Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

KARŞI OY YAZISI Aile konutu şerhi konulmasına ilişkin hükmün onanması konusunda değerli çoğunlukla aramızda bir uyumsuzluk yoktur. Ancak ipoteğin kaldırılması talebinin reddine gelince; malik olmayan eşin açık rızası alınmadan yapılan işlemin kesin hükümsüz olduğu görüşündeyim. Bu nedenle ipoteğin kaldırılması talebinin de kabulü gerektiğini düşündüğümden değerli çoğunluğun ipoteğin kaldırılması talebinin reddine ilişkin onama görüşüne katılmıyorum....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile konutu şerhi konulması, ipoteğin kaldırılması K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık TMK'nun 194.maddesi gereği aile konutu olduğu iddiası ile aile konutu şerhi konulması ve taşınmaz üzerine konan ipoteklerin kaldırılması isteğine ilişkin bulunduğuna ve davada zilyedliğe dayanılmadığına göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 27.12.2013 tarih 38 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarih 1 nolu Kararı ile kabul edilen ve 29.01.2014 tarih 28897 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (2.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 21.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile Konutu Şerhi Konulması-İpoteğin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından harç yönünden; davalı şirket tarafından ise tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dava konusu taşınmazın tapuda “dört katlı betonarme bina ve garaj ile arsası” vasfıyla kayıtlı olduğu, taşınmazda aile konutu olarak kullanılan daire dışında başka dairelerin de bulunduğu anlaşılmaktadır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması-Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından ipoteğin kaldırılması davasının reddi yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 10.12.2015 günü temyiz eden davacı ... vekili Av. ... ile Karşı taraf davalı ...Ş. vekili Av....geldiler. Davalı ... gelmedi. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü....

          İstinaf Sebepleri 1.Davalı ... vekili; müvekkilinin dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunu bilmeden taşınmazı devraldığını, tapuda aile konutu şerhi bulunmadığını, müvekkilinin iyiniyetle taşınmazı iktisap ettiğini, davacı ve davalı eşlerin aralarında anlaşarak kötü niyetli bir şekilde satış işlemini geçersiz hale getirmek için çaba sarf ettiklerini belirterek tapu iptali ve tescil kararı ile aile konutu şerhi konulması yönünden istinaf yoluna başvurmuştur. 2.Fer'î müdahil banka vekili; müvekkili bankanın davalı ... ile kredi sözleşmesi imzaladığını, dava konusu taşınmazın ipotek gösterildiğini, taşınmazdaki tedbir nedeniyle satış işlemine başlanılamadığını, borcun tahsil edilemediğinden mağduriyete sebep olduğunu belirterek ipoteğin kaldırılması yönünden istinaf yoluna başvurmuştur. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı ile taşınmazın satışını gerçekleştiren malik eşi davalı ...'...

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE ; Dava, aile konutu şerhi konulması ve ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir. Davalı şirket vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmakla ; inceleme, HMKnın 355 maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; Davalı şirketin ipoteğin kaldırılması davasının kabulü yönünden; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 194/1. maddesine göre, “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.” Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi “konulmuş olmasa da” eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır....

            KARAR : Esastan ret İLK DERECE MAHKEMESİ : Kars Aile Mahkemesi SAYISI : 2019/43 E., 2020/23 K. Taraflar arasındaki aile konutu şerhi konulması ve ipoteğin kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın ipoteğin kaldırılması talebi yönünden kabulüne, aile konutu şerhi konulması talebi yönünden ise usulden reddine karar verilmiştir. Kararın davalı banka vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile, hükmün kaldırılarak yeniden karar verilmek üzere dosyanın gönderilmesine karar verilmiştir. Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın ipoteğin kaldırılması talebi yönünden kabulüne, aile konutu şerhi konulması talebi yönünden ise usulden reddine karar verilmiştir. Kararın davalı banka vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir....

              İpoteğin kaldırılması talebi ipotek bedeli üzerinden nispi harca tabidir. Somut olayda; ipotek bedelinin 320.000,00 TL olduğu görülmektedir. Davacının, dava değerini 160.000,00 TL göstererek dava konusu taşınmaz üzerine konulan ipoteğin kaldırılması ve aile konutu şerhi konulması istemiyle dava açtığı ve bu bedel üzerinden nispi harcı yatırdığı, ne var ki ipotek bedeli olan 320.000,00 TL üzerinden 5.464,80 TL nispi harç yatırılması gerekirken, eksik harçla (2.732,40 TL) yargılamaya devam edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmıştır....

              Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerden davacı ile davalı Müşerref'in evli oldukları davaya konu taşınmazda 2010 yılından bu yana oturdukları, ipoteğin 2012 yılında tesis edildiği, ipotek tesis tarihinde taşınmazın tarafların aile konutu vasfında olduğu, yapılan keşif, aldırılan bilirkişi raporu, fotoğraflar ve mernis kayıtları ile sabit olup taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulması talebinin kabulünde hukuka aykırılık görülmemiştir. İpoteğin fekki istemine gelince; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 194/1. maddesine göre, “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.” Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi konulmuş olmasa da eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir....

              Davacı malik olmayan eş, aile konutu niteliğinde bulunduğunu iddia ettiği taşınmazın, malik olan davalı eş tarafından "Açık rızası alınmadan” davalı banka lehine ipotek ettirildiğini ileri sürerek, aile konutu üzerine konulan ipoteğin kaldırılmasını ve taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulmasını talep ve dava etmiş, mahkemece; davaya konu taşınmazın aile konutu olarak kullanıldığının davacı tarafça ispatlanamadığı ve taşınmazın tapu kaydına 29.08.2013 tarihinde aile konutu şerhi konulduğu, taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulmasına ilişkin davada davacının hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; dava konusu taşınmazın, eşlerin ve çocuklarının bütün yaşam faaliyetlerini gerçekleştirdiği, yaşantısına buna göre yön verdikleri, acı ve tatlı günlerin içinde yaşandığı, anılarını taşıyan aile konutu niteliğinde bulunduğu anlaşılmaktadır....

                UYAP Entegrasyonu