Yasasının 16/D maddesinde ormanlar hakkında, bu yasada hüküm bulunmayan hallerde özel yasasının (6831 Sayılı Yasa) uygulanacağı öngörüldüğünden 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesi gereğince yapılan orman kadastrosunda, bu yasanın belirlediği usul hükümleriyle birlikte, özel Yasa olan 6831 Sayılı Yasanın belirlediği hükümlerin de uygulanması gerekir. 6831 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan orman kadastrosunda, orman sınırları içinde barıkılan taşınmazlar hakkında orman olduğu konusunda "olumlu orman kadastro harita ve tutanağı" düzenlendiği kabul edilerek hak sahibi gerçek ve tüzel kişilere, orman sınırları dışında bırakılan, yani orman olmadığı konusunda "olumsuz orman harita ve kadastro tutanağı" düzenlenmiş sayılan taşınmazlar hakkında, Çevre ve Orman Bakanlığı ile Orman Genel Müdürlüğüne, askı ilan süresi içinde kadastro mahkemesinde dava açma olanağı 6831 Sayılı Yasanın 11/1. maddesinde tanındığı gibi 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesine göre yapılan orman kadastrosunda orman olduğu konusunda...
Kural olarak; orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması işlemlerinin yapılması görevi orman kadastro komisyonlarına aittir. 6831 sayılı Kanunun 11. maddesine göre 6 aylık süre içerisinde orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamasına itiraz niteliğinde açılan davalara kadastro mahkemesi bakmakla görevlidir. 6 aylık askı ilân süresi içerisinde itiraz edilmediği ve dava açılmadığı takdirde kadastro komisyonunun işlemi dava açılmayan taşınmaz ya da taşınmazlar yönünden kesinleşir. Kadastro mahkemesinin görevi, kadastro tutanağının tanzimi tarihinden tutanağın kesinleşmesine kadar geçecek zaman içindeki itiraz ve davalar için söz konusudur. Başka bir anlatımla; 3402 sayılı Kadastro Kanununun 26. maddesinin dördüncü fıkrasına göre, kadastro mahkemesinin yetkisi, kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar. Tutanak kesinleştikten sonra kadastro mahkemesinin görevi sona erer....
Mahkemece, halen tahdit içinde olan bir yerin, hangi nedenle olursa olsun orman sınırları dışına çıkartılması için Orman Yönetimini zorlayıcı biçimde dava yoluna gidilemeyeceği gibi gerçek kişilerin hukukî yararı bulunmaması sebebiyle aktif dava ehliyeti de bulunmadığından açılan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 6831 sayılı Kanununun 2/B maddesine göre yapılan kadastro tesbitine itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3402 sayılı Kadastro Kanunun 5304 sayılı Kanunla değişik 4. maddesine göre yapılan kadastro çalışmaları 28.02.2008 - 31.03.2008 tarihleri arasında ilân edilerek, 01.04.2008 tarihinde kesinleştirilmiştir. 6831 sayılı Kanununun 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde gereğince yapılan 04.12.2013 tarihinde ilân edilen kadastro çalışması vardır....
Köyünde 6831 Sayılı Yasanın 1744 Sayılı Yasa ile değişik hükümlerine göre yapılıp 09.11.1977 tarihinde, itirazlara ilişkin kararların ise 17.05.1978 tarihinde ilan edilip orman sınırı içinde kalan taşınmazlar yönünden kesinleşen orman sınırı dışında bırakılan yerler hakkında Orman Genel Müdürlüğünün 17.10.1978 tarihinde Ordu Asliye Hukuk Mahkemesinde 1978/455 sayılı dosyasında açtığı ve görevsizlikle kadastro mahkemesine gelen ve halen bu mahkemede 2002/202 sayılı dosyasında da devam eden orman kadastrosuna itiraz davası nedeniyle kesinleşmeyen orman kadastrosu ve 6831 sayılı yasanın 1744 Sayılı Yasa ile değişik 2. madde uygulaması ile daha sonra 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesi hükümlerine göre yapılıp kesinleşmeyen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması vardır. Davalı ......
Aplikasyon ile kesinleşmiş orman sınırları daraltılamayacağı gibi, tam tersine, kesinleşen orman sınırları dışındaki yerler de orman sınırları içerisine alınamaz. Kesinleşmiş orman sınırları değiştirilerek yapılan aplikasyon ve bu işlem sonucunda düzenlenen tahdit haritasının hukuken geçerliliği söz konusu değildir. Yukarıda belirtildiği gibi dosya kapsamından davacı vekilinin asıl talebinin, kullanım kadastrosu sırasında, hakkında kullanım kadastrosu tutanağı düzenlenmeyen yerin vekil eden adına tespit edilmesi (kullanıcı şerhi verilmesi) istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Ancak, kadastro mahkemesinin görevi, kadastro tutanağının tanzimi tarihinden tutanağın kesinleşmesine kadar geçecek zaman içindeki itiraz ve davalar için söz konusudur. Başka bir anlatımla, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 26. maddesinin dördüncü fıkrasına göre, kadastro mahkemesinin yetkisi, kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar....
