Kıdem tazminatı dışındaki alacaklar bakımından dava dilekçesi ile istenen kısma dava, ıslah (talep arttırımı) ile artırılan miktarlar bakımından ise ıslah (talep arttırımı) tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekir. Somut uyuşmazlıka, asıl dava dilekçesi incelendiğinde; kıdem ve ihbar tazminatları ile ücret, fazla mesai ücreti ve genel tatil ücreti alacaklarının talep edildiği ve talep edilen alacaklar yönünden miktar olarak herhangi bir ayrıştırma yapılmaksızın toplamda 1.000,00 TL'nin (belirsiz olan alacağın yargılama sırasında belirli hale gelmesinin ardından miktarın arttırılması kaydı ile) tahsiline karar verilmesinin istendiği tespit edilmiştir. Mahkemece yargılama sırasında, asıl davadaki taleplerin miktar olarak ayrıştırılması için davacıdan açıklamada bulunması istenmediği gibi yukarıda belirtildiği üzere faiz başlangıcı yönünden dava tarihi ve ıslah(talep arttırımı) tarihi ayrımı yapılmaksızın hüküm kurulduğu anlaşılmıştır....
kararı konusu ve amacı itibariyle dürüstlük kuralına aykırılık teşkil ettiğini, zira bu durumda çoğunluk pay sahiplerinin sermaye arttırımı hakları azınlık pay sahiplerinin zararına olacak şekilde hakkın kötüye kullanılması şeklinde ortaya çıkmakta olduğunu, ortaklığın mali durumu gerektirmediği halde veya gerektiğinden fazla arttırım yapılarak azınlık pay sahiplerinin ortaklıktaki sermaye ve pay oranlarının küçültülmesi/azaltılmasının amaçlandığını, sermaye arttırımında vergisiz kullanılabilecek iç kaynaklar var iken, bedelli yeni pay alma haklarını kullanamayacakları bilinen azınlık pay sahiplerinin ödemesiz pay alma oranlarını düşürmek amacıyla yapıldığının kuşkusuz olduğunu, sırf dış kaynaklardan sermaye arttırımı yapılmasına ilişkin yönetim kurulu kararının çoğunluk pay sahiplerinin sermaye arttırımı haklarını kötüye kullandıklarını ve dürüstlük kuralına aykırı davrandıklarının göstermekte olduğunu, davalı şirketin kasasında para varken (256 milyon kar ve önceki dönemden gelen 400...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma-Nafaka Arttırımı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm tazminatların miktarları ve birleştirilen iştirak nafakasının arttırımı davası yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 27.12.2011 günü duruşmalı temyiz eden davacı-karşı davalı ... ile vekili gelmediler. Karşı taraf temyiz eden davalı-karşı davacı ... geldi. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma-Tedbir Nafakası Arttırımı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı koca tarafından; kadının kabul edilen boşanma davası, nafaka arttırım davası, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve vekalet ücreti, davalı-davacı kadın tarafından ise kocanın kabul edilen boşanma davası ve nafaka arttırımı davasının kısmen kabulü yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 22.05.2012 günü duruşmalı temyiz eden davacı-karşı davalı ... vekili Av. ... geldi. Karşı taraf temyiz eden davalı-karşı davacı ... gelmedi....
Davalı vekili; Sicil Memurluğunun; davaya konu sermaye arttırımı kararına ilişkin esas sözleşme değişikliğinin tescil işlemlerini, o dönem yürürlükte bulunan mevzuat gereği Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın, davaya konu sermaye arttırımı işlemini inceleyerek verdiği onayın ardından gerçekleştirdiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacının, dava dışı şirketin ortağı olarak Ticaret Siciline tescilinde davalının kusurlu bir eyleminin söz konusu olmadığı, davalının kararı tescil ve ilan mercii olduğu, kaldı ki dava konusu işlemin o dönem Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın onayı doğrultusunda yapıldığı gerekçesiyle, davanın reddine, karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....
