Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğü'nün 2016/9624 Esas sayılı takip dosyası (dava dışı borçlu Zafer Koçak hakkında) ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlattığı, davacıların, dava dışı Zafer Koçak ile banka çalışanlarının kendilerini ev kredisi kullanıldığı şeklinde aldattıklarını, ipoteğin aile konutuna konulduğu ve genel kredi sözleşmesindeki kefalet beyanı ile eş rızasının geçerli olmadığı gerekçesi ile eldeki dava ile ipoteğin fekki, kefaletin iptali ve menfi tespit istemlerinde bulundukları, davalının davanın reddini istediği, mahkemece davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Uyuşmazlık, üzerine ipotek konulan taşınmazın aile konutu olup olmadığı, genel kredi sözleşmesindeki kefalet beyanı ile eş rızasının geçerli olup olmadığı noktasındadır....

İcra Müdürlüğü'nün 2016/9624 Esas sayılı takip dosyası (dava dışı borçlu Zafer Koçak hakkında) ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlattığı, davacıların, dava dışı Zafer Koçak ile banka çalışanlarının kendilerini ev kredisi kullanıldığı şeklinde aldattıklarını, ipoteğin aile konutuna konulduğu ve genel kredi sözleşmesindeki kefalet beyanı ile eş rızasının geçerli olmadığı gerekçesi ile eldeki dava ile ipoteğin fekki, kefaletin iptali ve menfi tespit istemlerinde bulundukları, davalının davanın reddini istediği, mahkemece davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Uyuşmazlık, üzerine ipotek konulan taşınmazın aile konutu olup olmadığı, genel kredi sözleşmesindeki kefalet beyanı ile eş rızasının geçerli olup olmadığı noktasındadır....

Aile Mahkemesinin 2019/3 D.İş sayılı ihtar kararı gereğince davalının aile konutuna dönmesi için gerekli yol ve zaruri ihtiyaçlar gideri olarak 200 TL'yi davalının konutunda ödemeli posta havalesi ile davalı adına yatırdığını, ihtar kararının davalıya 04/01/2019 tarihinde tebliğ edildiğini ancak davalının ihtar kararının kendisine tebliğinden itibaren iki ay içerisinde aile konutuna dönmediğini belirterek tarafların boşanmalarına karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkiline çekilen ihtarın usule aykırı ve geçersiz olduğunu, terk nedeniyle boşanmanın koşulları oluşmadığını, davacının eve dön çağrısının samimi olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARINI ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; " İzmir 11....

ne verilmesine, takas defi talebinin reddine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının kullandığı 04/06/2009 tarihli kredinin tüketici kredisi, 26/09/2011 tarihli yapılandırma sonrası kredinin ise konut kredisini de kapsayan karma bir kredi olduğunun tespitine, davacının eşinden alınan muvafakatnamenin iptaline ilişkin talebin tefrik edilerek ayrı bir dosya üzerinden karara bağlandığı ve kararın kesinleştiği anlaşıldığından bu konuda hüküm tesisine yer olmadığına, davacının ihtiyati tedbir yolu ile konutun satışının engellenmesine yönelik talebinin ... 3. İcra Mahkemesi’nin 2012/533 E. sayılı dosyası ile karara bağlandığı ve kararın kesinleştiği anlaşıldığından bu konuda hüküm tesisine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık 27/09/2011 tarihli genel kredi sözleşmesi nedeniyle başlatılan ... 2. İcra Müdürlüğü’nün 2012/5469 E. sayılı icra takibine konu kredi alacağı nedeniyle davalı bankanın haksız olarak tahsil ettiği 18.425....

    tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Mahkemece uyulan bozma ilamında "......Yapılacak iş, davacının, davalı işyerinde haftanın yarısından fazlasını ev hizmetlerinde çalışarak geçirip geçirmediğini araştırmak; davacının da yurt dışına çıktığı belirtildiğinden yurda giriş çıkış tarihlerini getirtmek, davalının konutuna yakın işyerlerinde çalışması kayıtlara geçmiş çalışanları, apartman komşularını, çalışmanın geçtiği apartmanda başka dairelerde benzer şekilde ev hizmetlerinde çalışanları tespit etmek, çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra tüm delilleri bir arada değerlendirerek yukarıda yapılan açıklamalar ışığı altında sonucuna göre karar vermekten ibarettir. " gerektiği belirtilmiştir....