Mahkemece, davanın reddine, 165 ada 15 parsel sayılı taşınmazın tesbit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine vekili tarafından taşınmaza ilişkin imar ihyanın tamamlanmadığı ve orman içi açıklık olduğunun düşünülmediği gerekçesiyle temyiz edilmiştir. Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede, 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 27/03/1996 tarihinde ilân edilen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması, 6831 sayılı Kanunun 4999 sayılı Kanun ile değişik 9. maddesine göre yapılıp 25/12/2009 tarihinde ilân edilen fennî hataların düzeltilmesi çalışmaları ve 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 07/11/2012 - 06/12/2012 tarihleri arasında ilân edilen arazi kadastrosu vardır....
Yörede 1971 yılında yapılan genel arazi kadastro çalışması, 2005 yılında 2859 sayılı Kanuna göre yapılan pafta yenileme çalışması, 1948 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 1950 yılında 5653 sayılı Kanuna göre yapılan makiye ayırma işlemi, 09.09.2013 tarihinde ilân edilen, evvelce sınırlaması yapılmamış ormanların kadastrosu ile sınırlaması yapılmış ormanlarda 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulaması bulunmaktadır....
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1967 yılında yapılan orman kadastrosu sırasında orman sınırları içine alındığı ve orman kadastrosunun kesinleştiği, taşınmazın 1994 yılında yapılan 2/B madde uygulamasına konu olmadığı, yörede 1995 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında da 110 ada 33 parsel olarak orman vasfı ile Hazine adına tespit edildiği anlaşılmaktadır. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1967 yılında orman kadastrosu yapılmış olup 6831 sayılı Yasanın 11. maddesi gereğince “Orman kadastro komisyonlarınca düzenlenen tutanakların askı suretiyle ilanı, ilgililere şahsen yapılan tebliğ hükmündedir. Tutanak ve kararlara karşı askı tarihinden itibaren altı ay içinde kadastro mahkemelerine, kadastro mahkemesi olmayan yerlerde kadastro davalarına bakmakla görevli mahkemeye müracaatla sınırlamaya ve bu Kanunun 2 nci maddesine göre orman sınırları dışına çıkarma işlemlerine Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığı ile hak sahibi gerçek ve tüzelkişiler itiraz edebilir....
Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1942 yılında 3116 Sayılı Yasaya göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 3402 Sayılı Yasaya göre yapılıp dava tarihinde kesinleşmeyen aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman bilirkişi raporuna göre, mahkemece davanın kabulü ile çekişmeli 107 ada 347 parsel sayılı taşınmazın orman niteliği ile Hazine adına tescili yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; dava aynı zamanda 6831 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulamasına itiraz davası niteliğinde olup, 6831 Sayılı Yasanın 11. maddesi gereğince Çevre ve Orman Bakanlığı yasal hasım olduğundan Çevre ve Orman Bakanlığı aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür....
Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Yasanın 2/g maddesi Orman Genel Müdürlüğüne "orman kadastrosu ve mülkiyetle ilgili işlemlerini özel mevzuatına göre yürütmek" görevini vermiştir. 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesi gereğince yapılan işlem 6831 Sayılı Orman Yasası ve 3402 Sayılı Kadastro Yasası aynı anda birlikte ve iç içe uygulanarak yapılan karma bir kadastro işlemdir. 3402 Sayılı Yasa ile 6831 Sayılı Yasanın hiçbir maddesini yürürlükten kaldırılmamış, aksine 3402 Sayılı Kadastro Yasasının 16/D maddesinde ormanlar hakkında, bu yasada hüküm bulunmayan hallerde özel yasasının (6831 Sayılı Yasa) uygulanacağı öngörüldüğünden 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesi gereğince yapılan orman kadastrosunda, bu yasanın belirlediği usul hükümleriyle birlikte, özel Yasa olan 6831 Sayılı Yasanın belirlediği hükümlerin de uygulanması gerekir. 6831 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan orman kadastrosunda, orman sınırları içinde bırakılan taşınmazlar hakkında orman olduğu konusunda "olumlu orman kadastro...