Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Esas sayılı dosyasında fatura alacağına ilişkin 6.242,77 TL asıl alacak üzerinden icra takibi başlattığı, ödeme emrinin davalı borçluya 07/01/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 12/01/2021 tarihinde yasal süresi içerisinde borca ve ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu, davalı borçlunun takibe itirazı üzerine davacının iş bu itirazın iptali davasını bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde ikame ettiği, davalı borçlunun itirazının iptalinin talep edildiği, davacının davalının ortağı olduğu adi ortaklığa takip dayanağı faturalara konu malı teslim ettiği halde bedelinin ödenmediği iddia ettiği, adi ortaklık ortaklarından olan davalının ise söz konusu faturalar nedeniyle borçlu olmadığını savunduğu, taraflar arasında takip dayanağı faturalara konu malın adi ortaklığa teslim edilip edilmediği, bu faturalardan kaynaklı olarak alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise bu alacağın davalıdan talep edilip edilemeyeceği hususlarında ihtilaf bulunduğu, adi ortaklıktan alacaklı olduğu...

    Adi ortaklıktan haklı sebeple ihraç konusunda TBK da özel bir düzenleme yer almamaktadır. Bu yönden bir kanun boşluğu mevcut olmadığından,6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 257’nci maddesinde yer alan kollektif şirketlerde ortaklıktan çıkarmaya ilişkin hükümlerin somut olayda uygulanamayacağı değerelendirilmiştir. TBK 520. maddede düzenlendiği üzere,adi ortaklığın bütün ortakların katılımı ile kurulduğu,müşterek amaç etrafında toplanıldığı ve bu amaç için iradelerin birleştiği ve hukuki sonucun bu şekilde doğduğu, kararların bütün şeriklerin ittifakı ile alınacağına ilişkin düzenleme de dikkate alındığında ;TBK 633. maddede sayılan hususlar dışında , ortaklıktan çıkarma hususunun adi ortaklık açısından mümkün olmadığı ,koşulları varsa adi ortaklığın fesih ve tasfiyesinin istenebileceği sonucunu doğurmaktadır. Bu sebeplerle ,verilen kararda usul ve hukuka aykırılık bulunmadığından ,davacı tarafın yerinde görülmeyen istinaf taleplerinin reddine karar verilmesi gerekmiştir....

      HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Asıl ve birleşen dava, adi ortaklık ilişkisinden kaynaklı alacak talebine ilişkindir.Asıl ve birleşen davada davacı taraf, davalı taraf ile aralarında adi ortaklık ilişkisi bulunduğunu iddia ederken, hem asıl, hem de birleşen davanın davalı tarafları ise adi ortaklık ilişkisinin varlığını kabul etmediği anlaşılmaktadır.Yerel mahkemece de vurgulandığı üzere adi ortaklık ilişkisinin kurulması her hangi bir şekle bağlı değilse de, taraflar arasında adi ortaklık sözleşmesinin varlığını ispat yükü, adi ortaklık ilişkisinin varlığını iddia eden tarafa düşecektir....

        Görüleceği üzere adi ortaklığı oluşturan ortaklardan birinin iflası halinde ortaklık sözleşmesinde ortaklığın diğer ortaklarla devam edeceğine ilişkin bir hüküm bulunması halinde o ortak ortaklıktan çıkabileceği gibi diğer ortaklar tarafından ortaklıktan çıkarılabilecek; ortaklık sözleşmesinde ortaklığı devam edeceğine ilişkin bir hüküm bulunmaması halinde ise adi ortaklık sona erecektir. "...İnş. Ltd. Şti.-... Taah. İnş. Nakl. San. ve Tic. A.Ş.-.... Ltd. İş Ortaklığı" arasındaki ... İnşaatı İşi ile ilgili Adana 4. Noterliğinde düzenlenen 07.07.2011 tarih ve ... Y. Sayılı Adi Ortaklık Sözleşmesinde ve bu sözleşmenin 4. maddesinin tadili ile ilgili Ankara 35. Noterliğinde düzenlenen 22.03.2016 tarih ve ... Y. sayılı Adi Ortaklık Tadil Sözleşmesinde ortaklardan birinin iflası halinde ortaklığın diğer ortaklarla devam edeceğine ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır....

          Davalı, davacı ile ihale işlemleri sırasında tanıştıklarını, asılsız iddialar ile para istediğini, aralarında adi ortaklık olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini dilemiştir. Mahkemece, davacının adi ortaklığın varlığını ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının sair temyiz itirazlarının reddi gereki. 2-Dava adi ortaklık sözleşmesinden doğan alacak davasıdır. Davacı davalının ihale ile aldığı işin yapılması için adi ortaklık kurduklarını ancak davalının ortaklıktan elde edilen karı vermediğini ileri sürmüş, davalı ise adi ortaklığın varlığını inkar etmiştir. Bu durumda ispat külfeti davacı tarafta olup, davacı iddiasını ispat edecek yazılı 2008/9413-2009-656 delil ibraz edememiştir....

            haklı sebeple fesih talep edemeyeceği, davacının adi ortaklığın fesih ve tasfiyesini isteyebilmesi için haklı nedenlerin bulunmadığı, bir başka deyimle adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi için gerekli olan haklı nedenlerin varlığının davacı tarafından ispatlanamadığı" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir.Dava, taraflar arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile adi ortaklıktan kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.Dosya kapsamından; davacı ile davalının, ..." unvanlı iş yerinin işletilmesi ve bunun sonucunda elde edilecek kar ve zararın %50 hisse ile paylaşılması konusunda, 23/07/2010 tarihli ortaklık sözleşmesi yapıldığı, buna göre taraflar arasında 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde (818 sayılı BK.nun 520 ve devamı maddelerinde) düzenlenen adi ortaklık ilişkisinin bulunduğu açıkça anlaşılmaktadır ki, bu husus mahkemenin de takdirindedir....

              Mahkemece adi ortaklık ilişkisinin ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de taraflar arasında BK.nun 520 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık ilişkisinin bulunduğu dosyadaki 2011/7811-16779 delillerden anlaşıldığı gibi yönetici ortağın davalı ...'nin olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece verilecek süre sonunda yönetici ortak tarafından ortaklık defterlerinin ve hesap listesinin verilmesi aksi halde, yönetici ortağın hesap vermekten kaçındığına ilişkin hukuki sonuç doğuracağı kabul edilse de adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine karar verilmesi gerekir. BK.nun 538. maddesinde belirtildiği gibi tasfiye, bütün hesapların görülüp ortaklığın aktif ve pasif bütün mal varlığının belirlenip ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sona erdirilmesi, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde, taraflar arasında adi ortaklık bulunduğunu, müvekkili olan davacının adi ortaklıktan kaynaklı ortaklık bedelini ödediği halde, davalı tarafın taahhütlerini yerine getirmediğini, % 50 hissesinin kendisine verilmediğini, sözleşme gereği protokol şartlarına aykırı davranılması ya da ortaklıktan vazgeçilmesi durumunda tarafların 10.000 Euro cezai şart ödeyeceklerinin kararlaştırıldığını, bu hususta davalıya gönderilen ihtarın sonuçsuz kaldığını, ortaklık bedeli ve cezai şartın faizi ile birlikte tahsili amacı ile davalı aleyhine icra...

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi KARAR Dava, adi ortaklıktan kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. 9.2.2011 gün ve 6110 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik yapılmasına Dair Kanunun 8.maddesi ile 2797 sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesinde yapılan değişiklik uyarınca; Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 9.2.2012 günlü ve 2012/1 sayılı kararı ile ( tarafların sıfatına bakılmaksızın ) bu tür davalara ilişkin hüküm ve kararların temyizen incelenmesi görevi 1.3.2012 tarihinden itibaren Yargıtay 7.Hukuk Dairesine verilmiştir. SONUÇ: Dairemizin görevsizliğine aynı konuda 7. Hukuk Dairesince de görevsizlik kararı verildiğinden görev uyuşmazlığının çözümlenmesi için dosyanın Yüksek Birinci Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 16.7.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR Dava, adi ortaklıktan kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. 9.2.2011 gün ve 6110 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik yapılmasına Dair Kanunun 8.maddesi ile 2797 sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesinde yapılan değişiklik uyarınca; Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 9.2.2012 günlü ve 2012/1 sayılı kararı ile ( tarafların sıfatına bakılmaksızın ) bu tür davalara ilişkin hüküm ve kararların temyizen incelenmesi görevi 1.3.2012 tarihinden itibaren Yargıtay 7.Hukuk Dairesine verilmiştir. SONUÇ: Dairemizin görevsizliğine aynı konuda 7.Hukuk Dairesince de görevsizlik kararı verildiğinden görev uyuşmazlığının çözümlenmesi için dosyanın Yüksek Birinci Başkanlığa GÖNDERİLMESİNE, 18.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu