Aile Mahkemesi TARİHİ : 10/07/2014 NUMARASI : 2013/705-2014/593 Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; onanmasına dair Dairemizin 3.6.2015 gün ve 25725 - 11549 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 194/1. maddesine göre, “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.” Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi konulmuş olmasa da eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Anılan madde hükmü ile getirilen sınırlandırma, emredici niteliktedir....
Aile Mahkemesi ise Asliye Hukuk Mahkemesince taraflara aile konutu ile ilgili hususun çözümü için süre verilmesi ve bu yolda açılacak davanın bekletici mesele yapılarak buna göre ihtilafın çözülmesi gerektiğini bildirerek, görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dava konusu taşınmazın 2/4 payı davalı ... adına tapuda kayıtlı olup 20.03.2006 tarihinde bu payla ilgili aile konutu şerhi işlenmiştir. Dava yolsuz tescile dayalı tapu ve tescile yöneliktir. Ancak iptali istenen payın tapu kaydına dava tarihinden önce TMK'nun 194. maddesi uyarınca “aile konutu” şerhinin konulduğu ve davalı ...'in evliliğinin dava tarihi itibariyle hukuken devam ettiği hususları sabittir. Bu davada aile konutuyla ilgili TMK'nun 194. maddesi hükümlerinin de tartışılması gerekeceğinden ve bu madde aile mahkemesinin görev alanında bulunduğundan dolayı uyuşmazlığın Aile Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir....
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında kesinleşmiş bir boşanma kararı bulunmadığını, boşanma davası sürerken mahkeme tarafından aile konutu şerhi konulması talep edilebilen bir kurum olduğu nazara alındığında boşanma davasının açılmış olması aile konutu niteliğini sona erdiren bir durum olmadığını, taşınmaz üzerindeki aile konutu şerhinin dava yolu ile konulmadığından tapu müdürlüğünce kaldırılmasının mümkün olacağını, yüksek mahkeme kararlarında dava şartı olan hukuki yararın bulunmaması sebebiyle davanın usulden reddinin gerektiğini, tüm bunların yanında müvekkilinin ikametgah adresi üzerinde aile konutu şerhi bulunan konut olup, halen konutta kişisel malı olan mobilyaların ve bir takım özel eşyalarının bulunduğunu, müvekkilinin tek geçim kaynağının tedbir nafakası olduğunu, nafaka miktarının azlığı sebebiyle boşanma kararı kesinleşinceye kadar aile konutunda yaşama hakkının baki olduğu değerlendirildiğinde aile konutunun kendisine tahsisi talebinde bulunmasının...
Davacı T1 vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava konusu taşınmazın tapu kaydına ihale tarihinden önce aile konutu şerhi koydurduğunu, müvekkilinin açık rızası olmadan taşınmazın cebri icra yolu ile satılmasının müvekkilinin aile konutu üzerindeki haklarını sınırladığını, taşınmazın ipotek tarihinde de aile konutu olarak kullanıldığını, satılması durumunda maddi ve manevi zarara uğrayacağını, satış ilanında taşınmazın aile konutu şerhi olduğunun belirtilmediğini, ihale gününde bazı kişilerin aile konutu şerhi olduğunu öğrenince pey sürmekten vazgeçtiğini, müvekkilinin amacı davayı uzatmak olmadığından para cezası verilmesini gerektirir bir durum bulunmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava İİK'nun 134. maddesi uyarınca açılmış ihalenin feshi davasıdır....
İcra Müdürlüğünün 2011/3021 esas sayılı icra takibinin iptaline karar verilmesini istemiş, mahkemece; taşınmazın tapu kütüğüne aile konutu şerhi konulmasına ve icra takibinin iptaline karar verilmiş, kararı takip alacaklısı olan davalılar temyiz etmiştir. Türk Medeni Kanununun 194'ncü maddesi; aile konutu üzerine hak sahibi olan eşin, bu konutu diğer eşin açık rızası bulunmadıkça devredemeyeceğini, konutla ilgili kira sözleşmesini feshedemeyeceğini ve konut üzerindeki hakları sınırlayamayacağını hükme bağlamıştır. Şu halde aile konutuyla ilgili hak sahibinin, konutun kaybedilmesi sonucunu doğuran tasarruf işlemleri diğer eşin "açık rızasına" bağlıdır. Olayda aile konutuyla ilgili bir tasarruf işlemi bulunmamaktadır....
