce davacıların murislerinde bulunan hastalıklar arasında illiyet bağı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....
poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 09/10/2015 NUMARASI : 2014/851-2015/769 Taraflar arasındaki dava, Ferdi Kaza Sigortası Poliçesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi Yargıtay 17. Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın işbölümü yönünden bir karar verilmek üzere Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 09.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Bankanın elinde hayat sigortası poliçesi gibi kolayca alacağını tahsil etme imkanı varken, sigortacının ödeme talebini geri çevirdiği veya cayma hakkını kullandığı şeklindeki bir gerekçeyle bile poliçe limiti kapsamında kalan alacağı için icra takibi başlatması veya dava açması TMK 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralana aykırılık oluşturur. Bu nedenle tüketici işlemi niteliğindeki banka kredileri nedeniyle, hayat sigortası yapılmış olması durumunda, bankanın poliçe limitleri dahilinde kalan kredi alacağını öncelikle sigorta şirketinden tahsil etmesi zorunludur. Bu husus, banka tarafından tüketicinin mirasçıları (halefleri) hakkında dava açılabilmesinin ön şartıdır. Banka sadece poliçe limitinin yeterli olmadığı bakiye alacak için tüketicinin mirasçılarından talepte bulunabilir....