Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalıp nitelik kaybı nedeniyle Hazine adına orman rejimi dışına çıkartılan taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1942 yılında 3116 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan ve kesinleşen orman kadastrosunda dava konusu taşınmaz orman sınırları dışında bırakılmış, 1976 yılında yapılan ve 23.09.1981 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu 1744 Sayılı Yasa ile değişik 2. madde uygulaması ve aplikasyon işlemi sırasında dava konusu yer kızılçam ağaçları ile kaplı eylemli orman olması nedeniyle orman sınırları içine alınmış, 1989 yılında yapılan 19.4.1989 tarihinde kesinleşen 2B uygulamasında 31.12.1981 tarihinden önce orman niteliğini kaybettiği gerekçesiyle Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılmıştır....

    H.G.K.nun 15.11.2000 gün 2000/20-1663/1694 sayılı kararında açıklandığı gibi, eğimi % 12'nin üzerinde olan ... ve orman muhafaza karekteri taşıyan ... ve makiliklerle örtülü yerler orman sayılan yerlerden olduğundan, 6831 Sayılı Yasanın 1/j bendi kapsamı dışındadır ve özel mülkiyete konu olamazlar. Bu nedenle, jeoloğ ve orman bilirkişi kurulu aracılığı ile yeniden keşif yapılarak taşınmazın öncesinin resmi belgelerdeki konumunun saptanması; ayrıca, 6831 Sayılı Yasanın 17. maddesine göre taşınmazın orman içi açıklığı konumunda olup olmadığının belirlenmesi ve bundan sonra oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra Orman Yönetiminin davasının kabulüne ve dava konusu ... Köyü 485 sayılı parselin tespitinin iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir....

      Yönetimi tarafından, davaya konu edilmeyen ve gerçek kişiler adına tescile karar verilen 341 ada 2 nolu parselin (2B), 340 ada 3 nolu parselin (3B), 335 ada 2 nolu parselin (2B), 330 ada 1 nolu parselin (1B), 330 ada 2 nolu parselin (2B,2C), 330 ada 4 nolu parselin (4B), 330 ada 5 nolu parselin (5B), 333 ada 1 nolu parselin (1B,1C), 333 ada 3 nolu parselin (3B), 333 ada 5 nolu parselin (5B), 337 ada 1 nolu parselin (1B), 337 ada 2 nolu parselin (2B), 337 ada 4 nolu parselin (4B) ile gösterilen bölümlerine yönelik olarak; davalı Hazine tarafından da, 341 ada 4, 335 ada 3 ve 5, 330 ada 7 ve 333 ada 4 nolu parsellere yönelik olarak temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman kadastrosuna ve kadastro tespitine itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükümlerine göre yapılmış, çekişmeli taşınmazlar orman sınırları dışında bırakılmıştır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi Taraflar arasındaki orman tahdidine ve kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 22.11.2001 tarih 9485-8868 sayılı bozma kararında özetle: "Çekişmeli ......

          Mevkiinde 230,00 m² yüzölçümünde ve müvekkilinin zilyetliğinde (kullanımında) olan taşınmazın gerçekte orman kadastrosu sırasında P.1 poligon numarasıyla 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi kapsamında bırakıldığını ancak 5831 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek - 4. madde uyarınca yapılan aplikasyon ve düzeltme çalışmalarında 2001 ve 2002 sayılı orman sınır noktalarının hatalı aplike edilmesi nedeniyle, müvekkilinin fiilî kullanımında olan bu taşınmazın yörede 5831 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kadastro Kanununa eklenen Ek - 4. madde uyarınca yapılan kullanım kadastrosuna konu edilmediğini, hakkında tutanak düzenlenmediğini ve taşınmazın orman sınırları içerisinde gösterildiğini iddia ederek, müvekkiline ait 230,00 m² yüzölçümündeki taşınmazın orman içinde bırakılmasına dair aplikasyon ve düzeltme işleminin iptaliyle, dava konusu 230,00 m² yüzölçümündeki taşınmazın müvekkili adına tespitine karar verilmesi istemleriyle dava açmıştır....

