Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Dava, taraflar arasında akdedilen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin feshi ile ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin olarak açılan davada Bakırköy 5. Tüketici ve Bursa 6. Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin feshi ile ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir....

    Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez. Somut olaya gelince; davaya konu 12.09.2000 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinde gayrimenkulün teslimi hususunda herhangi bir açıklık yoktur. Bu durumda, davalı ...'ın davacılara karşı açtığı belirtilen ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/45 esas sayılı elatmanın önlenmesi dosyası getirtilmeli ve teslim açısından deliller toplanmalıdır....

      Maddesi gereğince tapu idaresince çözümlenmesi gerektiğinden, terkin istemine yönelik davanın 6100 sayılı HMK'nun 114/1-c maddesinde "mahkemenin görevli olması" şeklinde hüküm altına alınan dava şartının yokluğu nedeniyle 6100 sayılı HMK'nın 115/2 maddesi gereğince usulden reddine, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptaline yönelik davanın ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)'nun 321. ve devamı maddeleri gereğince esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, murisi ile halası arasında yapılan mahfuz hissesinin dikkate alınmadığı gayrimenkul satış vaadi senedinin iptalini ve şerhin de terkinini istemiştir. 10.06.1994 tarihli gayrimenkul satış vaadi incelendiğinde, davacının murisi olan babannesi...ile davalı ... arasında düzenlendiği anlaşılmaktadır....

        Dava dışı kişiden 22.03.2011 tarihinde noterde düzenlenen sözleşme ile davacının murisi davalının borçlu olduğu taşınmaz satış vaadi sözleşmesindeki hakları temlik almıştır. B.K. 183. madde uyarınca kanun, sözleşme veya işin niteliği engel olmadıkça alacaklı borçlunun rızasını aramaksızın alacağını üçüncü bir kişiye devredebilir. Yine aynı kanunun 189. maddesine göre alacağın ferileri de devrolana geçer. Davacının dayandığı temlik sözleşmesine, satış vaadi sözleşmesinden doğan haklar davacıya geçmiştir. Davalıya husumet yöneltilmesinde yanlışlık yoktur. Mahkemece, işin esası incelenerek sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 25,20 TL harcın istek halinde iadesine, 05/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/494 Esas KARAR NO : 2022/913 DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 03/09/2020 KARAR TARİHİ : 16/12/2022 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalılar arasında 12.04.2016 tarihli düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi akdedildiğini, akdedilen sözleşme gereği Maltepe Mah. ... Çıkmazı ......

            Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davalarının kabulü için aranacak ilk husus, sözleşmenin ifa olanağının bulunup bulunmadığıdır....

              DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Tapu İptal ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) istemine ilişkindir....

              Satış vaadi sözleşmesinden doğan hak ayni değil, kişisel haklardandır. Bunun sonucu olarak da satış vaadi sözleşmesinin tarafları, bu sözleşmeden doğan haklarını yalnız birbirlerine veya haleflerine karşı ileri sürebilirler. Satış vaadi sözleşmesi şahsi hak doğuran sözleşmelerden olduğu için, böyle bir sözleşme ile alacaklı sözleşmesinden doğan bu şahsi hakkını, borçlunun rızasını aramaksızın ancak üçüncü bir kişiye yine taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile devir ve temlik edebilir. Bu durumda, alacağı temellük eden kimse, temellük edenin yerine geçerek onun haklarını kullanabilir. Bir kişi malik olmadığı bir taşınmazı birden fazla sözleşme ile farklı kişilere satış vaadinde bulunabiliyorken, malik olmadığı taşınmazın mülkiyetini bir başkasına devredemeyecektir. İşte az yukarıda açıklanan nedenlerle davacıdan Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi ile taşınmazı satın alan ...’a satış vaadi sözleşmesi ayni değil, kişisel nitelikte bir hak verir....

                Mahkemece taraflar arasındaki ihtilafın konut(rezidans) satışına ilişkin noterden yapılan taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ve tapuda taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklandığını, davacının davalılardan konut almayı amaçladığından tüketici tanımına uyduğu ve bu nedenle davaya bakma görevinin Tüketici Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin görev nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı ve lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi sebebiyle davalı ......

                  Davalı ...’ın satış vaadi sözleşmesiyle satışa konu yerin zilyetliğini davalı ...’a devrettiği, diğer satış vaadi sözleşmeleriyle de zilyetliğin devredildiği anlaşıldığından davalı ...’ın 10 yıllık zamanaşımı dolduğuna dair iddiası Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez. Davalı ...’ın imza inkarında bulunmadığı 26.04.2012 tarihli “taahhütname” başlıklı adi yazılı belge içeriğinden adı geçen davalının tapuda devraldığı yerin 1000 m²’lik kısmının ...’un 31.05.1989 tarih ve 12658 yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile davalı ...’e satmayı vaat ettiğini, bu şahıslardan ve/veya külli – cüzi haleflerinden birisinin satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan hissesi için kendisine başvurabileceğini bildiği anlaşılmaktadır. ... İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü 30.03.2017 tarihli yazısında, 115 ada 26 parselde hissedar ...'...

                    UYAP Entegrasyonu