Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İş Mahkemesi İnceleme konusu karar, işçi-işveren ilişkisinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkin olup, dosyanın Yargıtay 22. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 12.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 07/07/2021 NUMARASI : 2020/63 2021/246 DAVA KONUSU : ALACAK (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan) KARAR : Davalı belediye vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkili idare aleyhine karşı açılan davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, davacının, müvekkili belediyenin personeli olmadığını ve aralarında işçi-işveren ilişkisinin bulunmadığını, anahtar teslimi ihale yöntemiyle yaptırılan işlerde alt-asıl işveren ilişkisinin bulunmadığını, 4857 Sayılı Kanunun 36....

    HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/186 KARAR NO : 2021/285 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ALADAĞ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 17/09/2020 NUMARASI : 2019/229 2020/96 DAVA KONUSU : Alacak (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan) KARAR : Taraflar arasında açılan Alacak (İşçi ile İşveren İlişkisinden Kaynaklanan) davasında Adana 8....

    Davalı T4nın pasif husumet sıfatı olup olmadığı ve davalı şirketin davaya konu edilen tüm dönem bakımından talep edilen alacaklardan sorumlu olup olmadığı hususu taraflar arasında ihtilaflıdır. 4857 sayılı Kanun'un 2.maddesine göre bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişiye işçi, işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişiye yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlara işveren, işçi ile işveren arasında kurulan ilişkiye iş ilişkisi denir. İş Kanunu'nun 2.maddesinin 7.fıkrasına göre bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir....

    İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 18/05/2021 NUMARASI : 2019/363 ESAS, 2021/204 KARAR DAVA KONUSU : ALACAK (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan) KARAR : İlk derece mahkemesince verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemizce dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda gereği görüşülüp düşünüldü....

    İş ilişkisinden kaynaklanan ve işin yerine getirilmesinde tabi olunan hak ve borçların tümü, “çalışma koşulları” olarak değerlendirilmelidir. 4857 sayılı Kanun'un 22. maddesinde, “işveren, iş sözleşmesiyle veya iş sözleşmesinin eki niteliğindeki personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklar ya da işyeri uygulamasıyla oluşan çalışma şartlarında esaslı bir değişikliği ancak durumu işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilir. Bu şekle uygun olarak yapılmayan ve işçi tarafından altı işgünü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamaz. İşçi değişiklik önerisini bu süre içinde kabul etmezse, işveren değişikliğin geçerli bir sebebe dayandığını veya fesih için başka bir geçerli nedenin bulunduğunu yazılı olarak açıklamak ve bildirim süresine uymak suretiyle iş sözleşmesini feshedebilir. İşçi bu durumda 17 ila 21 inci madde hükümlerine göre dava açabilir” düzenleme, çalışma şartlarındaki değişikliğin normatif dayanağını oluşturur....

      Yapılan ihalede, ihale yapan kurum veya kuruma ait bağlı kuruluş tarafından araç temini sağlanır, asıl işte alt taşeron işçileri ile hizmeti alan işveren işçileri birlikte çalışıyorlar, yönetim hakkı hizmeti alana ait ise, kısaca ihale işçi teminine yönelik ise, ihaleyi veren ile ihaleyi alan kişi arasında alt işveren-asıl işveren ilişkisinden söz edilemeyecektir. Hizmet alımı yapma ile bu hizmetin yürütülmesi için işçi temini farklı olgulardır. Hizmet alımı ve hizmetin yaptırılması ibarelerinin, iş mevzuatının yasakladığı ticari amaçlı işçi teminine olanak tanıdığı şeklinde yorumlanarak sonuca ulaşılması hukuken mümkün değildir....

      Taraflar arasındaki uyuşmazlık, işçi ile işveren ilişkisinden kaynaklanan, alacak - tazminat iddialarının sübut bulup bulmadığı noktasında toplanmaktadır. Genel olarak ispat külfeti, H.M.K.'nın 190/1. maddesi gereğince, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Davacı vekilinin itirazları değerlendirildiğinde; Dosyadaki bilgi ve belgelerle, yargılama sırasında toplanan ve karşılaştırmalı olarak değerlendirilen tüm deliller, birlikte dikkate alındığında; davanın, işçi ile işveren ilişkisinden kaynaklanan alacak davası olduğu, yargılama sürecinde, aksi taraflarca ispat edilemeyen SGK kayıtlarına göre, davacının, 14/06/2012- 04/09/2015 tarihleri arasında, alt işverenlikler nezdinde sigortalı gösterilerek, üst (asıl) işverenliğe ait iş yerinde, "özel güvenlik görevlisi" sıfatı ile çalıştığı, son üst (asıl) işverenliğin ise, iş yerini, önceki asıl işveren olan, dava dışı Bursa Linyit A.Ş.'...

      GEREKÇE : Dairemizce istinaf incelemesi HMK 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususları da gözetilerek yapılmıştır. 1- 4857 sayılı İş Kanununun 2 nci maddesinde, işveren bir iş sözleşmesine dayanarak işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişi ya da tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlar olarak açıklanmıştır. O halde asıl işveren alt işveren ilişkisinden söz edilebilmesi için öncelikle mal veya hizmetin üretildiği işyeri bulunan bir işverenin ve aynı işyerinde iş alan ikinci bir işverenin varlığı gerekir ki asıl işveren alt işveren ilişkisinden söz edilebilsin. Alt işverenin başlangıçta bir işyerinin olması şart değildir. Alt işveren, işveren sıfatını ilk defa asıl işverenden aldığı iş ve bu işin görüldüğü işyeri nedeniyle kazanmış olabilir....

      DAVA KONUSU : Alacak (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan) KARAR : Davacı vekili asıl ve birleşen dava dilekçesinde özetle, davacının davalı firma bünyesinde, 19.10.2016 tarihinde çalışmaya başladığını, işverenin şantiyesinde, iş kazası geçirdiğini, 18.01.2017 tarihine kadar çalıştığını, davacının kalıp ustası olarak çalıştığını, en son 3.600,00 TL net ücret ile çalıştığını, davalı işveren tarafından davacıya, Aralık ve Ocak ayı ücret alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek ödenmeyen ücret alacağının davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı T5 vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının müvekkili şirketten, herhangi bir alacağı olmadığını, davacının aldığı ücretin gerçek miktarı ile SGK’ya bildirildiğini, davacının vasıfsız işçi olarak çalıştığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur....

      UYAP Entegrasyonu