İstinaf Sebepleri 1.... erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; aile konutu şerhi davasındaki vekâlet ücretinin hatalı olduğunu, kadın yararına hükmolunan tedbir nafakasının kaldırılması gerektiğini belirterek; aile konutu şerhi davasındaki vekâlet ücreti ile kadın yararına hükmolunan tedbir nafakası yönünden istinaf yoluna başvurmuştur. 2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin kusurlu olduğunu, başka kadınla yaşadığını, kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, affın gerçekleşmediğini, müvekkilinin boşanma davası ile aile konutu şerhi davasının kabulü gerektiğini, cevap dilekçesinde aile konutu şerhi konulmasının talep edildiğini, tefrik kararlarının hukuka aykırı olduğunu, tedbir nafakalarının az olduğunu belirterek; kadının reddedilen boşanma davası, aile konutu şerhi konulması davasında verilen karar, tefrik kararları, tedbir nafakası miktarları yönünden istinaf yoluna başvurmuştur. C....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil-Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından, tapu iptal ve tescil ile aile konutu şerhi konulması taleplerinin reddi yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 13.04.2015 günü temyiz eden davacı ... vekili Av. ... ve karşı taraf davalılar ... ve ... geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı; aile konutu olduğu iddia edilen taşınmazın, bilgisi ve rızası olmaksızın davalı eş Kenan tarafından, dava dışı Sedat'a, Sedat tarafından da diğer davalı ...'...
Hal böyle olunca aile konutu şerhi konulmasına ilişkin bu karar kesinleşmeden taraflar arasındaki evlilik birliği sona erdiğine göre, aile konutu şerhi konulmasına ilişkin davanın konusu kalmamıştır. Hükmün bu bölümünün açıklanan nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin ise yukarıda l. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, duruşma için takdir olunan 1100.00 TL. vekalet ücretinin Tuğba'dan alınıp Berat'a verilmesine, aşağıda yazılı harcın Tuğba'ya yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna ve 123.60 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcını yatıran Berat'a geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi....
un evli olduğunu, davalının davalı bankaya olan borcuna istinaden tarafların yaklaşık 15 senedir aile konutu olarak kullandıkları ve davalı üzerine kayıtlı taşınmaz üzerine davacının bilgisi ve muvafakati dışında banka lehine ipotek tesis edildiğini belirterek davanın kabulü ile taşınmaz üzerine davalı banka lehine konulan ipoteğin kaldırılmasına ve aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP 1.Davalı banka vekili cevap dilekçesinde; davalı ...'un, kardeşi ...'...
Mahallinde yapılan keşif sonrasında bilirkişi tarafından düzenlenen raporda zemin üstü birinci katta bulunan bölümün aile konutu olarak kullanıldığının belirtilmesi üzerine mahkemece davalı eş hissesi üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına ve bu taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulmasına karar verilmiş, kararın istinafı üzerine bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve ipoteğin aile konutu olarak kullanılan daire ile sınırlı olmak üzere kaldırılmasına, aile konutu olarak kullanılan konut üzerine aile konutu şerhi konulmasına karar verilmiştir. Dairemizin 03.03.2015 tarih, 2014/20775 Esas, 2015/3452 Karar sayılı ilamında; “Mahkeme infaza elverişli hüküm kurmak zorundadır. Arsa üzerindeki binanın bulunduğu kısmın, arsanın bütününden ifraz edilmesi ve bağımsız bir tapuya bağlanması mümkün olmadığına göre, taşınmazın tamamı üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi gerekir....