Bu itibarla kıdem tazminatı dışındaki alacaklar bakımından dava dilekçesi ile istenen kısma dava, ıslah (talep arttırımı) ile artırılan miktarlar bakımından ise ıslah (talep arttırımı) tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekir. Mahkemece faiz başlangıcı yönünden dava tarihi ve ıslah(talep arttırımı) tarihi ayrımı yapılmaksızın ve ''yasal faizden düşük olmamak üzere'' denilerek faize hükmedilmesi hatalı olup, bozma sebebi ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3/2 maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 438/7 maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....
Bu itibarla kıdem tazminatı dışındaki alacaklar bakımından dava dilekçesi ile istenen kısma dava, ıslah (talep arttırımı) ile artırılan miktarlar bakımından ise ıslah (talep arttırımı) tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekir. Mahkemece faiz başlangıcı yönünden dava tarihi ve ıslah(talep arttırımı) tarihi ayrımı yapılmaksızın ve ''yasal faizden düşük olmamak üzere'' denilerek faize hükmedilmesi hatalı olup, bozma sebebi ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3/2 maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 438/7 maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma-Nafakanın Arttırımı Taraflar arasındaki "boşanma" ve "nafakanın arttırımı" davalarının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm; davacı-davalı koca tarafından; kusur belirlemesi ve kadın yararına hükmedilen maddi tazminat yönünden, davalı-davacı kadın tarafından ise; kusur belirlemesi, reddedilen manevi tazminat talebi ile yararına hükmedilen nafakalar ve maddi tazminatın miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle tarafların Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi uyarınca boşanmalarına karar verildiği halde hüküm fıkrasında Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesi yazılması ile hükmedilen 3000 TL. maddi tazminatın davalı-davacı kadın yararına hükmedildiği halde gerekçeli kararın hüküm bölümünde tazminat...
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 15/11/2019 NUMARASI : 2019/119 ESAS - 2019/688 KARAR DAVA KONUSU : afakasının Artırımı KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında davalı tarafından istinaf talebinde bulunulmakla, evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı lehine Yenişehir Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin 2016/377 E 2017/120 K sayılı kararı ile yapılan arttırım sonucu aylık 500,00 TL yardım nafakasına hükmedildiğini, davacının ailesinden uzakta öğrenci olduğunu, Eskişehir'de okuluna yakın yerde apart daire tutmak zorunda kaldığını, aylık 840,00 TL kira ödediğini beyanla, aylık 500,00 TL tutarındaki yardım nafakasının arttırılarak aylık 1.250,00 TL'ye çıkarılmasına ve nafakanın her yıl ÜFE oranında arttırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
kararı konusu ve amacı itibariyle dürüstlük kuralına aykırılık teşkil ettiğini, zira bu durumda çoğunluk pay sahiplerinin sermaye arttırımı hakları azınlık pay sahiplerinin zararına olacak şekilde hakkın kötüye kullanılması şeklinde ortaya çıkmakta olduğunu, ortaklığın mali durumu gerektirmediği halde veya gerektiğinden fazla arttırım yapılarak azınlık pay sahiplerinin ortaklıktaki sermaye ve pay oranlarının küçültülmesi/azaltılmasının amaçlandığını, sermaye arttırımında vergisiz kullanılabilecek iç kaynaklar var iken, bedelli yeni pay alma haklarını kullanamayacakları bilinen azınlık pay sahiplerinin ödemesiz pay alma oranlarını düşürmek amacıyla yapıldığının kuşkusuz olduğunu, sırf dış kaynaklardan sermaye arttırımı yapılmasına ilişkin yönetim kurulu kararının çoğunluk pay sahiplerinin sermaye arttırımı haklarını kötüye kullandıklarını ve dürüstlük kuralına aykırı davrandıklarının göstermekte olduğunu, davalı şirketin kasasında para varken (256 milyon kar ve önceki dönemden gelen 400...