Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda; davacı noterden yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığını iddia ederek tapu iptal ve tescil ikinci kademede tazminat talebinde bulunmuştur. Taraflar arasındaki satış vaadi sözleşmesi geçerlidir. Davacı ile bir kısım davalılar arasında yapılan biçimine uygun satış vaadi sözleşmesi ile belirlenen bedelin davacı tarafça nakten ve tamamen ödendiği sözleşmede belirtilmiştir. Böylece, resmi sözleşmede ödendiği belirtilen bedelin ödenmediğinin; ancak, aynı değerde başka delil ile ispatı gerekeceğinden davacının satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan edimini yerine getirdiğinin kabulü gerekir. Taşınmazın tapu kayıt maliki muris ... oğlu ... olup, mirasçılarından dava dışı ... davacı ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesi yapmamıştır. Bu durumda sözleşmenin ifasının imkansız olduğu tartışmasızdır....

    İddianın ileri sürülüş biçimine göre dava, taraflar arasında düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan kira alacağı ile tapu harç bedelinin düşürülmüş olması nedeni ile fazla ödenen tapu harç bedelinin iadesi istemine ilişkin olup davacının satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil talebi bulunmamaktadır. Dairemizin görev alanı satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan ve el atmanın önlenmesi davalarına ilişkin olup HSK'nın 01/09/2020 tarihli kararında belirtilen işlerle sınırlıdır. 01/09/2020 tarihli İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri ve Ceza Daireleri arasındaki iş bölümü kararı gereğince "6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun ikinci kısmında yer alan ve diğer dairelerin görevine girmeyen sözleşmeler ile özel kanunlara göre yapılıp diğer dairelerin görevine girmeyen sözleşmelerden kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar" İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18.-19.-46. Hukuk Dairelerinin görev alanındadır....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesiyle davalıya temlik edilen taşınmazın satış bedelinden kaynaklanan alacak nedeniyle yapılan takibe itirazın iptali istegine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununa 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 12.02.2016 tarihli ve 2016/1 sayılı Kararına göre ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay (13.) Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 16.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Davaya dayanak satış vaadi sözleşmesi ile de davalılar Yaşar, İsmet, Gülcan, Fatma ve ... (satış vaadi borçluları), davacı ...’a (satış vaadi alacaklısına) dava konusu 704 ve 705 parsellerde miras hak ve hisselerinin tamamını 500.000.000 TL’ye satmıştır. Menderes Sulh Hukuk Mahkemesinin 2000/429 E. - 421 K. sayılı veraset ilamına göre davacı ve davalıların Hasan ...’ın mirasçıları oldukları görülmektedir. Başka bir deyişle gerek satış vaadi borçluları davalılar, gerekse de davacı taşınmazın elbirliği ortaklarından olup, davacının tereke dışında üçüncü bir kişi olmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı bulunduğundan, mahkemece işin esası incelenerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir....

          Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....

            Asliye Hukuk Mahkemesince, taraflar arasında satış vaadi ilişkisi bulunduğu, davacının müteahhit- yüklenici olduğu, davalı tarafın satış vaadi ilişkisinin diğer tarafı mal sahibi olduğu; davacı tarafın kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı olarak satış vaadi ilişkisine dayalı sebepsiz zenginleşme nedeniyle alacak talebinde bulunduğu; 6502 sayılı Kanunun 3/d maddesi gereğince davacı müteahhit-yüklenici firmanın hizmet sunan; 3/k maddesi uyarınca davalının tüketici; 3-l maddesi uyarınca taraflar arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı satış vaadi ilişkisinin tüketici işlemi olduğu; aynı Kanunun 73.maddesi uyarınca uyuşmazlığının çözüm yerinin tüketici mahkemeleri olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... 7....

              Noterliği'nce düzenlenen ....06.1984 tarihli 8601 yevmiye no'lu satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı bulunmadığından davanın reddi gerekir. Dairemizin ....01.2014 günlü ve 2013/13004 Esas, 2014/921 Karar sayılı bozma ilamında belirtildiği gibi mirasçılardan ... ... ise 29.07.1987 ve 04.08.1989 tarihli satış vaadi sözleşmeleri ile murisi babası ...’ten intikal edecek miras hak ve hisseleri ile ....06.1984 tarihinde satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan alacağını davacı ...’e temlik etmiştir. Bu satış vaadi sözleşmeleri gereğince mahkemece ... ...’ın miras hak ve hisselerinin iptali ile davacılardan ... adına tesciline karar verilmiş ise de mirasçılardan ... aleyhine usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığından ... payının iptali ile davacı ... adına tesciline karar verilmesi de doğru görülmemiştir....

                Yargıtay'ın istikrar kazanan uygulamasında ; ikinci satış vaadi sözleşmesindeki vaad alacaklısının, tapu iptal ve tescil istemini yasal hasım olması nedeniyle taşınmaz maliki olan ilk satış vaadi borçlusuna yöneltmesi mümkün olmakla birlikte, ikinci satış vaadi alacaklısının, ilk satış vaadi sözleşmesinde taraf olmaması karşısında, sözleşmenin yerine getirilmemesinden kaynaklı olarak satış vaadi borçlusuna karşı alacak isteminde bulunamayacağı kabul edilmektedir. Tüm bu nedenlerle; kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre mahkemece tesis edilen kararda herhangi bir hukuka aykırı yön görülmediğinden davacı vekilinin yerinde bulunmayan bütün istinaf sebeplerinin HMK'nun 353/1.b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

                HUKUK DAİRESİ Dava konusu uyuşmazlık; mahkemenin nitelendirmesinde de belirtildiği üzere " gelir paylaşımlı inşaaat-eser " (gayrimenkul satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat) sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 6. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yargıtay 6. Hukuk Dairesine gönderilmesine 01/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın iptali ve alacak Uyuşmazlık, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatına ilişkin olup, taraflar arasında kiracılık ilişkisi bulunmamaktadır. Bu durumda hükmün temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışında olup, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'ne ait bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na gönderilmesine, 03.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu