Hukuk Genel Kurulunun benzer davalarda da sürdürülen yeni uygulaması Dairemiz tarafından da benimsenmiş olup Dairemiz emsal bütün davalarda Hukuk Genel Kurulunun aşağıdaki görüşlerine aynen katılmaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 194/1. maddesine göre, “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.” Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi “konulmuş olmasa da” eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma, aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Zira dava konusu taşınmaz şerh konulmasa da aile konutudur. Eş söyleyişle şerh konulduğu için aile konutu olmamakta, aksine aile konutu olduğu için şerh konulabilmektedir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Aile Konutu Şerhi Konulması - Aile Konutu Olduğunun Tespiti Şehribanoğulları ve ... Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından aile konutu şerhi konulması talebinin reddi ve davalılar yararına hükmolunan vekalet ücretleri yönünden; davalılar Gülderen ve Gülfem tarafından ise davanın kısmen kabulü yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 23.12.2020 günü duruşmalı temyiz eden davalılar ... ve ... vekili Av ... ile karşı taraf temyiz eden davacı ... vekili Av. ... geldiler. Başka gelen olmadı. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü....
Her ne kadar ilk derece mahkemesi tarafından aile konutu şerhi konulması talebi için hukuki yarar yokluğu nedeni ile dava reddedilmiş ise de; aile konutunun hak sahibi eş tarafından devri ve konut üzerindeki haklarının sınırlandırılmasının diğer eşin açık rızasına tabi olup bu rıza alınmadan konutla ilgili yapılan tasarruf işlemlerinin geçersiz olacağı, bu nedenle şimdilik aile konutu şerhi talebinin işbu davadan tefrik edilerek tapu iptali tescil davasının sonucuna göre karar verilmesi gerekeceğinden aile konutu şerhi konulması talebi için bu aşamada hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmesi hatalı olmakla davacının istinaf talebinin kabulüne, davalının aile konutu şerhi davası yönünden vekalet ücretine yönelik istinafının reddine, ilk derece mahkemesi kararının aile konutu şerhine yönelik hüküm fıkrasının 1,3,4,5,6.bentlerinin Kaldırılarak kararımız gereği işlem yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir...
Değerlendirme 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesi hükmüne göre, eşlerden biri, aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini talep edebilir. Ayrıca eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça aile konutu üzerinde hakkını sınırlayamaz ise de; bu kurala aykırı davranış durumunda malik olmayan eş aile konutu üzerindeki haklarını sınırlandırılmasına sebep olan işlemin iptali için dava açabilir. Kanunun malik olmayan eşe tanıdığı bu hak, ayni bir hak olmayıp, şahsi bir haktır. Dava, malik olmayan eş tarafından açılmış 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesine dayalı aile konutu şerhi konulması davası olup, bu davalarda görevli mahkeme aile mahkemesi, yetkili mahkeme ise davalının ikametgahı mahkemesidir. Mahkemece yetki hususu ancak ilk itiraz olarak ileri sürülmesi halinde dikkate alınır....
Dairenin 05.11.2019 tarihli 2019/4708 Esas, 2019/10812 Karar sayılı kararı ile hükmün infaza elverişli nitelikte olmadığı, taşınmazın altı dükkan üstü ev olan iki katlı bina ve arsa vasfıyla tapuda kayıtlı olduğu, yapılan keşifte de zemin ve 1 katlı yapı, zemin katta da bir adet market olarak kullanılan işyeri ve deponun mevcut olduğunun anlaşıldığı, alınan bilirkişi raporunun infaza elverişli olmadığı, öncelikle aile konutu olarak kullanılan bölümün belirlenmesi gerektiği, buna göre bilirkişiden ek rapor alınması ve gerekiyorsa yeniden keşif yapılması ile sonucuna göre aile konutu olan bölümle sınırlı olacak şekilde aile konutu şerhi konulması ve bu bölümün tapu iptali ile tesciline karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir. B....
Sınırlandırma, aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Zira dava konusu taşınmaz şerh konulmasa da aile konutudur. Eş söyleyişle şerh konulduğu için aile konutu olmamakta, aksine aile konutu olduğu için şerh konulabilmektedir. Bu nedenle aile konutu şerhi konulduğunda, konulan şerh “Kurucu” değil “Açıklayıcı” şerh özelliğini taşımaktadır. Anılan madde hükmü ile getirilen sınırlandırma, “Emredici” niteliktedir. Dolayısıyla bu haktan önceden feragat edilemeyeceği gibi eşlerin anlaşmasıyla da ortadan kaldırılamaz ve açık rıza ancak “Belirli olan” bir işlem için verilebilir....
Aile Mahkemesinin 2016/916 Esas ve 2018/1181 Karar sayılı ilamı ile boşandıkları, hükmün 05.03.2019 tarihinde kesinleştiği, evliliğin boşanma ile sona erdiği ve aile konutuna yönelik davanın konusuz kaldığı belirtilerek davacının tapu iptali ve tescil ile taşınmazın aile konutu şerhi konulması talebine yönelik davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davaya konu söz konusu taşınmazın davacı ve eşinin aile konutu iken diğer davalıya satıldığı, ancak satıldığında hem davalı tarafın beyanları ile hem de dosya kapsamında hâlen tarafların o evi aile konutu olarak kullandıkları sabit olduğu, dava açıldığı anda davacının haklı olduğu kanaatine varılarak yargılama giderleri ve vekâlet ücretlerini davalı yana yükletilmesi gerektiği gerekçesiyle davacı tarafça yapılan 2.849,30 TL harç ve 1.446,80 TL tebligat ile müzekkere gideri olmak üzere toplam 4.296,10 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine, davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihi itibariyle...
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyulmasına karar verilen bozma ilamında da anlaşılacağı üzerine, davacı, aile konutu olduğunu iddia edilen taşınmazın bilgisi ve rızası olmaksızın davalı eş İsmail tarafından, diğer davalı ...’ye satıldığını ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ile yeniden davalı eş adına tescilini ve taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulmasını talep etmiştir. Dava, Türk Medeni Kanunu’nun 194. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil ile aile konutu şerhi konulması davasıdır. Aile konutunun, hak sahibi eş tarafından devri ve konut üzerindeki hakların sınırlandırılması, diğer eşin açık rızasına bağlıdır. (TMK m. 194). Bu rıza alınmadan konutla ilgili yapılan tasarruf işlemi geçersizdir. Bu geçersizliği, rızası gereken eş, konutun bu vasfını devam ettirmesi koşuluyla ileri sürebilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Toplanan delillerden, davacı ile davalının 2007 yılında evlendikleri, çalışma amacıyla yurt dışında yaşadıkarı, ...'ye geldiklerinde dava konusu evde kalıp yaşamsal faaliyetlerinin merkezi haline getirdikleri, ...'de başka konutlarının olmadığı ve böylece taraflarca bu taşınmazın aile konutu olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında, davacının "aile konutu şerhi" konulmasına ilişkin isteminin kabulüne karar vermek gerekirken, yazılı gerekçeyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Toplanan delillerden; davacı ile davalının 1984 yılında evlendikleri, çalışma amacıyla yurtdışında yaşadıkları, Türkiye'ye geldiklerinde dava konusu evde kalıp yaşamsal faaliyetlerinin merkezi haline getirdikleri, Türkiye'de başka konutlarının olmadığı ve böylece taraflarca bu taşınmazın Türkiye'de aile konutu olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında , davacının "aile konutu şerhi" konulmasına ilişkin isteminin kabulüne karar vermek gerekirken, yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....