Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, 6183 Sayılı Yasa’nın 79. maddesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Davalı yanca dava dışı amme borçlusu ......

    İİK'nun Menfi tesbit ve istirdat davaları başlıklı 72.maddesinde:"Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir." hükmüne yer verilmiştir. İİK 72. Madde menfi tespit davalarında ihtiyati tedbir ile ilgili özel düzenleme olup davanın takipten önce veya sonra açılması, verilecek tedbirin şekli yönünden değişikliğe yol açmak- tadır....

      Mad.de ödeme emrine itiraz süresi 15 gün olarak düzenlenmiş ve bu sürenin hak düşürücü süre niteliğinde olduğu, bu süre geçirildikten sonra menfi tespit veya istirdat davası derdest etmenin mümkün olmadığı kabul edilmiştir. Ancak bu kabul kamu alacağı borçluları için söz konusudur. Kamu alacağı borçlusu olmayıp, takip bakımından üçüncü kişi olarak değerlendirilmesi gereken kişiler için gerek 6183 sayılı Kanunda gerek ise 5510 sayılı Kanunda 15 günlük hak düşürücü bir süre ön görülmüş değildir. Nitekim 6183 sayılı Kanunun 79. Maddesi hükmü ile üçüncü kişilerin açacakları menfi tespit davası için bir yıllık süre ön görülmüş olduğu sabittir. Dava konusu olayda, davacının 2018 yılında ne Yıldız Anka İnşaat Gıda İmalat San. Tic. Ltd. Şti., ne de şirketin İstanbul Şubesinin hissedarı, müdürü, temsil ve ilzama yetkili kişisi olmadığı bu nedenle de borçtan sorumlu tutulmamasının mümkün olmadığı açıktır....

      "İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, 6183 Sayılı Yasanın 79. maddesinden kaynaklanan menfi tesbit istemine ilişkin olup mahkemece verilen kısmen kabule dair karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalılar vekilinin diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Davalılar vekilinin diğer temyiz itirazları yönünden dosya incelendiğinde; davacı şirketin kendisine gönderilen haciz bildirisine süresinde itiraz etmediği, o nedenle borcun zimmetinde sayıldığı, buna karşılık 6183 Sayılı Yasanın 79....

        Davasında haksız çıkan üçüncü şahıs aleyhine, haksız çıktığı tutarın % 10'u tutarında ayrıca inkâr tazminatına hükmedilir." düzenlemesi mevcuttur.Usulüne aykırı tebliğin hükmünü düzenleyen 7201 sayılı Tebligat Kanunu 32. maddesinde “Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır.“ hükmü düzenlenmiştir.Somut olayda, davalı Kurumun dava dışı ...i'nin Kuruma olan prim borçları ile ilgili davacı aleyhine haciz bildirisi gönderdiği ve haciz bildirisinin tebliğe ehil olmayan kişi tarafından alındığı gerekçesine dayanılarak davanın süresinde olduğu değerlendirilerek işin esasına girildiği anlaşılmaktadır. 6183 sayılı yasanın 79. maddesi gereği üçüncü kişinin menfi tespit davasını tebliğden itibaren 1 yıl içinde açması gerekmektedir. Tebliğ usulüne aykırı ise 7201 s. Yasa 32 . madde gereği muhatabın öğrenmesi ile bu süre başlar....

          Dava; 6183 Sayılı Yasanın 79. Maddesi gereğince açılmış menfi tespit istemine ilişkindir. Anılan madde uyarınca haciz bildirisi tebliğ edilen üçüncü şahıs,borcu olmadığı veya malın yedinde bulunmadığı veya haczin tebliğinden önce borcun ödendiği veya malın tüketildiği ya da kusuru olmaksızın telef olduğu veya alacak, borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise durumu haciz bildirisinin kendisine tebliğinden itibaren 7 gün içinde tahsil dairesine yazılı olarak bildirmek zorundadır. 3.kişinin süresinde itiraz etmemesi halinde mal elinde ve borç zimmetinde sayılır ve hakkında bu Kanun hükümleri tatbik olunur. Herhangibir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde 3.kişi, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tesbit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır....

            "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi İnceleme konusu karar, Vergi Dairesi Müdürlüğü hakkında 6183 sayılı Yasanın 79. maddesine dayalı olarak açılan ve Asliye Hukuk Mahkemesince verilen menfi tespit isteğine ilişkin olup; Yargıtay Kanununun 14.maddesi uyarınca, davanın temyiz incelemesi Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin işbölümü alanı içine girmektedir. Ancak, dosyanın Yargıtay 4. ve 17. Hukuk Daireleri tarafından davaya ilişkin temyiz incelemesinin işbölümü alanlarına girmediği yönündeki karar üzerine Dairemize gönderildiği; 27.01.2011 tarih ve 2 sayılı Yargıtay Başkanlar Kurulu kararının ise, dairelerce görevsizlik kararı verildiğinde, üçüncü dairece başka bir daireye gönderme kararı verilmeden, dosyanın doğrudan Hukuk Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderilmesi gereğini öngördüğü gözetilerek; görevli Dairenin belirlenmesi için dosyanın Hukuk Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderilmesi gerekmiştir....

              Hukuk Dairesi 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun (2797 sayılı Kanun) 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; dava konusu uyuşmazlığın niteliği ve temyizin kapsamının, 6183 sayılı yasanın 79 maddesine göre menfi tespit istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin ... bölümüne ilişkin 25.01.2023 tarihli ve 2023/1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay 3. Hukuk Dairesine ait olduğundan, 2797 sayılı Kanun’un 60 ıncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca gerekli inceleme yapılmak üzere dosyanın ilgili daireye gönderilmesine karar vermek gerekir. KARAR Açıklanan sebeple; Dosyanın YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 27.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

                Başka bir anlatımla; 6183 sayılı Kanunda, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 72’nci maddesine koşut bir düzenleme bulunmadığı gibi, 6183 sayılı Kanunda menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi” başlıklı, 08.04.2006 günü yürürlüğe giren 5479 sayılı Kanunun 5’inci maddesi ile değiştirilen 79’uncu maddesinde “Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi  tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. ….” düzenlemesi ile yalnız üçüncü kişiler yönünden yer verilmiş, bu hak ve olanak, kamu alacağı borçluları için tanınmamıştır....

                  Başka bir anlatımla; 6183 sayılı Kanunda, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 72’nci maddesine koşut bir düzenleme bulunmadığı gibi, 6183 sayılı Kanunda menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi” başlıklı, 08.04.2006 günü yürürlüğe giren 5479 sayılı Kanunun 5’inci maddesi ile değiştirilen 79’uncu maddesinde “Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi  tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. ….” düzenlemesi ile yalnız üçüncü kişiler yönünden yer verilmiş, bu hak ve olanak, kamu alacağı borçluları için tanınmamıştır....

                    UYAP Entegrasyonu