'ın Kurum'a olan prim borcu nedeniyle, davacı şirkete 6183 sayılı Kanun'un 79. maddesi gereğince çıkartılan haciz ihbarnamesine süresi içerisinde itiraz edilmemesi ve cevap verilmemesi nedeniyle davalı Kurum'un davacı şirket aleyhine başlattığı takip dosyaları nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ve ... plakalı araç üzerindeki haczin kaldırılması istemine ilişkindir.Mahkemece, 6183 sayılı Kanun'un 79. maddesi gereğince itiraz süresinin üzerinden 1 yıldan fazla zaman geçtiği, haciz yazısının davacı şirkete 14/05/2013 tarihinde tebliğ edildiği, tebliği alan kişinin de davacı şirketin sigortalı çalışanı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir ve bu karar dairemiz 08.03.2016 tarih ve 2016/4030 Esas ve 2016/3842 Karar sayılı ilamı ile davacının üçüncü kişi kabul edilerek davanın menfi tespit davası olarak nitelendirilerek işin esasına girilerek karar verilmesi için bozulmuş olup, bozma sonrası mahkemece davanın kısmen kabul ve kısmen reddine karar verilmiştir....
Dava 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 79.maddesi gereğince açılmış menfi tesbit istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalı idare vekilinin aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-1136 Sayılı Avukatlık Kanunu'nun 168.maddesinde değişiklik yapan 5904 Sayılı Yasa'nın 35.maddesi “6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalarda vekalet ücreti tutarı maktu olarak belirlenir” hükmü gereğince taraflar yararına maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken nispi vekalet ücreti takdiri doğru görülmemiştir. 3-Harçlar Kanununa 2588 sayılı Yasa ile eklenen (J) bendi hükmü uyarınca Genel Bütçe kapsamındaki kamu idareleri yargı harcından muaftır....
İş bu gerekçeden yola çıkılarak mevcut olayımızda mutlak ticari dava sayılan hallerin olmadığı, bir hukuki işlemin TTK kapsamında kaldığının sayılabilmesi için bu kanunda sayılan hususlar ile ticari işletmeyi ilgilendirmesi gerektiği, 6183 sayılı yasanın 79/4 maddesinde "Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirgesinin tebliğinden itibaren 1 yıl içerisinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirgesinin tebliğ edildiği tarih itibariyle amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır." hükmü gereği davanın 6183 sayılı yasanın 79/4....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava 6183 Sayılı A.A.T.U.H.K'nun 79. maddesi gereğince açılmış menfi tespit istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince davanın konusuz kaldığından bahisle hüküm kurulmasına yer olmadığına ilişkin karar verildiği, kararı davacı vekili vekilinin istinaf ettiği anlaşılmıştır. Davacı vekilinin davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğine ilişkin yapılan istinaf başvurusunun incelenmesinde; 6183 sayılı A.A.T.U.H.K 79/3 ve 4 md.leri gereği "Haciz bildirisi tebliğ edilen üçüncü şahıs; borcu olmadığı veya malın yedinde bulunmadığı veya haczin tebliğinden önce borcun ödendiği veya malın tüketildiği ya da kusuru olmaksızın telef olduğu veya alacak borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise durumu, haciz bildirisinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde tahsil dairesine yazılı olarak bildirmek zorundadır....
a 60.000,00 TL tutarında borcu olduğu bunun dışında borcu bulunmadığının tespitine, 6183 sayılı Yasa'nın 79/4.maddesi uyarınca davacının haksız çıktığı 60.000,00 TL'lik borç miktarı yönünden bu tutarın % 10'u olan 6.000,00 TL tutarında davalıya inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesi gerektiğinden bahisle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı ... İdaresi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 79.maddesi gereğince açılmış menfi tesbit istemine ilişkindir. 1-Bu davaların görülebilmesi için, diğer dava koşullarının yanında iptali istenilen işlemin borcun doğumundan sonra gerçekleşmiş olması gerekmektedir.Öte yandan ticari yaşamda çeklerin vadeli ödeme aracı olarak kullanıldığı da bilinen bir gerçektir....
Borçlu vekili tarafından iflasın ertelenmesi talebiyle açılan davada ...1.Asliye Ticaret Mahkemesi'nce ... sayılı ihtiyati tedbir kararı ile, ''...davacı şirket aleyhine 6183 sayılı Kanun'a göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılmamasına...'' karar verildiği, anılan karar açılan davaya ilişkin olarak (HUMK'nun 101 ve devamı) HMK 389-391 maddeleri gereğince verilen ihtiyati tedbir kararı olup, kararın 2 nolu bendinde açıkca “... hiç bir takip yapılmaması” denildiğinden tedbir kararından sonra takip başlatılamaz. Mahkemece tedbir kararından sonra, 10.07.2014 tarihinde başlatılan takibin iptaline karar verilmesi gerekirken istemin reddi isabetsizdir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki istihkak iddiasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: Davacı 3.kişi vekili, davalı alacaklı idare tarafından dava dışı borçlu şirket hakkında 6183 sayılı kanuna göre yürütülen takip nedeniyle müvekkili bankaya haciz yazısı gönderildiğini, borçlunun müvekkili nezdinde herhangi bir hesabı, hak ve alacağının bulunmadığını, haciz yazısına 7 günlük yasal süre içinde cevap verilemediğinden 6183 SK.'nun 79. maddesi uyarınca müvekkilinin borcunun bulunmadığının tespitini istemiştir. Davalı alacaklı vekili, davacı 3.kişinin haciz yazısına 7 günlük süre geçtikten sonra cevap verdiğini, bu süreden sonra malın davacının yedinde veya borcun zimmetinde sayılması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir....
Kamu alacağına ilişkin olarak anılan madde kapsamında öngörülen menfi tespit davası dışında, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılmasına anılan kanun hükümleri cevaz vermemektedir. Zira, tahsil edilmesi istenen alacak, kamu alacağı niteliğinde imtiyazlı olup sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsili sağlanmak istenmektedir. 6183 sayılı Kanunda, İcra ve İflas Kanununun 72. maddesine koşut bir hükme yer verilmemiş bulunması karşısında, Yasada öngörülen 15 günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusu, aynı konuda yeni bir menfi tespit, istirdat davası açamayacaktır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26.04.2006 gün ve 2006/21- 198 Esas, 249 Karar sayılı Kararı). Ancak, 6183 sayılı Kanun'un 79/4. maddesi menfi tespit davası açılabileceğine izin vermiş olmakla birlikte bu yol, üçüncü kişiler bakımındandır. Bu olanak, kamu alacağı borçluları yönünden tanınmamıştır.( Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.10.2007 gün ve 2007/21- 623 Esas, 2007/717 Karar sayılı kararı da aynı yöndedir.)...
Kamu alacağına ilişkin olarak anılan madde kapsamında öngörülen menfi tespit davası dışında, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılmasına anılan kanun hükümleri cevaz vermemektedir. Zira, tahsil edilmesi istenen alacak, kamu alacağı niteliğinde imtiyazlı olup sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsili sağlanmak istenmektedir. 6183 sayılı Kanunda, İcra ve İflas Kanununun 72. maddesine koşut bir hükme yer verilmemiş bulunması karşısında, Yasada öngörülen 15 günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusu, aynı konuda yeni bir menfi tespit, istirdat davası açamayacaktır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26.04.2006 gün ve 2006/21- 198 Esas, 249 Karar sayılı Kararı). Ancak, 6183 sayılı Kanun'un 79/4. maddesi menfi tespit davası açılabileceğine izin vermiş olmakla birlikte bu yol, üçüncü kişiler bakımındandır. Bu olanak, kamu alacağı borçluları yönünden tanınmamıştır.( Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.10.2007 gün ve 2007/21- 623 Esas, 2007/717 Karar sayılı kararı da aynı yöndedir.)...
Kamu alacağına ilişkin olarak anılan madde kapsamında öngörülen menfi tespit davası dışında, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılmasına anılan kanun hükümleri cevaz vermemektedir. Zira, tahsil edilmesi istenen alacak, kamu alacağı niteliğinde imtiyazlı olup sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsili sağlanmak istenmektedir. 6183 sayılı Kanunda, İcra ve İflas Kanununun 72. maddesine koşut bir hükme yer verilmemiş bulunması karşısında, Yasada öngörülen 15 günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusu, aynı konuda yeni bir menfi tespit, istirdat davası açamayacaktır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26.04.2006 gün ve 2006/21- 198 Esas, 249 Karar sayılı Kararı). Ancak, 6183 sayılı Kanun'un 79/4. maddesi menfi tespit davası açılabileceğine izin vermiş olmakla birlikte bu yol, üçüncü kişiler bakımındandır. Bu olanak, kamu alacağı borçluları yönünden tanınmamıştır.( Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.10.2007 gün ve 2007/21- 623 Esas, 2007/717 Karar sayılı kararı da aynı yöndedir.)...