Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

dan kullandığı kredi nedeniyle davalı tarafından 06.04.2010 tarihinde hayat sigortası ile sigortalandığını, murisin 25.05.2010 tarihinde vefat ettiğini, davalı bankaya yapılan başvurunun, sigorta poliçesi düzenlenirken murisin ölümcül hastalığını kasten gizlediği gerekçesiyle kabul edilmediğini ileri sürerek, 120.000 TL poliçe bedelinin ve 10.000 TL manevi tazminatın reeskont faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili; murisin akit yapılırken beyan yükümlülüğüne aykırı davranarak ölümcül olan karaciğer kanseri hastalığını kasten gizlediğini öne sürerek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacının, daini mürtehin hakkı sahibi .... Şubesinin açık ve yazılı muvafakatini dosyaya ibraz edemediği gerekçesiyle davanın aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, hayat sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir....

    Davalı Banka, sözleşmenin 8.3 maddesine göre hayat sigortası yaptırma yükümlülüğünün kredili müşteriye ait olduğunu, hayat sigortasını yenileme mecburiyetinin bulunmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacılar, murislerinin davalı Bankadan kullandığı konut kredisi nedeniyle hayat sigortası yaptırdığını, murislerinin 11.07.2012 tarihinde vefat ettiğini, hayat sigortasının yenileme döneminde davalı Bankanın yenileme yapmadığı gibi uyarıda da bulunmadığını bildirerek oluşan zararlarının tahsili ve bakiye kredi borcu yönünden borçlu olmadıklarının tespiti için eldeki davayı açmışlardır. Davalı Banka, aralarındaki sözleşme hükümlerine göre hayat sigortası yaptırma yükümlülüğünün davacıların murisine ait olduğunu, murisin yenileme yolunda bir talebinin bulunmadığını savunmuştur....

      Bankanın elinde hayat sigortası poliçesi gibi kolayca alacağını tahsil etme imkanı varken, sigortacının ödeme talebini geri çevirdiği veya cayma hakkını kullandığı şeklindeki bir gerekçeyle bile poliçe limiti kapsamında kalan alacağı için icra takibi başlatması veya dava açması TMK 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralana aykırılık oluşturur. Bu nedenle tüketici işlemi niteliğindeki banka kredileri nedeniyle, hayat sigortası yapılmış olması durumunda, bankanın poliçe limitleri dahilinde kalan kredi alacağını öncelikle sigorta şirketinden tahsil etmesi zorunludur. Bu husus, banka tarafından tüketicinin mirasçıları (halefleri) hakkında dava açılabilmesinin ön şartıdır. Banka sadece poliçe limitinin yeterli olmadığı bakiye alacak için tüketicinin mirasçılarından talepte bulunabilir....

      kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, hayat sigortası poliçesinden kaynaklı alacak istemine ilişkindir. Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır. Somut uyuşmazlıkta; davacı, muris Muharrem Topal'ın davalı bankadan kredi kullandığını, muris hakkında hayat sigortası yapıldığını, murisin ölümü nedeniyle kredi borcunun hayat sigortasından karşılanmadığını ileri sürerek, murisin borcu nedeniyle ödenen bedelin davalıdan tahsiline yönelik eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Yerel mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı tarafından istinaf edilmiştir....

        Bankanın elinde hayat sigortası poliçesi gibi kolayca alacağını tahsil etme imkanı varken, sigortacının ödeme talebini geri çevirdiği veya cayma hakkını kullandığı şeklindeki bir gerekçeyle bile poliçe limiti kapsamında kalan alacağı için icra takibi başlatması veya dava açması TMK 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralına aykırılık oluşturur. Bu nedenle tüketici işlemi niteliğindeki banka kredileri nedeniyle, hayat sigortası yapılmış olması durumunda, bankanın poliçe limitleri dahilinde kalan kredi alacağını öncelikle sigorta şirketinden tahsil etmesi zorunludur. Bu husus, banka tarafından tüketicinin mirasçıları (halefleri) hakkında dava açılabilmesinin ön şartıdır. Banka sadece poliçe limitinin yeterli olmadığı bakiye alacak için tüketicinin mirasçılarından talepte bulunabilir....

        yangın sigortası ve deprem sigortasının mevcut olduğunu, herhangi bir hayat sigortası priminin de tahsil edilmediğini belirterek, usul ve esas yönlerden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

        Dosya içerisinde bulunan hayat sigortası başvuru formunda murisin sağlığı ile ilgili sorulara hayır cevabı verdiği ve imzası ile bunu tevsik ettiği anlaşılmıştır. Davalı taraf, davacılar murisinin poliçe tanziminden önce mevcut olan şeker hastalığını bildirmeyip sözleşmenin kurulması sırasında beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığı, bu aykırılık nedeniyle de zararın teminat dışı kaldığı savunmasında bulunmuştur. Murisin 03.01.2019 tarihli ölüm belgesinin incelenmesinde üst kısmında hekim tarafından "ani kalp krizi/ Doğal Ölüm" yazdığı anlaşılmaktadır. Sigorta sözleşmesi kurulurken sigortalıya yüklenen doğru bilgi verme (ihbar) yükümlülüğünü düzenleyen 6102 sayılı TTK'nın 1435, 1439 ve 1440. maddeleri, yargıtayın yerleşik kararları ile hayat sigortalarında da uygulanmaktadır. Hatta anılan bu düzenleme, Hayat Sigortası Genel Şartlarının C-2.2. maddesi ile sözleşme hükmü halini almıştır....

          TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 12/11/2020 NUMARASI : 2020/491 Esas - 2020/646 Karar DAVA KONUSU : Tazminat KARAR : İSTİNAF KARAR TARİHİ :05/03/2021 İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ :05/03/2021 Tarafların İddia Ve Savunmalarının Özeti: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların murisi Eyüp Demirbaş'ın Esnaf ve Sanatkarlar Odası Birliği'nden kullandığı kredi sırasında murise Halk Hayat Emeklilikten kendisine hayat sigortası yapıldığını, bunun karşılığında 2.904,00 TL sigorta parasının peşin tahsil edildiğini, murisin 03/08/2019 tarihinde vefat ettiğini, öldüğü tarihte kredinin 28/02/2019 tarihli 1....

          Dava; hayat sigortası poliçesinden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmişse de; yargılama sırasında tevdii mahalli tayin edilerek davalı sigorta şirketi tarafından; tevdi mahalline 20/10/2014 tarihinde 98.000,00 TL ödeme yapılmıştır. Ödeme yapılan kısım yönünden dava konusuz kalacağından; mahkemece davacıların alacağının faizi ile belirlenip, alacağın tamamının karşılanması durumunda dava konusuz kalacağından karar verilmesine yer olmadığı kararı, alacağın tamamını karşılamadığı durumda ise; ödenen miktar yönünden dava konusuz kalacağından karar verilmesine yer olmadığı, bakiye kalan kısım yönünden ise davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken; yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 19.2.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            UYAP Entegrasyonu