Asliye Ticaret Mahkemelerinin ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tellallık sözleşmesinden kaynaklı alacak istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın simsarlık sözleşmesinden doğan alacağın tahsili istemine ilişkin olduğu ve 6502 sayılı Tüketici Kanunu Hakkındaki Kanunun 3, 73 ve 83/2. maddeleri uyarınca tüketici mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....
Sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 638 maddesi hükmüne göre; ortaklık sözleşmesinde aksi kararlaştırılmadıkça adi ortaklar birlikte yada temsilci vasıtasıyla üçüncü kişilere karşı deruhte etmiş oldukları borçlardan müteselsilen sorumlu olurlar. Bu hükme göre alacağa ilişkin bu davanın adi ortakların müteselsil sorumluluğuna dayalı olarak her birine karşı açılması mümkündür. Aynı şekilde dava açılırken ve temyiz yoluna başvuru yaparken de de adi ortakların birlikte hareket etmesi zorunludur. Tüm bu açıklamalar ışığında somut olaya gelince;dava adi ortaklarca birlikte açılmış ise de temyiz yoluna davacı adi ortaklardan biri tarafından başvurulmuştur. Adi ortaklardan herbiri mecburi dava arkadaşı konumunda bulunduklarından davacı adi ortaklardan ... tek başına kararı temyiz etmesi mümkün değildir....
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında bir ortaklık bulunmadığını, davalı kayıtlarında adi ortaklık ile ilgili herhangi bir ibare bulunmadığını, davacının iddiasını yazılı belge ile ispat etmesi gerektiğini, hem şirketin hem ortağın hasım gösterilmesinin doğru olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, adi ortaklığın tasfiyesi ve ortaklık pay talebinin incelenmesinde, adi oraklığın tespitinin ön koşul olduğu, dinlenen tanık beyanları dışında ortaklığa ilişkin yazılı belge sunulmadığı, davalı kayıtlarında da adi ortaklığa dair bir kayda rastlanmadığı, davacının adi ortaklığın varlığına ilişkin iddiasını kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Kararı istinaf eden davacı istinaf dilekçesinde özetle;dosyaya celp edilen vergi dairesi ve belediye zabıta amirliği yazı cevapları ve dinlenen tanık beyanları ile adi ortaklığın isbatlandığını,buna rağmen davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür. HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Dava,adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. Davacı ,adi ortaklıkta,tüm masrafları kendisinin yaptığını ve ekipmanarı kendisinin aldığını,davalının dükkanı kapatarak tüm eşyaları götürdüğünü iddia etmekte,adi ortaklık için yaptığı masrafı istemektedir. Davacı ,taraflar arasında yazılı bir sözleşme imzalandığını , yapılan işlerin sözleşmede yazılı olduğunu beyan etmektedir.Adi ortaklığa ilişkin olduğu beyan edilen 07/01/2015 tarihli sözleşme dosya içinde bulunmaktadır.Davalı cevap vermediğine göre ,davayı inkar etmiş sayılmıştır....
DAVANIN KONUSU : Adi Ortaklık Sözleşmesine Dayalı İtirazın İptali Taraflar arasında görülen davada Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 19/03/2021 tarih ve .... K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: K A R A R Dava, adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin olup, taraflar arasında taşıma ilişkisi bulunmamaktadır. Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 25.06.2020 tarih ve 564 ve 586 sayılı kararları gereğince, "Kararı veren mahkemenin ve tarafların sıfatına bakılmaksızın adi ortaklıktan kaynaklanan davalar nedeniyle verilen hüküm ve kararların," istinaf incelemesinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi (24)....
Bir başka anlatımla, adi ortaklık şeklinde yürütülen iş ve işlemlerden dolayı oluşacak olan uyuşmazlıklar sonunda açılacak olan davada, ortaklığı oluşturan tüm kişilerin davada taraf olarak gösterilmesi zorunludur. Dava konusu olayda, iş veren adi ortaklık olduğundan diğer ortak olan ..... San. Tic. A.Ş.’nin de davalının yanında davada taraf olarak yer alması gerekir....
Davalılar arasında adi ortaklık ilişkisi bulunduğu iddia edilmiş ise de adi ortaklığın ayrı bir tüzel kişiliği bulunmadığından iddia edilen adi ortaklık vaki olsa dahi davalı tarafın tacir sayılmasını gerektiren bir durum söz konusu değildir. Davalıların tacir olmaması itibariyle eser sözleşmesinden kaynaklanan somut uyuşmazlığın nispi ticari dava niteliğinde olmadığı, mutlak ticari davanın da sözkonusu olmadığı sonucuna varılmakla; davada mahkememiz görevli olmayıp yargılama yapma ve karar vermek Asliye Hukuk Mahkemesi görevi kapsamında kalmaktadır. Görev kamu düzenine ilişkin olup dava şartlarındandır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, adi ortaklık ilişkisinden kaynaklı fesih ve tasfiyeye ilişkin alacak davasıdır. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalıyla aralarında adi ortaklık ilişkisi kurulduğunu, davalının adi ortaklık ilişkisine aykırı davrandığını, ortaklığın gereklerini yerine getirmediğini beyanla adi ortaklığın fesih ve tasfiyesiyle ortaklık ilişkisinden kaynaklanan tüm hak ve alacakları için şimdilik 1.000 TL tazminatın tahsilini talep etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında adi ortaklık sözleşmesi olmadığını, yalnızca elektrik işi taşeron sözleşmesi olduğunu, bu sözleşmenin davacı yükümlülüklerini yerine getirilmemiş olması nedeniyle hükümsüz kaldığını, ancak yine de sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kendilerinin yerine getirdiğini, bu nedenle davacıdan alacaklı olduklarını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Bu durumda dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın davacı adi ortaklık ile davalı arasındaki hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkin bulunmasına ve davacı adi ortaklık tacir olmadığından, temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanununun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'ne aittir. SONUÇ: Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında dosyanın görevli Yargıtay 13. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 27.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu durumda dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın davacı adi ortaklık ile davalı arasındaki hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkin bulunmasına ve davacı adi ortaklık tacir olmadığından, temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanununun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'ne aittir. SONUÇ: Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında dosyanın görevli Yargıtay 13. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 27.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....