Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklı alacak uyarınca başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Somut olayda dava ve takibin dayanağı olarak gösterilen genel kredi sözleşmesi ticari nitelikli olup bu kredi sözleşmesi uyarınca davalıların tüketici olduğundan söz edilemez. O halde mahkemece; ticari nitelikli kredi sözleşmesinden kaynaklı uyuşmazlığın, TTK'nun 4. maddesi uyarınca ticari dava niteliğinde olduğu, davanın görüldüğü yerde müstakil ticaret mahkemesi bulunmaması nedeniyle davaya ticaret mahkemesi sıfatıyla bakılması gerektiği gözetilmeksizin tüketici mahkemesi sıfatıyla yargılama yapılarak işin esasına yönelik karar verilmesi isabetsiz olmuştur....

ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : 2021/27 KARAR NO : 2022/377 DAVA : Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklı (İtirazın İptali)- Alacak DAVA TARİHİ : 08/01/2021 KARAR TARİHİ : 16/05/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 17/05/2022 Mahkememizde görülmekte olan Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklı (İtirazın İptali) alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkili banka arasında Genel Kredi Sözleşmesi, ek cari hesap sözleşmesi ve Ticari Kart Sözleşmesi imzalandığını, imzalanan sözleşmelere istinaden davalıya kredi/kredi kartı verildiği ve kullandırıldığı, Ticari Kart Sözleşmesi gereği edinilen ticari kart borcu ödenmediğinden çağrı merkezi aracılığı ile davalı ve müvekkili banka arasında TKS'ye istinaden yapılandırma kredisi düzenlendiğini, Kredi geri ödeme planında belirtilen taksitler ödenmediğinden davalının sözleşmede beyan edilen adresine 15.08.2019 tarihli ihtarnamenin...

    A.ş ile yaptığı "Elektrik Dağıtım Şebekeleri Ve AG-OG (YG) Dağıtım Adları Yapım İşleri Alt Yüklenicisi Sözleşmesi" ile üstlendiği Elektrik Dağıtım şebekelerinin tesisi işlemi yapımında davalının işin Mardin'de yapılacak kısmı için taşeron (alt yüklenici) olarak işi aldığı taraflar arasında Eser Sözleşmesinden kaynaklı ticari ilişki olduğu, davacı tarafın da söz konusu Eser sözleşmesinden kaynaklı alacaklar nedeni ile Ankara 12....

      Gerçekten, inanç sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince inanç sözleşmesinden kaynaklanan davalarda zamanaşımı süresi on yıl olarak kabul edilmektedir. Borçlar Kanununun 128. maddesi gereğince de zamanaşımı alacağın muaccel olduğu tarihte başlar. Bu gibi davalarda zamanaşımının başlama tarihi, inanç sözleşmesine dayanan kişinin tapuda iradi ferağ verileceği umudunu yitirdiği tarih olarak kabul edilmektedir. Davacı ferağ umudunu kaybettiğini dava açmak suretiyle gösterdiğinden açılan dava zamanaşımı süresi içindedir. Mahkemece çekişmenin esasının incelenerek bir hüküm kurulması gerekirken zamanaşımının gerçekleştiği kabul edilerek davanın reddedilmesi doğru olmadığından karar bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın iadesine, 06.02.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

        nun 4/I-a maddesinde ise, kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalara, konuları ve değerine bakılmaksızın sulh hukuk mahkemelerinde bakılacağı belirtilmiştir. Dava; taşınmaz kira sözleşmesinden ve bu sözleşmeye bağlı olarak garantörlük ilişkisinden kaynaklı alacak talebine ilişkindir.Uyuşmazlığın çözümünde davalı bakımından da 6098 sayılı TBK'nun kira sözleşmesi hükümleri uygulanacaktır. Bu haliyle, uluşmazlığın çözüm yeri İstanbul 10. Sulh Hukuk Mahkemesidir. ( aynı mahiyette T.C. YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞI ESAS NO: 2018/4328 -KARAR NO: 2018/7358) SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul 10....

          Şti. arasında 13.01.2009 tarihli acentelik sözleşmesinden kaynaklı ticari ilişki bulunduğunu, acentelik sözleşmesinin 51. maddesinde işbu sözleşmeden kaynaklı bir borcun çıkması halinde ...'ne, davalıların müştereken ve müteselsilen kefil olarak borçlu olmayı kabul ettiklerini, acentelik sözleşmesinden kaynaklı borçların ... tarafından ödenmemesi nedeniyle 29.12.2009 tarihinde taraflar arasında protokol başlıklı borç ödemeyi düzenleyen bir sözleşme yapıldığını, bu sözleşme ile borcun ödenme şeklinin tespit edildiğini ve davalı ...'in de protokole müşterek ve müteselsil kefil olduğunu, davalı taraflar ve dava dışı ... tarafından davacı şirkete olan borçların ödenmemesi nedeniyle ... 17. Noterliği'nin 25.05.2010 tarih ve 10045 yevmiye sayı ihtarı ile davalıların temerrüde düşürüldüğünü, davalı ... yönünden 29.12.2009 tarihli protokolden kaynaklı alacağın tahsilde tekerrür olmamak üzere tahsili için.....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, komisyon ve hizmet bedeli sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK'nun 4/1-a maddesine göre “Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda” Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir....

              ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 15/06/2015 NUMARASI : 2012/686-2015/90 Uyuşmazlık ve hüküm; inanç sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesinindir. 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren 6644 sayılı Yasanın 2.maddesi ile değiştirilen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60.maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine, 16.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde; Dava; mehir senedi adı altında bağışlama vaadi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline ilişkin başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemidir. Mehri müeccel, ileriye (evliliğin boşanma ya da ölümle son bulunması haline kadar) yönelik bir bağışlama vaadidir. Bağışlama vaadinin geçerliliği, yazılı olma koşuluna bağlıdır. Davacının talebi, mehir olarak ödenmiş olan (mehri muaccel) bir alacak değil, bağışlama vaadi şeklinde (mehri müeccel) niteliğinde, mehir senedinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. Davalının istinaf istemindeki savunmasında kabulünde olduğu üzere takibe dayanak senedin müvekkilinin oğlu ile davacının evlenebilmesinin koşulu olarak zor durumda bırakılarak imzalatıldığı belirtilmiştir....

                DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde; Dava; mehir senedi adı altında bağışlama vaadi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline ilişkin başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemidir. Mehri müeccel, ileriye (evliliğin boşanma ya da ölümle son bulunması haline kadar) yönelik bir bağışlama vaadidir. Bağışlama vaadinin geçerliliği, yazılı olma koşuluna bağlıdır. Davacının talebi, mehir olarak ödenmiş olan (mehri muaccel) bir alacak değil, bağışlama vaadi şeklinde (mehri müeccel) niteliğinde, mehir senedinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. Davalının istinaf istemindeki savunmasında kabulünde olduğu üzere takibe dayanak senedin müvekkilinin oğlu ile davacının evlenebilmesinin koşulu olarak zor durumda bırakılarak imzalatıldığı belirtilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu