Davalı ... vekili, İİK’nun 72.maddesine dayalı olarak icra dosyasının asıl borçlusunun dava açabileceğini, davacının İİK’nun 89.maddesindeki menfi tespit davası açılma süresi olan 15 günlük hak düşürücü süreyi kaçırdığını, bu nedenle davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Diğer davalılar duruşmaya katılmadığı gibi cevap dilekçesi de vermemiştir....
Dava konusu uyuşmazlık; 6184 sayılı yasa kapsamında gönderilen haciz ihbarnamesine karşı açılan menfi tespit davasında davacının dava dışı MDM Yapı San. Organizasyon Relma Tur.Tic.Ltd.Şti A.Ş'ye karşı borcunun bulunup bulunmadığı, borcunu halen ödeyip ödenmediği, dolayısıyla 6183 Sayılı Kanunun 79. Maddesine göre davalı kuruma borcunun bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Mahkemece davacının dava dışı şirkete karşı herhangi bir borcunun bulunmadığından menfi tespit talepli davanın kabulüne karar verilmiş, verilen bu karar davalı kurumca sadece davacı şirketin ticari defterlerinin incelenmesinin yeterli olmadığı, dava dışı şirketin de ticari defterlerinin incelenmesi ve bu şekilde borcun bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerektiğinden bahisle istinaf edilmiştir....
HMK'nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere yapılan inceleme sonucunda: Davalı belediye tarafından dava dışı borçlu İsmail Aydemir'in 10.043,16 TL'lik emlak borcu nedeniyle 6183 sayılı A.A.T.U.H.K. hükümleri gereğinde davacı bankadaki mevduatlarına haciz konulması ve bilgi verilmesi istenmiş davacı tarafından 7 günlük itiraz süresi kaçırılmış olması nedeniyle menfi tespit davası açılmıştır. 6183 sayılı Kanu'un 79.maddesi ile üçüncü şahsa yaptığı haciz bildiriminden sonra 7 günlük süre içerisinde cevap vermek, itiraz etmek imkanı verilmiş, bu sürenin kaçırılmış olması halinde de menfi tespit davası açma hakkı tanınmıştır....
Ne var ki; kamu alacağına ilişkin takip kesinleştikten sonra yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılmasına anılan kanun hükümleri cevaz vermemektedir. 6183 sayılı Kanun'un 72. maddesine koşut bir hüküm bulunmaması karşısında, Yasada öngörülen 7 günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusu, aynı konuda menfi tespit veya itiraz davası açamayacaktır. 6183 sayılı Kanun'da menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczini” düzenleyen 6183 sayılı Kanun'un 30.3.2006 gün ve 5479 sayılı Kanun ile değişik 79. maddesinde “....Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibariyle amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorunda...” olduğuna ilişkin düzenleme ile üçüncü şahıslar yönünden yer verilmiş ise de, bu olanak, kamu alacağı borçluları yönünden...
Başka bir anlatımla, 6183 sayılı Kanunda, 2004 sayılı Kanunun 72. maddesine koşut bir düzenleme bulunmadığı gibi, 6183 sayılı Kanunda menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi” başlıklı, 08.04.2006 günü yürürlüğe giren 5479 sayılı Kanunun 5. maddesi ile değiştirilen 79. maddesinde “… Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin ./.. tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna, borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. …” düzenlemesi ile yalnız üçüncü kişiler yönünden yer verilmiş, bu hak ve olanak, kamu alacağı borçluları için tanınmamıştır....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 16/07/2019 NUMARASI : 2018/642 ESAS VE 2019/245 KARAR DAVA KONUSU : A.A.T.U.H.K'nun 79. maddesine dayalı Menfi Tespit KARAR : Mersin 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 16/07/2019 tarih ve 2018/642 Esas ve 2019/245 Karar sayılı kararına yönelik olarak davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesinde; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin yurt genelinde sektöründe öncü firmalardan olduğunu, davacı şirkete 31/08/2018 tarihinde 6183 sayılı AATUHK'nun 79. maddesine dayanılarak 110917 numaralı haciz bildirgesinin davalı daire tarafından tebliğ edildiğini, tebliğe göre davacı şirketin 279.215,97 TL mevduat hesabına haciz konulduğunu, hacze konu amme alacağının ve davalı idarenin muhatabının Martaş Nak. Turz. İnş. Tar. Ürün. Teks. San. Ve Tic. Ltd....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/401 KARAR NO : 2022/830 DAVA : Menfi Tespit (3. Şahıs Tarafından Açılan) DAVA TARİHİ : 09/05/2022 KARAR TARİHİ : 27/09/2022 Mahkememizde görülmekte bulunan Menfi Tespit (3. Şahıs Tarafından Açılan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, İDDİA: Davacı vekili mahkememize verdiği 09.05.2022 tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı Gelir İdaresi Başkanlığının, davacı hakkında, dava dışı ... ... Ltd. Şti'nin vergi dairesine olan borçları sebebiyle müvekkili hakkında 6183 sayılı yasanın 79.maddesine göre haciz ihbarnameleri gönderdiği, süresinde ihtarnamelere itiraz edilmediği, müvekkilinin dava dışı vergi borçlusuna borcunun olmadığını, bu sebeple 6183 sayılı yasanın 79.mdsine göre gönderilen haciz ihbarnameleri sebebiyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Mahkemece; 6183 sayılı Kanun’un 79. maddesi gereğince açılacak menfi tespit davalarının genel mahkemelerde yani adli yargı mahkemelerinde açılmasının gerektiği, adli yargıda ise 5521 sayılı mülga İş Mahkemeleri Kanunu ve 5510 sayılı Kanun’un 101. maddesi gereğince prim borcuna dayanan davada özel görevli mahkeme olan iş mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir. Direnme kararı, davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; 6183 sayılı Kanun’un 79. maddesi uyarınca Sosyal Güvenlik Kurumuna karşı açılan menfi tespit davasında görevli mahkemenin genel mahkemeler mi yoksa iş mahkemeleri mi olduğu noktasında toplanmaktadır. Öncelikle belirtilmelidir ki genel anlamda bir mahkemenin görevi belirli bir davaya, dava konusunun niteliği veya değerine göre o yerdeki aynı yargı koluna ait ilk derece mahkemelerinden hangisi tarafından bakılabileceğini belirtir....
Ancak mahkemece HGK kararına ve Dairemiz bozma kararına aykırı olarak “ olumlu tespit “ hükmü kurulmuştur. Yukarıda açıklandığı üzere dava İİK’unun 72. maddesine dayalı menfi tespit davası olup , icra takibi nedeniyle davacının dava tarihi itibariyle borçlu olmadığı miktar tespit edilerek menfi tespit hükmü kurulması yönünden yerel mahkeme kararının tekrar bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 29/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ödeme emrinin iptali istemine ilşkin olarak anılan maddeye dayalı olarak açılacak dava “menfi tespit” niteliğinde olup,”böyle bir borcu olmadığı” veya “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” iddiaları dışında başka bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir. İtiraz davası için öngörülen 7 günlük sürenin hak düşürücü nitelikte olduğu konusunda kuşku bulunmamaktadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.4.2001 gün ve 2002/21-201-297, 24.3.2004 gün ve 2004/10164-170 sayılı kararları). Hak düşürücü süre, niteliği itibariyle bir itiraz olup sonuçlarını kendiliğinden meydana getirir, resen gözönünde tutulmalıdır. Kamu alacağına ilişkin olarak anılan madde kapsamında öngörülen menfi tespit davası dışında, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılmasına anılan kanun hükümleri cevaz vermemektedir....