            Aplikasyon ile kesinleşmiş orman sınırları daraltılamayacağı gibi, tam tersine, kesinleşen orman sınırları dışındaki yerler de orman sınırları içerisine alınamaz. Kesinleşmiş orman sınırları değiştirilerek yapılan aplikasyon ve bu işlem sonucunda düzenlenen tahdit haritasının hukuken geçerliliği söz konusu değildir. Yukarıda belirtildiği gibi dosya kapsamından davacı vekilinin asıl talebinin, kullanım kadastrosu sırasında, hakkında kullanım kadastrosu tutanağı düzenlenmeyen yerin vekil eden adına tespit edilmesi (kullanıcı şerhi verilmesi) istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Ancak, kadastro mahkemesinin görevi, kadastro tutanağının tanzimi tarihinden tutanağın kesinleşmesine kadar geçecek zaman içindeki itiraz ve davalar için söz konusudur. Başka bir anlatımla, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 26. maddesinin dördüncü fıkrasına göre, kadastro mahkemesinin yetkisi, kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar....

              İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman orman bilirkişi tarafından yörede henüz 4785 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılarak kesinleşen orman kadastrosu bulunmadığı gözetilerek, 1941 yılında kesinleşen orman kadastrosu ile eski tarihli memleket haritası ile ... fotoğraflarına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın krokide (A1) ve (A2) ile gösterilen bölümlerinin öncesi itibarıyla orman, (B) ile gösterilen bölümünün ise tüm yönleri orman alanları ile çevrili orman içi açıklık niteliğinde orman sayılan yerlerden, fiilen ise, çevresinin yüksek eğimli ve maki bitkileriyle kaplı taşınmazlarla çevrili hamtoprak olduğu, bu hali ile 3402 Sayılı Kadastro kanununun 14 ve 17....

                Daha sonra 7/6/2002 tarihinde ilan edilen aplikasyon ve 6831 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması ile 6831 Sayılı Yasanın 4999 Sayılı Yasa ile değişik 9/son. maddesi uyarınca yapılıp 28/02/2008 tarihinde ilan edilen fenni hataların düzeltilmesini ilişkin çalışma vardır İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman orman bilirkişi tarafından yörede henüz 4785 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılarak kesinleşen orman kadastrosu bulunmadığı gözetilerek, 1941 yılında kesinleşen orman kadastrosu ile eski tarihli memleket haritası ile ... fotoğraflarına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın öncesi itibarıyla kısmen orman sayılan ve kısmen de orman sayılmayan yerlerden olduğu, fiilen yüksek eğimli ve etrafı orman ile çevrili orman bütünlüğündeki yerlerden olduğu, bu hali ile 3402 Sayılı Kadastro kanununun 14 ve 17.maddesine göre imar ve ihyaya dayalı zilyetlikle kazanmaya elverişli yerlerden olmadığı saptanarak...

                  Dosya kapsamından, 6831 Sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca zilyetlik tespitinde hata yapıldığı belirtilerek, tespiti 02.09.2010 tarihinde kesinleşen, ... İli, ...İlçesi, ...Mahallesinde bulunan 694 ada 26 parsel sayılı taşınmazın 2b niteliğine sahip olduğu, yapılan zilyetlik tespiti çalışmalarında bu taşınmazın beyanlar hanesine sehven davalı ...'nın isminin yazıldığı belirtilerek, taşınmazın davacı adına tespitine karar verilmesinin istendiği anlaşılmaktadır. Davanın 23.10.2012 tarihinde açılmasına ve 3402 sayılı Kadastro Yasasının 11. maddesinde öngörülen 30 günlük askı ilanı süresinin geçmiş olduğunun anlaşılmasına göre, salt zilyetliğin korunması ile ilgisi bulunmayan uyuşmazlığın ...Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle;6100 Sayılı HMK.’nun 21. ve 22. maddeleri gereğince ...Asliye Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 11.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    Dosya kapsamından, 6831 Sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca zilyetlik tespitinde hata yapıldığı belirtilerek, tespiti 02.03.1993 tarihinde kesinleşen, ... İli, ... İlçesi,... mevkisinde bulunan 2920 parsel sayılı taşınmazın 2b niteliğine sahip olduğu, yapılan zilyetlik tespiti çalışmalarında bu taşınmazın beyanlar hanesine sehven davalı ...'nin isminin yazıldığı belirtilerek, taşınmazın davacı adına tespitine karar verilmesinin istendiği anlaşılmaktadır. Davanın 03.12.2010 tarihinde açılmasına ve 3402 sayılı Kadastro Yasasının 11. maddesinde öngörülen 30 günlük askı ilanı süresinin geçmiş olduğunun anlaşılmasına göre, salt zilyetliğin korunması ile ilgisi bulunmayan uyuşmazlığın ... 3.Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle;6100 Sayılı HMK.’nun 21. ve 22. maddeleri gereğince ... 3.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 18.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu