-K A R A R- Davacı vekili, müvekkilinin alacağı için davalı aleyhine girişilen iflas yolu ... takibine davalının itiraz etmeden kesinleştiğini, söz konusu borç için davalının açtığı menfi tespit davasının da reddedilerek onandığını ileri sürerek, depo emrinin yerine getirilmemesi durumunda davalı şirketin iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davaya konu borçlarının bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, iflas takibinin kesinleştiği, bekletici mesele yapılan davalı tarafından açılan menfi tespit davasının da reddedilerek onandığı ve depo emrinin davalı tarafından yerine getirilmemiş olması gerekçesiyle, davanın kabulü ile davacı şirketin iflasına karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
nın, davalı ... aleyhine açtığı Menfi Tespit davasının kabulü ile; Konya . İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyasından, davalı - alacaklıya borçlu olmadığının tespitine, davacı yararına 39.521,47TL'nin %20 kötüniyet tazminatının davalı - alacaklıdan alınıp davacıya verilmesine, karar kesinleştiğinde evrak asıllarının ilgili birimlere iadesine dair mahkememizde oluşan vicdani kanaate göre aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir. HÜKÜM : GEREKÇESİ YUKARIDA AÇIKLANDIĞI ÜZERE 1-Davacı ...'nın, davalı ... aleyhine açtığı Menfi Tespit davasının KABULÜ ile; Konya . İcra Müdürlüğünün ......
Mahkeme, menfi tespit istemli davada davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verildiğini ve bu tespit ile birlikte kararın kesinleştiğini, menfi tespit davasında aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmeyen davalının, eldeki tazminat davasında da kötü niyetli kabul edilemeyeceğini, bu nedenle ortada bir haksız fiil olduğunun kanıtlanamadığını belirterek davanın reddine karar vermiştir. Dosya kapsamından, davacının, davalı aleyhine Bozkır Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/146 esas sayılı dosyası üzerinden menfi tespit davası açtığı, yapılan yargılama neticesinde; davacının davalıya Bozkır 1. İcra Müdürlüğü'nün 2010/99 Esas sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitine ve kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verildiği, bu kararın derecattan geçerek kesinleştiği anlaşılmaktadır. Davacı, eldeki tazminat davasında, aleyhine başlatılan icra takibinin haksız olduğunu ve bu haksız eylem nedeniyle zarara uğradığını ileri sürmüştür....
Ancak, borçlu tarafından açılan menfi tespit davasında, alacaklı bu davaya katılmış ve alacak iddiasını ileri sürmüş ise, borçlunun açtığı menfi tespit davası da zamanaşımını keser. Menfi tespit davası sonuçlanıp kesinleşinceye kadar zamanaşımı işlemez. Öte yandan zamanaşımını kesen işlemler kimin için yapılmışsa onun için geçerli olur. Somut olayda, ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2011/392 Esas sayılı dosyası ile birleşen ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2012/186-379 Esas-Karar sayılı dosyasında görülen davanın borçlu tarafça açılan menfi tesbit davası olduğu, alacaklının davaya müdahil olmadığı görülmektedir....
San.ve Tic.ltd.şti'.ye borçlu olmadığı halde icra dosyasına borçlu olarak eklendiğini, müvekkili şirketin davalılardan...Ürünleri San.ve Tic.ltd.şti.' ye borcu olmadığını, işbu dosya borcundan kaynaklı olarak haciz yapıldığını, müvekkili şirket yönünden üçüncü haciz ihbarnamesine de sehven cevap verilmemiş olup, yasada geçen 15 ve 20 günlük sürelerin geçtiğini, bu sebeple genel hükümlere göre menfi tespit talebiyle alacaklı tarafa ödenmemek üzere teminat karşılığında, ihtiyati tedbir konulmasını talep ve dava etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: "...Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 2016/3568 esas, 2016/6425 karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere "İİK 89. maddesindeki haciz ihbarnamesi üzerine açılan menfi tespit davalarında görevli mahkeme genel mahkemelerdir."...
Alacak istemi ile menfi tespit isteminde salt taraf yerleri değişti diye hüküm bozulamaz. Bu durumda kurumun açtığı dava ile mirasçıların kuruma karşı açtıkları davaların konusunun aynı olduğu kabul edilmelidir. Aksi hal, anayasada yer alan usul ekonomisi ilkesi ile hukuki güvenliğe aykırıdır. Derdestlik itirazının korunmasının temelinde aynı davanın tekrar görülmesinin sağlanmasında davacının hiçbir hukuki yararının bulunmadığı düşüncesi yatmaktadır. (Bknz.HMK m.114 gerekçesi) Bundan dolayı davacıların menfi tespit istemini içeren eldeki davayı açmalarında hukuki yararları yoktur. Derdestlik maddi anlamda kesin hükmün yargılama aşamasıdır. İlk dava kesinleştiğinde ise hakim eldeki davayı konu sebep ve taraf bir olduğuna göre maddi anlamda kesin hükümden reddedecektir. (HMK m.114/i) O zaman bekletici mesele yapmanın bir külfet olduğu ortaya çıkacaktır. Esasen ‘aynı fiilden dolayı iki kez yargılama olmaz’ ‘ne bis idem’ kuralı yargılamanın tek yapılmasını gerektirir....
"İçtihat Metni" Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davacı ...’ün davasının kabulüne, davacı ...’ün davasının reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacılar vekili, davalının ... 23. İcra Müdürlüğü’nün 2013/18757 E. sayılı dosyası ile davacılar aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yaptığını, takip konusu senet üzerindeki imzaların davacılara ait olmadığını ileri sürerek, davacıların davalıya borçlu olmadıklarının tespitini, icra takibinin iptali ile davalı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacıların açtığı işyeri için davalı tarafından yapılan masraflara karşılık, davacıların davalıya iki adet 5.000.-TL'lik, bir adet 12.700.-TL'lik senet verdiğini, 5.000....
Bu hükümden ilamlı icrada menfi tespit davası açılamayacağı sonucuna varılmamalıdır. Çünkü İİK’nın 33/4. fıkrasında menfi tespit davasının belirtilmemiş olması sadece bir unutmadır. İİK’nın 41. maddesindeki yollama 72. maddenin tümünü de kapsar. Menfi tespit davası bir eda davası olan istirdat davasının sonucudur. Bu nedenle borç ödenmediği için henüz açılamayan istirdat davasının öncüsü olan menfi tespit davasının açılmasının da hukuki yararı vardır (Kuru Baki ; İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Ankara 2013 s. 955). Ayrıca ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız icra takibi ile ilgili İİK’nın 150. maddesinde “…Ancak rehin hakkı itiraz konusu yapılamaz. İpoteğin iptali hakkında dava açılması hâlinde İİK’nın 72. madde hükümleri kıyasen uygulanır.” demektedir. Borçlu ipoteğin iptali için menfi tespit davası açabilir. İpotekli taşınmazın malikinin üçüncü kişi olması hâlinde üçüncü kişi de ipoteğin iptali için menfi tespit davası açabilir....
Kişi tarafından açılan menfi tespit davası olduğu, davalı alacaklı tarafından dava dışı şirkete karşı başlatılan takibin kambiyo senedine dayandığı bu nedenle ticaret mahkemelerinin görevli olduğu gerekçeleri ile görevsizlik kararı verilmiş, kararın istinaf edilmeksizin kesinleşmesi üzerine dosya mahkememize gönderilmiştir. Dava; İİK'nun 89/3-son maddesi uyarınca üçüncü kişinin açtığı menfi tespit davasıdır....
Esas sayılı dosyası aynı fatura kapsamında talep edilen itirazın iptali ile aynı dava kapsamında dosyanın davalısının açtığı menfi tespit davası arasında hukuki irtibat bulunduğu, bir dosyadan verilecek kararın diğer dosyayı etkileyeceği, çelişkili karar verilmesinin engellenmesi amacıyla, usul ekonomisi de gözetilerek her iki dosyanın birleştirilmesine karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle; 1-Mahkememiz dosyası ile .... Asliye Ticaret Mahkemesinin ... Esas sayılı dosyası aynı fatura kapsamında talep edilen itirazın iptali ile aynı dava kapsamında dosyanın davalısının açtığı menfi tespit davası arasında hukuki irtibat bulunduğu, bir dosyadan verilecek kararın diğer dosyayı etkileyeceği, çelişkili karar verilmesinin engellenmesi amacıyla, usul ekonomisi de gözetilerek, 6100 sayılı Yasanın 166. maddesi gereğince mahkememiz dosyasının, .... Asliye Ticaret Mahkemesinin ......