      Ancak; TCK'nın 116/1 maddesinde düzenlenen konut dokunulmazlığının ihlali suçunun oluşabilmesi için, failin, bir kimsenin konutuna ya da konutunun eklentilerine o kişinin rızasına aykırı olarak girmesi veya rıza ile girdikten sonra, çıkması istenilmesine rağmen, bu yerden çıkmaması gerekmektedir. Bu suçun işyeri hakkında işlenebilmesi için girilen işyerinin açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi mutat olan yerler dışında kalan bir yer olması şarttır. Suçun işlenmesi için genel kast yeterli olup, eylemin hangi saikle gerçekleştirildiğinin bir önemi yoktur. Bir başka söyleyişle, failin, rızaya aykırı olduğunu bilerek bir kimsenin konutuna ya da işyerine girmesi halinde açıklanan suç oluşacaktır....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava; taşınmazın aile konutu olduğunun belirlenerek satışı işleminin iptali ile davalı eş adına tescili, aile konutu şerhi konulması, taşınmazda ikamet etme hakkı sağlanması davasıdır. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı süresinde istinaf talebinde bulunmuştur. Mahkememizce; re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan (HMK.nun 355. maddesi) inceleme sonucunda; Taşınmazın aile konutu olduğunun belirlenmesi, taşınmazın satışının aile konutu sebebiyle iptali ile davalı eş adına kaydı, taşınmaz kaydına aile konutu şerhi konulması, taşınmazda ikamet etme hakkı sağlanması davaları basit yargılama usulüne (HMK.md.316) tabi işlerden olmadığı gibi çekişmesiz yargı işlerinden de değildir.(HMK.md.382)Yazılı yargılama usulünün uygulanması gereklidir....

        İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; verilen kararın yerinde olmadığını, davacıların çocuklarının muvafakatlarını almadığını, dosyadaki muvafakatnamenin vekil aracılığıyla kullanıldığını, aynı vekilin davalı olduğundan menfaat zıtlığı bulunduğunu yasaya ve usule aykırı kurulan evlatlık ilişkisinin iptali gerektiğini, davalının belli bir yaştan sonra davacıları tanımadığı ilişki kurmadığını, ziyaret etmediğini belirterek verilen kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiği görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, evlatlık ilişkisinin kaldırılmasına ilişkindir. Dosya içerisinde bulunan davacılar ve davalı vekiline ait vekaletnameler genel vekaletname olup, evlatlık ilişkisinin kaldırılması ile ilgili özel yetkiyi içermemektedir. Evlatlık ilişkisinin kaldırılması davasını açmak ve açılan davayı takip etmek kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hakkın kullanımı niteliğindedir....

        Ancak eşler arasında hukuki işlem serbestisi sınırsız değildir, bu sınırlamalardan birisi de MK. 194. md. hükmünde yer alan aile konutuna ilişkin işlemlere yönelik sınırlamadır. Aile konutunun TMK 194 madde kapsamında korunması, kural olarak evlilik birliğinin sona ermesine kadar devam edecektir. Tarafların karar tarihinde evliliklerinin devam etmesine göre asli müdahilin taleplerinin dar yetkili icra mahkemesi yerine genel yetkili mahkemede yapılacak yargılama sonucunda değerlendirilmesi yönündeki red kararı yerinde olduğundan kararın ONANMASI gerektiği görüşünde olduğumdan değerli çoğunluğun görüşüne katılmıyorum....

          Davacı istinaf başvuru dilekçesinde özetle; muvafakatnamenin geçerliliğini kayıp etmesi için muvafakat verenin noterlikte muvafakatnamenin iptalini talep etmesi ve muvafakatnamenin iptal edildiğini belge ile ispatlanmasının zorunlu olduğunu, böyle bir iptal belgesi olmadığına göre muvafakatnamenin geçerliliğinin halen devam ettiğini, mahalli bilirkişiler Aytekin Büyük ve Ferhan Dede'nin keşif sırasındaki beyanlarında kısmen doğru, kısmen de davalıyı haklı gösterir beyanda bulunduklarını, fen bilirkişilerin dosyaya sunduğu bilirkişi raporunda davanın reddine karar verilmesinin uygun görüldüğünü, taşkın yapının zemindeki arazi parçasının ana taşınmazdan ifrazının da mümkün olmasının temliken tescil davasının şartlarından biri olduğunu, b durumun da yine davanın reddinin gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yolu başvurusunda bulunmuştur....

          UYAP Entegrasyonu